Kaçtıklarıma Dönüş

34 5 1
                                    

 Boynumdaki sızıya daha fazla direnemeyip gözlerimi araladım. Esneyip kendime gelmeye çalışırken salondaki tek kişilik koltukta uyuyakaldığımı farkettim. Resmen kendime çin işkencesi çektirmişim. Boynumu sağa sola hareket ettirip rahatlatmaya çalışırken Yağmur'un kapısına ulaşmıştım. Neler olduğunu bir an önce öğrenmek istiyordum. Odasının kapısını tıklattım ancak cevap gelmedi. Uyandırmayı gözüm yemediği için kendi kendine uyanmasını bekleyecektim. Tekrar uyuyamayacağımı bildiğim için duş alıp Yağmur'a Pazar kahvaltısı hazırlamak için mutfağa girdim. Dün gecenin dedikodusunu kahvaltımızı yaparken aradan çıkarabilirdik.

 Çaylarımızı bardaklara doldurduktan sonra Yağmur'un kapısını tıklattım. İçeri girdiğimde uyanmış yatağın içinde telefonunu kurcalarken buldum onu.

''Pazar kahvaltısı.''

''Sana tapıyorum. Biliyorsun değil mi?''

''Abartma. Çayın soğumadan gel bekliyorum.''

 Odamdan telefonumu alıp mutfağa geçtim. Yağmur'un gelmesini beklerken Aytuğ'a mesaj atıp izin mevzusunu sordum. Telefonum titrerken Yağmur mutfağa girdi. Telefona cevap verirken aynı anda Yağmur'a ağzımı hareket ettirerek Aytuğ'la konuştuğumu belli ettim.

''Günaydın Aytuğ.''

''Günaydın günışığım. Bil bakalım kim patronundan 4 gün izni kopardı.''

''Süper haber! Yarın akşam yola çıkıyoruz o zaman?''

''Evet. İşten sonra buluşuruz.''

''Anlaştık. İyi çalışmalar. Sonra konuşuruz.''

''Hoşçakal.''

 Yağmur'a dönüp sırıttım. Konuşmamızdan Aytuğ'un izin aldığını anlamıştı zaten. Tekrar etmeye gerek duymadan dün akşam hakkında konuşmaya yeltendim.

''Ee dün akşamı ballandıra ballandıra anlatmak için sabahın 7'sinde beni ayağa dikmeni beklerdim. Beni şaşırtıyorsun.''

''Dün gece hakkında konuşmak istemiyorum.''

''Kötü mü geçti.''

''Hatırlamak bile istemiyorum.''

''Üstüne gelmiyorum. Ama bu meraktan çatlamadığım anlamına gelmez.''

''Meraklanılacak bir durum yok. Öylesine bir yemekmiş. Benimle görüşmek istemediğini kalbimi kırmadan açıklamak için. Teselli ikramiyesi gibi.''

''Batuhan'ı tanımıyorum ama sanırım oldukça dengesiz.''

''Ve karanlık.''

''Herneyse. Hadi kahvaltını hemen yap daha sonra valizini hazırlayacağız. Sonra kardeşime hediye bakmaya çıkarız. Olur mu?''

''Ne hediyesi?''

''Doğru ya. Size söylemeyi unuttum. Doğum günü. 8. Yaşına girecek.''

''Pekala. Bende birşeyler alırım. İyi olur.''

 Kahvaltımızın kalanı sessiz geçti. Ben mutfağı temizlerken Yağmur odasına gidip valizini hazırlamaya başladı. Yanına gittiğimde işi neredeyse bitmişti. Hazırladığı bavulu 4 gün için fazla büyük bulsamda ona birşey söylemedim. Yanına aldığı giyisilerin kritiğini yapıp son kararını verdikten sonra hazırlanıp Tunalı Hilmi'ye gittik.

 Birkaç mağaza gezdikten sonra ikimizde alacağımızı almıştık. Ben canavar görünümlü barbie bebekler alırken Yağmur güzel pembe bir elbise almıştı. Hayır canavar bebekleri kardeşimden nefret ettiğim için değil cidden komik oldukları için almıştım. Birer kahve içmek için karşımıza çıkan bir kafeye girdik. Yağmur'un sessizliği sinirlerimi bozmaya başlamıştı ki özüne döndü.

SUKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin