Desire | taekook

1|Etkilenme

Önceki hesabım kapandığı için hikayeyi tekrar yayımlıyorum :( okuyanlar oy verirseniz çok mutlu olurum <3

-

"Hey hadi aşağı in seni velet"

Ablamın sürekli bağırmaları, aşağı inmemi istemesi gerçekten sinirimi bozuyordu. Ne var ki bugün sevgilisi gelecekmiş. Hepimizin aşağıda olmamazı, beraber ailece. yemek yememizi istiyormuş süslü.

Sevgilisi Jeon Jungkook, yirmi yedi yaşında oldukça yakışıklı ve kaslı biri. Üç yıldır Mimar olarak çalışıyor. Ne yalan söyleyeyim ondan etkilenmiştim ve etkilenmeye, hoşlanmaya devam ediyordum. Onu her görüp etkilendikten sonra pişman oluyor ve kendime kızıyordum.

Sonuçta ablamın sevgilisi ve evleneceği adamdı. Birbirlerini seviyorlardı ve evleneceklerine emindim. Kendimi suçlu hissediyordum ondan etkilendiğim için, ablama ihanet ettiğimi düşündüm. O zamandan bu yana hep kaçıyordum Jungkook'tan.

Ben Kim Taehyung yirmi yaşında, hayatımda ilk kez birinden etkilenip saatlerce ağlamıştım. İmkansız olduğunu biliyordum çünkü. Kim ablasının sevgilisine aşık olur ki?

"Bak hala gelmiyor! Kime diyorum Taehyung hadi gel aşağı"

Ablamın tekrar bağırmasıyla telefonda oynadığım oyunu kapattım ve söylenerek aşağı indim.

"Geldik işte, patlama"

"Ablanla doğru konuş seni küçük kaplan"

Ablam Hyemin oldukça güzel ve süslü bir kızdı. Gören dönüp bir kez daha bakardı eminim. Benim aksime bembeyaz tene sahipti. Dudağının altında ben ise onu çok çekici kılıyordu. Uzun kahverengi dalgalı saçlarını ise her zaman kıskanırdım. Ben kendimi beğenmiyordum, sanki olduğum beden benim değildi.

"Özür dilerim biricik ablam" deyip sarıldım. Ablam değerliydi benim için, asla onun üzülmesini istemez ve onu üzecek hiç bir şey yapmazdım.

"Tamam sırnaşmayı bırakta git düzgün bir şeyler giy Jungkook gelecek şimdi"

"Yah ama..."

"Taehyung hadi çabuk, daha annemle masa hazırlayacağız uğraştıma beni"

Söylenerek odama çıktım tekrar. Ne yani beni sadece hazırlanmam için mi çağırdı aşağı?

Yatağa oturup sakinleştirdim kendimi. Çünkü gerçekten nedenini bilmediğim bir şekilde titriyordum, karnıma ağırlar giriyordu.

"Hazırlandın mı küçüğüm?"

Ablamın bağırmasıyla transtan çıkıp ayağa kalktım. Öyle yada böyle aşağı inecektim, indirilecektim. Onu görmeyi istemiyordum ama mecburdum.

Yatağımın karşısındaki dolaba doğru adımladım ve kapağını açtım. Seçtiğim beyaz bir tişört ve siyah bol kumaş pantolonu çıkarıp yatağa bıraktıktan sonra ğzerimdekileri çıkarıp seçtiklerimi giyerken ayna önüne geldim. Gayet hoş ve sadeydi. Her zaman salaş şeyleri giymeyi severdim. Saçlarıma şekil verip çiçekli parfümümü sıkarken, gözüm çilekli dudak parlatıcıya kaymıştı. Bir süre bakıştık onunla. Daha sonra elime alıp sürdüm. Dudaklarımı hafif kırmızı yapmıştı ve tadı oldukça tatlıydı.

"Dudaklarımı böyle çilekli parlatıcımla öpsen keşke"

Kalbimin sesini duyduğumda sinirle fırlattım lipbalımı. Aynada kendime bakıp kaşlarımı çatarken hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladım. Elimle dudaklarımı sildim, neden böyle bir şey düşündüm bilmiyorum. Bilinçaltım Jungkook'la doluydu sanki.

"Sikeyim seni"

Sakinleşmem lazımdı yoksa ablam fark ederdi. Ablamın tekrar çağırmasıyla toparlanıp hiç istemeyerek aşağı indim.