5. Bölüm

95 6 2
                                        

"Işte şimdi tam oldu. Odaya nasıl gireceğiz?" dedim. Aslında biraz benim yüzümden içeride kalmıştı. Onu o kadar hızlı çekip kapıyı kapamasam iyiydi. Neyse artık bunu konuşmak icin biraz geç kaldık. Olan oldu. Hem o da bir zahmet akıl etseydi de alsaydı. Ben bunları düşünürken Lara'nın koluma attığı yumrukla kendime geldim. Sonra da benim karşılık vermeme izin vermeden konuşmaya başladı.
"Duru onu boşver bir tane daha isteriz. Koskoca otelde bizim odamızı açacak bir kart veya görevli yok mu yani. Hadi acele edelim bir de annemin dırdırını çekemem!.." Söylediklerine karşı çıkmadım, haklıydı, asansörün olduğu yere doğru yürümeye başladım, o da arkamdan geliyordu.Asansörlerin olduğu yere geldik. Zaten orada başkaları da asansörün gelmesini bekliyordu. Biz de onlara katıldık ve beklemeye başladık. Kısa sürede geldi ve biz de bindik. Bekleyen herkes içeriye doluştuktan sonra tam kapı kapanıyordu ki biri kolunu uzatıp kapının tekrar açılmasını bekledi ve içeri girdi. Lara'nın çocuğa bir bakışı vardı. Görmeniz lazım. Bıraksam yer valla işte biz biraz daha bekledik sonra da zaten restoranın olduğu kata gelmiştik. Hemen asansörden indik ve restorana doğru yürümeye başladık. Kapıda bizi biri karşıladı ve annemlerin yanına götürdü. Onlar da sanki bizi bekliyorlarmış gibi ayağa kalktılar ve sanki gidiyormuş gibi eşyalarını toplamaya başladılar, eşya dediğime de bakmayın topu topu bir çantaları var. Sonra bize doğru yürüdüler ve yalandan biraz gülümsediler. Her zamanki gibi ilk konuşan annem oldu.
"Kızlar biz odalarımıza gidiyoruz. Zaten o kadar yol geldik bir de bir saat sizi bekleyince fazlasıyla yorulduk. Bizden bu kadar. Hadi size iyi eğlenceler. Yiyin bir şeyler de sonra kendi başınızın çaresine bakarsınız artık. Hadi biz kaçtık."dedi ve yanımızdan uzaklaştılar.
Ama insan bir susmaz mı, hem ben bir şey diyecektim onu unuttum. Uff anne hep senin yüzünden. Neyse yaa hatırlayınca söylerim artık. Hem ben çok açım!..
Ben ayakta mal gibi bunları düşünürken annemler gözden kaybolmuş, Lara masaya oturmuş, hatta ne yiyeceğini seçmiş, o da yetmezmiş gibi bide garsona ne istediğini söylüyordu. Ve bensizzzzz!..
Neyse ben de daha fazla uzatmadım ve oturup kendime pizza söyledim. Lara da pizza söylemişti. Pizzaları beklerken hiç konuşmadık.
Garson pizzayı getirirken yine bizim aç gözler birbirini buldu Lara'yla. Ama napabilirim açım. Su da istemiştik ve tam suyu koyuyordu ki, o asansörde karşılaştığımız taş çocuk garsona çarptı. Veee bütün su üzerime döküldü!..
Sırılsıklam olmuştum. Hemen ilk bulduğum peçeteleri sömürmeye başladım ama bir işe yaramayacağını anladım ve hemen Lara'ya 'ben gidiyorum' bakışı atıp asansöre yöneldim. Kapıları açılır açılmaz kendimi içeri attım. Yanımda yüzünü göremediğim bir çocuk daha vardı. Sonra bir anda nereye gittiğimi hatırladım. Kapısı kilitli odaya mı?!?!
Hani şu anahtarını içeride unuttuğumuz.
Ama daha önemli bir şey oldu. Asansörde kaldık. Daha doğrusu asansör kaldı. Ama mantıken biz de içinde olduğumuz için biz de kalmış olduk. Neyse bu pek de önemli değil. Sorun şu ki biz hâlâ asansördeyiz. Ve daha yüzünü görmediğim bir çocukla. Sonunda anlamış olacak ki o da etrafa bakınmaya başladı.
Yok artık, neden her şey ikimiz birlikteyken olmak zorunda?..
"Emir!?.."
"Duru?.." Ben senin 'Duru' deyişini yerim ama...

A.Ş.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin