-1.0-

3.6K 356 73
                                    

Sabah güneşin keskin sıcağıyla uyandığımda hafifçe kıpırdandım. Göğsümdeki ağırlığı ve tenime kadar işlemiş çiçek kokusuyla dün gece oldukça bariz bir şekilde doldu zihnime, gülümsemekten alamadım kendimi. Kuş yuvasına dönmüş mavi-gri saçlarına hafif bir öpücük bıraktım ve yataktan çıktım, uyanmasını istemiyordum.

Kısa ama temizleyici bir duşun ardından çabucak giyinip dışarı çıktım, kahvaltıyı kendim hazırlamak istiyordum.

"Taehyung! Günaydın!"

Seokjin arkasında onu takip eden bir robotla yanıma yaklaşmıştı, masa şeklindeki robota bakıp kıkırdadım.

"Günaydın hyung. Nasılsın?"

"İyiyim diyeyim, sen Jeongguk'da mıydın yine?"

Hafifçe sırıtıp omzuyla beni dürttüğünde aynı şekilde sırıtıp başımı eğdim, yeni yıkanmış saçlarıma bakıp gözlerini kocaman açmıştı.

"Siz, yoksa, hiii, neler yaptınız?!"

Elleriyle ağzını kapattığında mızıldandım ve utanmamaya çalıştım. Tamam, baskın olan bendim ama fark edilmesi, biraz, utandırmıştı.

"Boynuna da bir bak, aman Tanrım, yemiş seni. Uyuyor mu o tavşan? İnanamıyorum, içinden ne çıkmış onun?"

Kahkaha atıp üzerimdeki kabanı boynumu kapatacak şekilde şekip yerimde sallandım.

"Bize kahvaltı getirmene gerek yok hyung, kendim hazırlamak istiyorum."

"Hm, güzel bir gece sonrası bakacaksın demek ona, sen çok fenasın."

Onunla vedalaşıp dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım, kendimi çok iyi hissediyordum, nedeni de belliydi aslında.

Markete gidip amerikan kahvaltısı için gerekli malzemeleri alıp eve geri döndüğümde kurabiyem hâlâ uyuyordu, tek fark, yastığımı kollarının arasına çekmişti. Yanına tekrar yaklaşıp küçük küçük öptüm sıcak tenini, kendine has kokusu yine mayıştırmıştı, gözlerim kapanır gibi oldu.

Kahvaltıyı hazırlamaya başladığımda televizyonda da robotların olduğu bir klip oynuyordu, şarkı hoşuma gitmişti. Yerimde sallanıp omleti tavadan aldığım sırada belime dolanan kollar ve burnuma dolan kokuyla gülümseyip kafamı kafasına  yasladım.

"Günaydın bebeğim. Hiç duymadım uyandığını, duş bile almışsın."

"Şarkıya odaklanmıştın."

Boynuma kafasını gömdüğünde ona kendimi daha çok itip omleti tabaklara koyup üzerine aldığım baharatlardan koyup biraz yeşillikle süsledim. Hem harika kokuyor, hem de harika görünüyordu.

" Bunlar nedir böyle? "

Kızarttığım pastırmalara, pankeke ve kahvaltılıklara bakıp masaya geçtiğinde tabakları da yerleştirip yanına geçtim. Birkaç pankeki tabağına bırakıp üzerine şurup döktüm, merakla izliyordu beni.

"Klasik amerikan kahvaltısı hazırladım sana, dene bakalım, beğenecek misin?"

Kesip parçaladığı pankeki yediğinde merakla izlemeye başladım onu. Önce gözleri büyümüş, sonra bana bakmıştı.

"Bu çok lezzetli bir şey! Bizde hiç böyle bir şey yok. Artık yapar mısın bana?"

"Tabii ki yaparım güzelim, istemen yeterli."

Kızarttığım ekmeğe reçel sürüp dudaklarına doğru uzattım, küçük bir ısırık aldığında geri kalanını ağzıma attım. Yanaklarını doldurmuştu hep, çok şirin görünüyordu şu an.

Utopia×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin