Taylor Swift - All Too Well
"Siz nesiniz şu an?" Yujin'in sesiyle masadaki herkes kafasını kaldırıp ona baktığında tedirgince çevirdim gözlerimi.
Gözleri ben ve bana en uzak yerde oturan Haruto arasında mekik dokuyordu.
Sertçe yutkundum. En iyisi hiç üstüme alınmamaktı. Ne sorduğunu bile anlamamıştım.
"Ne diyorsun sen?" Jihoon'nun sesi biraz sert çıkmıştı.
Yanımdaki Doyoung elindeki çubukları tabağına bıraktı. Başını bana çevirdiğini hissedebiliyordum.
"Ben ne dediğimi biliyorum Jihoon. Sadece soruyorum aralarında ne olduğunu. Bilmek hakkımız, onların arkadaşlarıyız biz."
Birkaç saniye sessizliğin ardından Yujin tekrar konuştu. "Değil mi, Haruto ve Minji?" Ağzına bir lokma atıp masaya sarkan kahverengi saçlarını arkaya doğru itti. Hala gözleri bizdeydi.
İnat gibi masadaki herkes susmuştu. Haruto, ben ve Yujin arasında geziniyordu bakışları.
Haruto ve ben 'zaman verme' kararını alalı bir ayı geçmişti. Birbirimize 'merhaba, günaydın, iyi akşamlar' bile demediğimiz bir ay...
Aramızdane olup bittiğini bizim de bilmediğimiz ortadaydı. Ne amaçla bunu sorguladığını düşünmek istesem de sadece derin bir nefes aldım.
Bacağımda duran elimin üstüne hissettiğim dokunuşla kafamı Doyoung'a çevirdim. Bunu yapması bile beni ağlamaktan komaya sokabilirdi.
"Onlar bizim arkadaşlarımız, evet. Ama onların bilmemizi istediği kadarını bilsek yeterli. Bu onların özel hayatı. Arkadaşlarımız olmaları haklarında her türlü şeyi bilmek ve bu şekilde toplu ortamlarda bunu sorgulamak gibi haklar vermiyor hiçbirimize."
Doyoung'un elini sıktım sakince. Böyle bir şey yapmasına hiç gerek yoktu. Gerginlik çıkması çok hoş olmazdı.
Gergince Haruto'ya baktığımda başını eğmiş kucağındaki elleriyle uğraşıyordu. Birkaç saniye sonra kafasını kaldırıp bana baktığında gözlerinde ciddi bir endişe hissetmiştim.
Bakışlarımı kaçırıp Doyoung' bakan Yujin'e çevirdim.
Ağzındaki lokmayı bitirip boğazını temizledi.
"Bugüne kadar bunları bildiğim için sustum zaten Doyoung. Kusura bakma ama arkadaşlarımın bu halde olması beni üzüyor. Hele ki dün gece Haruto gel-"
"Sus!" gözlerimi Haruto'ya çevirdiğimde boşluğa bakıyordu. Gözlerini delirmiş gibi tek bir noktaya sabitlemişti. Korkunç göründüğü konusunda bence herkes hemfikir olurdu.
"Bu konu sizi üzsün ya da üzmesin, etkilesin ya da etkilemesin konuşmayın. Bu sadece iki kişi arasında bir şey. Yardıma ihtiyacımız olsa sizinle bunu paylaşırdık."
Hızla kalktığında Junkyu mırıldandı. "Daha bir şey yemememişti-"
Kapının çarpma sesi onun susmasına neden olurken Yujin tekrar konuştu.
"Benim kötü bir niyetim yok. Sadec-"
"Afiyet olsun size." deyip ayağa kalktığımda Yujin susmuştu. Bunu nasıl başardığı hakkında bir fikrim yoktu.
Masaya oturduğumuz andan beri çenesini kapatmamıştı. Salak.
Haruto gibi kapıyı çekip çıkmak yerine odama ilerledim ve yatağımın kenarına, yere bıraktığım çantamı aldım.
"Haruto düm gece gel-"
Haruto dün gece nereye gelmişti ki bu cümleyi kurmaya kalkışmıştı Yujin? Ve Haruto buna neden sinirlenmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost love ❧ haruto
Fanfic❧ lost love aradan geçen zamana rağmen senden kopamamak, aşkımın altında ezilmeme sebep oluyor. ©helenrensa | 2021