Okuyanlara çok teşekkür ederim. Kitabın devamını yazmak için akşamı bekleyemedim. Umarım ilk bölümü beğenirsiniz. Neyse daha fazla uzatmak istemiyorum. İyi okumalar.
Arabanın içindeyim. Kolumu kadıracak gücüm yok. Önde annemle babam oturuyor. Ne yapacağım ben şimdi. Ya öldülerse...
Ve bu benim hatam. Kendimi asla affetmem.
''Anneee!!!'' ses yok.
''Babaaa!!!'' yine ses yok. Çıldırıcam gerçekten. Çok korkuyorum. Niye bu ıssız yolda kimse yok. Acaba neden yok?? Yaa bide soruyorum. Issız olduğu için olabilir mi acaba? Ne diye kavga ettiysem babamla. Azcık sabretsem varcaktık eve. Ne sabırsız kızım ben? Ailemin ölümüne neden olcam!
Belki de oldum bile haberim yok...
Her hareketimde kemiklerime kadar acıyı tatsam da cebimden telefonu çıkardım ve hemen ambulansı aradım.
-Annem ve babamla arabadayız. Babam arabayı kullanırkan viraji alamadı ve kaza yaptık. İkisi de cevap vermiyor ve çok geç olmadan yetişin lütfennnn!!!
-Tamam hanımefendi. Hemen geliyoruz. Telefonunuzla yerinizi tespit ettik zaten. Merak etmeyin yetişicez.
Adamın sesini duyar duymaz telefonu kapattım. Konuşacak kadar gücüm yoktu zaten. Ne söyleyebilirdim ki?
Başımı arabanın yan koltuğuna koydum ve uyumaya çalıştım. Acıyı da daha az hissedecektim böylece.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Uyandığımda, daha doğrusu uyandırıldığımda başımda sadece bir hemşire vardı. Sıradan bir hastane odasındaydım. Annemle babam neredeydi?
''Annem ve babam iyiler değil mi?'' dedim kadına. Önce bir şey demedi öylece kaldı. Sonra tam ağzını açacaktı bir an duraksadı. Sonra konuştu. Sonunda!!!
''Ben doktorunuza haber vereyim. O size açıklayacak.''
''Tamam.''dedim gülümsemeye çalışarak. Ama olmuyordu. Belliydi bir şey olmuştu kesin. Yoksa neden söylemesin.
Yaklaşık on dakika sonra içeriye otuz yaşlarında bir adam girdi. Doktorum. Bana biraz yaklaştı ve gülümsedi. Ben de karşılık verdim. Yanımdaki koltuğa oturdu. Ciddi bir şeyler konuşacaktık belliydi hareketlerinden. Ben de yattığım yerde doğruldum. O da beni bekliyormuş gibi hemen konuşmaya başladı.
''Anneniz hemen yan odada ve durumu iyi. Bir saat içinde uyanmasını bekliyoruz.'' bunu söylerken sesi kısılmaya başlamıştı. Devamını getirmek istemiyormuş gibi. Galiba ben de duymak istemiyordum. Gözüm sulanmıştı. Damlalar daha fazla duramadı ve yanağımdan aşağı süzülmeye başladı. Doktor bana üzgünce baktı, sanki beni anlamış gibiydi. Yanıma geldi ve gözümden akan yaşları silmeye başladı. Hayatımı değiştirecek o üç kelmeyi söyledi. Beni yıkan o üç kelimeyi.
''Babanız için üzgünüm.''
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Birkaç gün sonra annemle ben yeni hayatımıza doğru ilk adımı attık ve hastaneden çıktık. İkimizin de önemli bir şeyi yoktu zaten. Her şey her zamanki gibi babamda patlamıştı. Ama bu sonu olmuştu. Yarın cenazesi vardı. Güçlü olmam gerekiyordu. Babam için annemin yanında olmalıydım. O bana emanetti artık.
Eve girdiğimizde annemin ağlamaya başladığını gördüm. Normaldi ama. Kaç sene birlikte olmuşlar, hiç ayrılmamışlardı. Bir anda gitti babam, biz hiç beklemezken. Ben daha güçlü olmaya çalışıyorum. Annemi de kaybetmek istemiyorum. Ben bunları düşünürken annemi gördüm. Koltukta oturmuş, babamla olan duvardaki fotoğraflarımıza bakıyordu. Bu ona daha fazla acı çektirirdi sadece. Fotoğrafları gördüğüm yerlerden aldım ve annemin ne dediğini bile dinlemeden odama gittim. Bütün fotoğrafları bir yere kilitledim. Annem asla burda bulamazdı. Şimdi sıra annemin yanına gidip onunla konuşmaktı. Başka ne yapabilirdim ki. Ömrümüzün geriye kalan her gününü böyle yaşayamazdık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.Ş.K.
RomansaDuru ve Lara çocukluk arkadaşıdır. Kardeş gibi büyüyen bu iki dost bir gün hayatlarının aşkıyla tanışır. Hayatlarının, aşık oldukları adamlarla bu kadar değişeceğini ikisi de bilmezler. Onları aşk dolu bir hayat beklemektedir.