Emir'i karşımda görmemle neye uğradığımı şaşırdım ama ne yalan söyleyeyim çok mutlu olmuştum. Bir kez görmeme rağmen ondan ne kadar hoşlandığımı düşündüm. Unutamayacağım bir gündü. Aslında şimdi ona açılabilirdim ama şu an hiç iyi bir zaman değildi ve ayrıca da onun bunu nasıl karşılayacağını bilmiyordum . Belki hayatında biri vardı . Belki beni sevmeyecekti. Ben onu düşünüyordum ama onu tanımıyordum bile. Ben de onu sevmeyebilirdim.
Kendi kendime konuşmayı kestim.
''Emir buradan nasıl çıkacağız?'' diye sordum, kendi hızıma şaşmıştım ama korkuyordum. O da pek iyi görünmüyordu. Korkmuyordu ama nefes almakta zorlanıyor gibiydi. Cevap da vermeyince gözlerine baktım ve ''İyi misin?'' diye sordum. ''İyiyim.'' deyince ben de fazla kurcalamadım ve asansörün kapısına vurup bağırmaya başladı. O da bir dakika içinde kendine gelince gözlerinin vücudumda hareket ettiğini hissettim. Aaa olamaz ıslaktım ve biraz daha böyle kalırsam hasta olacaktım. Tabii tatil de çok kötü olacaktı. Vakit kaybetmeden beklediğim soruyu sordu:
''Neden ıslaksın? Hasta olacaksın.''
Bunu demesiyle biraz garip hissetmiştim. Az önce beni umursadığını ifade eden bir cümle kurmuştu. Ama bu kadar beklememem gerektiğini düşündüm ve hemen cevap verdim. '' Az önce üzerime su döküldü, daha doğrusu koca şişe üzerime boşaldı. Bu da yetmezmiş gibi lanet olası oda kartını odada unuttum ve bide telefonum yanımda değil. Şu an da sadece adını bildiğim biriyle asansörde kaldım ve çok üşüyorum.'' dedim. Sesim biraz kızgın çıkmıştı ama elimde değildi. Önce ani tepkime biraz şaşırmış gibi görünse de sonradan siyah renkli bir spor çantadan bana bir şey uzattığını gördüm. Anlamaz gözlerle ona bakarken açıklama gereği duymuş olacak ki konuşmaya başladı.
''Bu kız kardeşimin istersen giy, üşümezsin.'' dedi. Çok sakin görünüyordu. Elinden bana uzattığı şeyleri aldım. Alır almaz da arkasına dönmesiyle şaşırdım. Ne kadar anlayışlı ve iyi biriydi. Üstümdekileri çekinerek de olsa çıkardım ve bana biraz büyük olan kıyafetleri üzerime geçirdim. Kendime biraz çeki düzen verdikten sonra omzuna dokundum ve dönebileceğini söyledim.
Tek kaşını kaldırıp, sırıtıp bakışlar atarken kendimi biraz garip hissetmiştim. "Yakıştı." dedi. Yapma şunu utanıyorum belki...
Asansör bütün enerjisini kullanmış olacak ki bir anda ışıklar kapandı ve içerisi kapkaranlık oldu. Karanlıktan çok korktuğum için istemsizce emire sarıldım. Kutu kadar asansörde yalnız kalmıştık ve kötü hissediyordum. O da anlamış olacak ki hiç sesini çıkarmadı.
"On dakikaya çıkarız, merak etme." dedi. Beni rahatlatmayı başarıyordu. Özeldi...
Yaklaşık beş dakika sonra dışarıdan görevlilerin sesini duyduk. Ellerinden geleni yaptıklarını söylüyorlardı. Biz de uzatmadık. Acaba buradan çıkınca nereye gideceğim, diye düşündüm içimden.
Önce biraz hareket ettik sonra da kapılar açıldı. Üçüncü kattaydık ve benim odam dörtteydi. Asansöre binmek çok sıcak gelmeyince merdivenlerden çıkmaya karar verdim. Ama o sırada Emir'in kolumu tutmasıyla ona döndüm.
"Benim odama gel, ben aşağıya inerim. Hatırlatırım, oda kartın içeride." dediginde kaldım. Gidicektim, başka çarem yoktu. Kolumu bıraktı ve yürümeye başladı. Onu takip etmeye başladım. 317 numaralı odanın önünde durunca ona baktım. Çantadan kartı çıkardı ve bana uzattı. Sonra da bana arkasını dönüp yürümeye başladı. Ben de içeriye girdim. Hiçbir eşyasını daha çıkarmamıştı, her sey yerli yerindeydi. Yatağın yanına gittim uzandım ve televizyonu açtım. Izlenecek bir şey var umuduyla kanalları dolaştım ama yoktu. Ben de umudumu kesip televiyonu kapadım, gözlerimi de.
Biraz uyumak iyi gelecekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.Ş.K.
RomanceDuru ve Lara çocukluk arkadaşıdır. Kardeş gibi büyüyen bu iki dost bir gün hayatlarının aşkıyla tanışır. Hayatlarının, aşık oldukları adamlarla bu kadar değişeceğini ikisi de bilmezler. Onları aşk dolu bir hayat beklemektedir.