"Kaptın bizim tavşanı, hm?"
Mikroskoptan ayrılıp sırıttığımda Jimin gür bir kahkaha atıp başını iki yana salladı.
"Belliydi zaten. Sen yaklaşık iki ay önce bulundun, o günden beri seninle ilgilenen kişi Jeongguk'du. İlgini görmese bile ya da onu sevip sevmeyeceğin belli dahi olmadan düşmüştü zaten sana. Şapşal çocuk, neler dedik de dinletemedik."
"Yoongi'yle karşılaştım, yanıma geldi yani. O anlatmıştı, size anlatıyormuş sanırım? Gerçekten de şapşal bir bebek."
"Yoongi'yle tanışmışsınız evet, söyledi bana. O da benim bebeğim işte. Şapşal bebeğim."
Kıkırdayıp işimizle ilgilenmeye devam ettik. Omuzlarıma koyulan eller ve yanağımda yer edinen dudaklarla gülümseyip arkamı döndüm.
"Hoş geldin bebeğim."
"Hoş buldum, Jimin hyung, Yoongi hyung kapıda. Seni bekliyor."
"Ne oldu ki birden? Neyse, gidip bakayım ben, sonra görüşürüz taze çift."
Kıkırdayıp hızlı adımlarla uzaklaşmasını izledim.
"Yoongi hyung falan gelmedi, yalnız kalalım diye öyle dedim."
"Bak sen benim tavşanıma? Neler de düşünüyor? Heyecanlı heyecanlı gitti bir de, yazık değil mi?"
"Değil, ikisi çok dalga geçti benimle sen uyurken."
Tekerlekli sandalyesini kendime iyice yaklaştırıp yakından baktım bebeksi yüzüne.
"Hm, niye dalga geçtiler ki seninle bakalım?"
Yutkunup dudaklarıma bakmış, ardından tekrar gözlerime çıkarmıştı bakışlarını.
"B-Bilmem, uyuyan birinden hoşlandığım için belki de."
"Döveyim mi onları, kimse benim bebeğimle dalga geçemez."
"Ben de adam akıllı bir şey diyeceksin diye bekliyorum!"
Kıkırdayıp yanağına dudaklarımı bastırdım ve koklayarak öptüm tenini.
"Şaka yaptım tamam, bebeğim olmaktan neden memnun değilsin, anlamıyorum."
"Bebeğin olmaktan değil, bunu dışarıda söyleyince, şey, utanıyorum."
"Seni yerim ama ben."
Yanaklarından kavrayıp dudaklarına minik bir öpücük bıraktığımda nefesini tuttu ve geri çekildiğinde dahi alık alık baktı bana. Yanaklarından tutmaya devam ediyordum, yumuşak ve sıcak teni, resmen bırakmamam için uğraş veriyordu. Burnuna ufak bir öpücük bırakıp alnımı alnına yasladım.
"Çıkışta ne yapalım istersin?"
"Çok yorgunum, eve gidip bir şeyler yapsak olmaz mı?"
"Olur tabii, birlikte vakit geçirdikten sonra hiçbir şey sıkıntı değil."
Gülümseyip dudaklarımdan küçük bir öpücük çalmış, kıkırdayarak geri çekilmişti.
"Bir şey sormak istiyorum."
"Ne istersen."
"İletişimi nasıl sağlıyorsunuz? Telefon falan var mı yani?"
"Bileğindeki o kontrol paneli her şey Tae. Onunla sinyal gönderip mesajını iletebilirsin. Telefon taşımana gerek yok yani."
"Çok iyiymiş o zaman. Tanrım, hâlâ inanasım gelmiyor."
"Aslında çok çabuk adapte oldun. Daha çok bocalarsın sanmıştık. Sana yardımcı olmak için görevlendirildim ama bana ufak soruların dışında hiç ihtiyacın olmadı. İşte bu yüzden sen buradasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utopia×Taekook ✓
FanfictionTaehyung'un bedeni, deney için dondurulmuş ve tam bin yıl sonra da çözünmeye başlamıştı. By Amethyst ⚗️