Yeni bölüm geldi. Bu bölümü yazarken çok eğlendim. İnşallah sizde eğlenirsiniz. lütfen yorum ve beğeni bırakmayı unutmayın.♡
.
İyi okumalar diliyorum.
.
M.SHer zaman neşeliydim bu hayatta. zorluklar karşısında pes etmezdim hemen çalışır çabalar elimden gelenin en iyisini yapmak isterdim. Başaramazsam çokta üzülmezdim ama aşk bambaşka bir şeydi . Başarılması geren bir hedef değildi benim için. Birden konmuştu kalbime küçük bir kelebek misali.
O gün onu öpmemiştim. öpme girişiminde bulunmuştum ama o kafasını çekmişti çok rezil bir şey gerçekten. O an kalbimin sıkıştığını hissetim ve gözlerim karadı. kalp ritmim bazen hızlandığında bayılabiliyordum. küçüklüğümden beridir kalp sorunum var aort kapak darlığı doktorlar aort kapağını metalle değiştirecekmiş ama yaşım küçük olduğu için beklememi söylediler. Tabi her ameliyat gibi bu ameliyatında ölüm riski var.
Ben küçükken babam bana yatmadan önce masalar okurdu. Bir konuşmamızı hatırlıyorum da. "Baba ya ben prensime kavuşamadan ölürsem?" Babam bu sorumun üstüne afallamıştı ve elindeki kitap kapağını kapatarak başımı okşadı. "o nasıl soru öyle arya " dedi siyah iri gözünden bir damla yaş düştü.
"Ben sizi duydum "dedim itiraf ederek. "ben ölecekmişim"
"şşşt! ağzından yel alsın arya sen ölmeyeceksin. bir daha sakın böyle bir şey dediğini duymayım" yanağımdan öptü "beni üzmek mi istiyorsun kızım." O zamanlar tıp bu kadar ilerlemediği için ölme ihtimalim şuan kinden daha yüksekti şimdi en azından yaşamak için bir ihtimalim var.
Gönlümün sahibini bulmuştum ama ona kavuşamadan ölme ihtimalim vardı. zaten böyle bir yükü ona vermezdim bu yüzden tanışmak için ona hiç yaklaşmamıştım. Ben hasta bir kızdım. Kim taşımak ister ki böyle bir yükü kalbinde.
Gel zaman git zaman okulda nerdeyse onunla köşe kapmaca oynuyorduk. Sanki o da benimle karşılaşmak istemiyor gibiydi. Beni gördüğü yerde yolunu değiştiriyordu. O gün için utanç duyan bendim benim kaçmam gerekirken o niye benden kaçıyordu ki. Babamda evde aynı şeyleri yapıyordu bu günlerde eve geç geliyor, geldiğinde ise kendini odaya kapatıyordu. Bir kaç kere annemi sıkıştırıp neden böyle yaptığını sordum. hastaneyken belki bana çok kızmıştır diye odasının kapısında ondan özür bile dilemiştim.
Annem hiçbir şeyden haberi yoktu o da tuhaf olduğunun farkındaydı. Babamı bir kaç kez sıkıştırmıştı ama babam Nuh demiş Peygamber dememiş.
Böyle günler geçmişti. Okulların kapanmasına iki gün kalmıştı. Hocalar okullar bitmeye yakın olduğu için ders işlemiyordu. herkes kendi halinde takılıyordu. Tabi sınıfın o gürültülü sesinden kitap okuyamaya çalışan ben sınıfa "yeter! susun artık" dememek için zor tutuyordum kendimi.
Birden kapının gürültü ile duvara çarpmasıyla bütün gözler oraya döndü. Ödüm patlamıştı. Kızgın gözlerle bana bakan bir adet Dora'yı beklemiyordum açıkçası hatta belki bana bakmıyordur diye arkamı döndüm ama arka sıram boştu.
Yanıma gelip "kalk! "diye gürledi resmen. Dut yemiş bülbüle dönmüştüm. Daha demin ortalığı yıkan sınıf şimdi benim gibi çıtları çıkmıyordu. Ayağa kalkarken dizlerim titriyordu gerçekten korkmuştum. Ne olmuştu ki?
Dora'nın "sana kalk" dedim demesiyle koluma yapışması bir oldu beni zorla çekiştirmeye başladı. Sıradan bacaklarımı çarpa çarpa çıkmıştım. Sınıftan çıkmadan kolumu birinin daha tutmasıyla Dora'da durmak zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keşke Benim Olsan
Chick-Lit"Seninle evlenmemin tek sebebi baban bunu aklına sok" Bunu biliyordum kalbimi daha çok acıtıyordu.Benimle birlikteydi ama benim değildi. Oysa kalbim sadece benim olması dileyerek atıyordu.