17

164 31 54
                                    

geçen gün olanlardan sonra biraz düşünüyor ve seni affedebileceğime karar veriyorum sevgilim. olanları arkamızda bırakıp yolumuza devam edebiliriz öyle değil mi?
senin için yaptığım bunca fedakarlıktan sonra aşkımızdan vazgeçmem aptallık olur. mark'ı bilemem ancak ben savaşmadan pes etmeyeceğim bu yüzden de her akıllı insanın yapacağı şeyi yapacak, aptalı oynayacağım.

sana son tartışmamızın üzerine daha fazla küs kalmak istemediğimi belirten bir mesaj atmamın sebebi de buydu, akşam yemeğine davet etmemin de...

birlikte romantik bir yemek yiyeceğiz, en başına beni seçmene sebep olan şeyleri hatırlamanı sağlayacağım. bu sebepten üzerimde siyah, saten bir gömlek ve dar pantolonum var. takılardan hoşlandığını biliyorum özellikle de chokerlardan...
bu gece zevklerine karşı cömert davrandım.
ne parlak rujum eksik ne de göz kalemi.

menüde ballı hardallı rosto var, en sevdiğin.

özel sosumla tatlandırdığım eti fırına sürdüğüm esnada zil çalıyor, işte buradasın sevgilim!

koşar adımlarla koridora seğirtip kapıyı aralıyorum görünen o ki sen kıyafetlerine benim kadar özen göstermemişsin. olsun, sorun değil. bu geceden sonra herşey eskisi gibi olacak. kollarımı açıp sana sımsıkı sarılıyor, boynundan yayılan etkileyici parfüm kokusu aklımı başımdan alırken sayıklanıyorum.

'hosgeldin sevgilim, seni çok özledim.'

tek elin sırtımı okşuyor,
'hey, geldim işte.'

bunun benim için ne kadar özel bir an olduğunu bilmiyorsun sevgilim, bırak da tadını çıkartayım. başımı omzuna yaslayıp içeri girebilmen için birkaç geri adım attıktan sonra söylüyorum, 'çok üzgünüm. o gün söylediklerim için gerçekten üzgünüm. aslında seni ve acını anlıyorum, gerçekten anlıyorum sadece-'

elini çeneme yaslayıp başımı kaldırıyorsun, 'sssh, şimdi bunları konuşmayalım. sorun değil taeyong, cidden. ben de seni anlıyorum, kaba olmak için yapmadığını biliyorum.'

gözlerim doluyor.

aptal olma taeyong, hemen sakinleş.

yuta şu anda yanında, yeniden seni seviyormuş gibi davranıyor ve önemli olan da bu.
kaybetmemen gereken şey bu.

gömleğindeki görünmez kırışıklıkları düzeltip gözlerimi de kolumun tersi ile siliyorum.
'ah kusura bakma, bu sıralar biraz duygusalım da.'

omuz silkiyorsun,
'hayır sevgilim, kusura bakmıyorum. senin için endişeleniyorum. iyi misin?'

tek elin şefkatli bir şekilde yanağımı okşarken bana ağlamaktan başka çare bırakmıyorsun yine de bunu yapmayacağım. senin sevdiğin taeyong, güçlü, güzel ve davetkardı. kaotik bir karmaşa değil.

'boşver gitsin, fazla duygu yüklemesi. kendimi kötü hissettim o kadar.'

saçlarıma küçük bir öpücük konduruyorsun. bana karşı her zaman olduğundan kibarsın yuta, bunun sebebi kendini suçlu hissetmen olsa gerek. tıpkı benimle yattığın gecenin sabahında sevgilinle gününü gün ettiğin gibi.

hey, bu da nereden çıktı?

sana kızamam, o zamanlar tesir altındaydın. özgür değildin ve normal düşünemiyordun.

biz düşman değiliz, sevgilim.

sana kızgın değilim.

senin hakkında kötü şeyler düşünmüyorum.

böylece histeri krizini yarıda kesip elimi bileğine indiriyor, parmaklarımızı birbirinin arasından geçirip heyecanla şakıyorum.
'gel hadi, bugün için çok özel bir sofra hazırladım.'

gözünü fırından ayırma - yutaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin