Sadece tatlı tebessümler...
Gülerken kahkaha atmak, ağlarken kahrolmak İşte bütün mesele bu aslında. Sadece ben biraz farklıyım. Gülerken de ağlarken de kahroluyorum. Ya da en doğrusu ben gülmek nedir bilmiyorum.
"T-teşekkür ederim."
"Rica ederim."
Odanın içinde bir sağa bir sola yürüyordum.
"Esla iyi olacaksın."
" Umarım."
Derin bir iç çektim.
" Bu arada şarkılar için çok teşekkür ederim Emre B-"
Yine sözümü kesmişti ve yine beni gülümsetmişti.
"Ay, Esla vallahi billahi silsinler şu sizli, beyli, hanımlı sözcükleri sözlükten."
"Ama ben söylemek istemiyorum ki, istemeden oluyor."
"Tamam o zaman şu cümleyi tekrardan alalım. Seni dinliyorum."
Ellerimin içi terlemeye başlamıştı ama buna rağmen hala gülüyordum.
"Şarkılar için çok teşekkür ederim Emre."
Emre derken sesimin titremesi dışında başka bir sıkıntı yoktu.
"Rica ederim. Ben seni daha fazla tutmayayım. Sen şarkılarını dinlemeye devam et. Ama yüzünden o tatlı tebessümlerini hiçbir zaman eksik etme."
Derin bir nefes alıp yanıt verdim.
"Söz veriyorum. Gülümsemeye çalışacağım."
"Ve bunu başaracaksın."
"Başaracağım."
Karşılıklı olarak birbirimize "Görüşürüz" dedikten sonra konuşmamıza son verdik. Ben o an ilk defa biriyle bu kadar rahat konuştuğumun farkına vardım. Evet bu belki o oda da gerçekleşmişti ama şuan yaşadığım bambaşkaydı. İçimde durdurulamaz bir his vardı. Ve bir gerçek yüzüme acımasızca çarptı.
Beni iyileştirecekti.
Emre beni iyileştirecekti.
Bir nefes alıp verdim. Bu daha iyi hissetmemi sağlamıştı. Birden tıklatılan kapı sesiyle irkildim.
"Efendim?"
"Kahkaha sesin içeriye kadar geliyordu. Merak ettim de bir sorayım dedim." Şaşırmıştım.
"O kadar sesli miydi?"
"Bayağı." Artık bir açıklama yapmam gerekiyordu.
"Emre Karakaya aradı. Onunla konuşuyordum." Meraklı bakışları yüzümde oyalandı. Sonra gülümsemesi ya da psikoloğumun tanımıyla tatlı tebessümü dudaklarına peyda olmuştu
"Peki madem. Onun sana iyi geleceğine inanmaya başladım şimdiden."
Gözlerimi devirmekle yetindim. Onu kırmak istemiyordum fakat benim iyileşeceğime inanırken, iyileşememem gerçeğinin yüzüne çarpması ve bunun süreklilik haline gelmesi onu gün ve gün yıpratıyordu. O benim annemdi. Canımın bir parçasından öte, canımın içiydi. Ve onun yıpranması beni daha da beter ediyordu.
Ben onun için, çevremizdeki insanların söylemlerine göre, hayırlı bir evlat olamamıştım. Üniversiteyi kazanıp gitmemiş, odamdan çıkmadan hayatıma ağlayarak devam etmiştim. En çok canımı acıtan ise, ben bir gün olsun ona nasıl olduğunu sormamıştım. Hele o benim iyileşmem için çözümler ararken.
Acaba gerçekten kırmış mıydım onu?
Dayanamayıp "Sen nasılsın?" diye soruverdim birden. Bu soruma tahmin ettiğim gibi şaşırmıştı. Dedim ya bir gün bile sormamıştım nasıl olduğunu. Sanki sadece ben varmışım gibi bu dünyada. Sanki sadece benim derdim vardı şu üç günlük hayatta.
"Biraz yorgunum. Uyuyacağım."
Aldığım cevap bende deprem etkisi yaratmıştı. Kendime bir kez daha kızdım.
Bir kez daha...
Bu yanlış bir tabir sanırım.
Ben kendime çok kez kızmış, yetmemiş bir de geçmişteki o küçük kız çocuğuna bağırıp çağırmış, o da yetmemiş gibi bir de daha ne olacağını bilmeden gelecekteki kadına saldırmıştım.
Sanırım ben kendime binlerce kez kızıyordum.
Yaşaran gözlerime aldırmadan "Tamam iyi uykular anne." deyiverdim. Annemse gülümsemekle yetindi, kapıyı kapatıp dışarı çıktı. o çıkar çıkmaz ellerim gözlerimdeki ıslaklığı buldu. Artık ağlamayacaktım. Yüzümde sadece tebessümüm olacaktı.
Sadece tatlı tebessümler...
Bilgisayarı kucağıma alıp diğer şarkıları dinlemeye başladım.
Harry Styles-Golden
Türkçe şarkılardan direkt olarak İngilizce şarkılara geçmiştim. Ve sanırım bu şarkıya da aşık olmuştum. Hepsi birbirinden güzeldi. Ve ben yine şarkımla baş başa kalmıştım.
Golden,
Golden,
Golden...
---------------------------------------------------------------------------------------
Herkese merhaba. Ben Nehir. Uzun bir süredir bölüm yazamamıştım. Fakat bugün bölümümüze kavuştuk. Öncelikle teşekkür etmek istediğim bir kaç kişi var.
İlk olarak hayranı olduğum ve baş karakterime adını verdiğim @emregul_ ' e çok teşekkür ederim. Sonrasında beni Harry Styles ile tanıştıran canım arkadaşım Eda'ya ve beni her zaman destekleyen bir diğer arkadaşım Derin'e çok teşekkür ederim.
Sizi çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON YEDİNCİ PSİKOLOG
RomanceEsla Aksel, bazı psikolojik sıkıntıları olan bir kızdır. Annesi onu bu zamana kadar on altı tane psikoloğa götürmüştür. Fakat hiç biri Esla'ya yardımcı olmamıştır. Sıradaki durak ise on yedinci psikolog olan Emre Karakaya'dır. Ancak Esla başına gele...