Keşke Benim Olsan

Bölüm 8: O Kız

Merhaba kendim bile yazarken heyecanlandığım kitabımın yeni bölümüne hoş geldiniz. İnşallah sizde benim gibi heyecan içinde okursunuz.

.

M.S

.

Uyanmak istemediğim sabahlardan birindeyim. Bu gün evleniyorum. Sevdiğim çocukla evleniyorum mutlu olmam gerekmez mi? aslında artık onu sevdiğimden emin bile değilim. Bana karşı bu kadar kötü olacağını bilsem sever miydim? severdim çünkü ben salağım ve Dora çok yakışıklı. Olayların bu noktaya gelmesi benim suçumdu. Hasta iken Dora'ya aşk itirafı yapmasam belki de bu noktaya gelmeyecekti olay .Ya Dora'nın sevdiği biri varsa ve ben engellediysem. Olmamasını tercih ederim ama ya öyle bir şeye engel olup bu hikayedeki kötü karakter ben isem. yatağın üstünde ayaklarımı iyice kendime çektim ve saçlarımı ellerimin arasına alıp dağıttım. Düşünmekten delirmek üzereydim.

Dilan'ın odaya  dalmasıyla yerimden sıçradım  "Mal mısın kızım kırsaydın kapıyı "diye  söylendim.

"O zaman sende o koca götünü kaldır ve hazırlan, kuaföre gidiyoruz." elimi tutarak çekiştirmeye başladı. "Ne gerek var kuaföre, sen burada bir maşa yapsan yetmez mi ?"dedim acı bana bakışı atarak.

" valla senin sultan topa dizer beni, benim kızım bir kez evleniyor vıdı vıdı."

Dolaptan kıyafetlerimi çıkartırken " ya anlamıyorum benim istediklerim olmayacaksa onlar evlensin o zaman bu ne böyle"

"sen bunu birde annene söyle ayakta alkışlıyım seni. neyse benim annemlerde geldi ben onlara bakıyorum, seni de aşağıda bekliyorum haberin olsun." son bir bakış attı kapıdan çıkmadan.

"sana abur cubur yeme demiştim bu hafta, ödem toplamış vücudun. Bak gerdekte beğenmez sonra kocan seni" dedi ve kıkırdadı. 

Yanaklarıma büyük bir ateş bastı. elime gelen pelüşü Dilan'a fırlattım, Dilan'ın kapıyı kapatmasıyla pelüş kapıya çarpıp yere düştü. "Dilan!!" diye bağırdım arkasından sinirle.

Ne gerdeğinden falan bahsediyor bu. yanaklarım daha da kızardığına emindim. zihnimde Doran'ın vücudu şekillendi gece gibi koyu saçları. girdap gibi gözleri ve o sexy dudakları ,kaslı kollarındaki dövmeler ve çikolata gibi dizilmiş karın kasları. Aşağı bakma aşağı bakma sansüürleeeee. Kafamı sağa sola sallayarak düşünceleri beynimden uzaklaştırdım. Delirmiş olmalıyım. Dilan yüzünden sapık şeyler düşünüyorum ya. 

Üstümü hızlıca giyinip ellerimi yelpaze gibi yanaklarımı serinleterek odadan çıktım.

----

" Anne sıkmasana ,canım acıyor artık" annem arkamda gelinliğin korsesini sıktıkça sıkıyordu.

"Ne vardı iki hafta diyet yapsan" diye azarladı beni. 

"sanki iki hafta diyet yapsam on kilo verecekmişim gibi konuşman yok mu anne " 

"sus anneye cevap verilmez."

"zaten biraz daha sıkarsan sadece sana değil kimseye cevap veremeyeceğim."

"bitti bitti " dedi annem ve beni kendine döndürdü bana boydan bir bakış attı ve göz pınarları doldu. 

"Anne evleniyorum askere gitmiyorum " dedim ve göz yaşlarını sildim. "yapma böyle olur mu ? "

"Beyaz ne kadarda yakışmış sana kuzum benim, Annesini gülü"  Anneme kocaman sarıldım gözlerim dolmuştu ama ağlayamazdım annemler makyaja çok para vermişlerdi. 

"ya bensiz sarılma partisi mi var "deyip yanımıza koşturdu Dilan. ona da sıcacık sarıldık. çok seviyordum bu sıcaklığı. Dilan ağlamak üzere olduğumu fark edip bizi ayırdı.

"Aaa! hadi hanımlar bu ne sululuk düğün başladı." diyerek ortamı yumuşattı. Annem tekrar bana baktı, elime gelin çiçeğimi verdi.

"Güzel kızım şuan evleniyorsun ama benim yine de minik kızımsın. Başına ne gelirse gelsin bana gel, bana anlat derdini sorgulamam ve sana destek çıkarım. annecim benim minik kızım "

Artık dayanmamıştı göz pınarlarım. Annemle hep itişirdik ama beni sevdiğini biliyordum bende onu çok seviyordum. Bu gün onun gözlerinin içinde gördüm kendimi hüzünlüydü. Sımsıcak sarıldım bir daha. "keşke" dedim kendimi tutamayarak "babama karşı çıksaydın anne "annemin hüznü biraz daha arttı söylememeliydim bu onu daha çok üzeceğini biliyordum ama kendimi tutamamıştım işte.

"Ya...yapmayın böyle, Bak gelin hanımın makyajı akıyor " dedi Dilan duygusal halimizin katili. Gözlerimi yukarı kaldırarak göz yaşlarımın akmasını engellemeye çalıştım. Dilan tekrar makyajımı tazeledi ve odadan ayrılabildik sonunda.

Ellerimdeki çiçeği inceledim bir süre, bembeyazdı ismine bilmediğim yapay bir çiçekti. Dün gece ellerime yakılan kına kokusu geliyordu burnuma. Cidden evleniyordum. Peki  sonra ne olacaktı? Büyük şaşalı bir kapını önünde durduk. Babam yanıma geldi ve uzaktan akrabalarımızın minik kızları eteklerimi tutu. Sanki yurt dışında evleniyor gibiydim. Bizim yörelerimize uymayan bir evleniş şekliydi. Babam koluma girdi. hiç bana  doğru bakmıyordu. 

Kapı usulce açıldı ve düğün müziği eşliğinde babamla yürümeye başladık hafifçe tebessüm ediyordum. Konfetiler patlatıldı. Dora'ya doğru baktığımda ise bize bakmadığını gördüm. En görkemli girişte ,bize bakması gerekmiyor muydu?

İç sesim "Hey! Nereye bakıyorsun ben buradayım. "diye bas bas bağırıyordu resmen. Baktığı yere baktım. Kırmızı mini elbise giymiş bir kıza bakıyordu. Saçları Mavi siyah yaptığına eminim o parıltıları görüyordum. Bu kız bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama nerden? Dora'nın kıza göz kırpması benim ayaklarımın yerden kesilmesine yetti. Kendimi buz gibi betonla öpüşürken buldum.  Demek Dora'nın gerçekten sevdiği bir kız vardı. Alkışlar durmuştu herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Tek baktığım yer o kızdı .Düştüğümü görmüştü ki oda bana bakıyordu. saçlarının aksine mavi gözleri vardı ve kız gerçekten çok güzeldi. Teni süt kadar beyaz resmen ışıldıyordu.  Ben ise şuan yerin dibine girmek istiyordum. Dora'nın bana gülüp geri zekâlı demesini bekliyordum.

Babamın "iyi misin kızım?" deyip koluma girmesi beni güçlendirmiş, kolundan aldığım güç ile ayağa kalkmaya çalışırken bir kişi daha girmişti koluma. Koluma giren kişi Dora'ydı. Bir adım gerilemek istemiştim ondan uzaklaşmak istemiştim ağzımdan acı dolu küçük bir nida koptu sanırım ayağımı burkulmuştu.

Şoku atlatamadan bana ikinci bir şoku yarattı. "Dur baba ben hallederim" dedi benim babama!!!

Beni kucağına almaya çalıştığını fark ettiğimde Dora'nın boynuna sıkıca sarıldım. "Dur ne yapıyorsun?" suratına baktım şaşkınlıkla tek elimi göğsüne koyup iteklemeye çalıştım.

"sus da bitirilelim şu işi "dedi ikimizin duyabileceği şekilde. Beni kucağına aldı. Düğündeki insanlar ıslık çalmaya başladı ,alkışlar koptu, konfetiler patladı. O kız ise sinirle bize bakıyordu...

Yorumlarınızı bekliyorum .

kitabın gidişatı sizce nasıl?

Arya ile Dora'yı nasıl buldunuz?