Bir gün sonraTaehyung bir hafta sonra evdeydi artık. Annesi ve babası ile hasret giderdikten sonra odasına çekildi. Şu an ablası evde değildi. O gelince ne yapacak hiç bilmiyordu. Yüzüne bakamıyordu, utanıyordu. Yine de Jungkook'la birlikte olduğu için, Jungkook'u sevdiği için pişman değildi.
Odasında oturmuş saatleridir telefona bakıyordu. İçinde küçük bir umut vardı, Jungkook mesaj atar veya arar diye. Fakat ne mesaj ne de arama vardı. Jungkook yoktu artık. Onu üzdüğünü, paramparça ettiğini biliyordu. Jungkook'u kaybettiğini biliyordu artık.
Kısa süre sonra ablasının sesini duydu. Yeni gelmişti eve. Anne ve babasıyla bir şeyler konuşuyordu heyecanla. Kapıya doğru yaklaşıp dinledi.
"Jungkook'la buluştuk anne, cuma günü evleniyoruz bugün benimle gelinlik bakmaya geldi" diyordu heyecanla Hyemin.
Taehyung duydukları ile olduğu yerde sedeledi, başı döndü, gözleri karardı. Jungkook ablasıyla evlenecekti. Onlar artık evli olacak ve aynı evde yaşayacaklardı. Esmer adam gözyaşlarını tutamadı. Bir haftadır ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Yorulmuştu artık, sadece biraz rahatlamak ve mutlu olmak istiyordu. Jungkook'u istiyordu. Şu an çok ihtiyacı vardı Jungkook'a. Kollarına girip omuzunda ağlamaya ve her şeyin geçtiğini söylemesine çok ihtiyacı vardı.
Belki evlenmez diye düşünüyordu Taehyung. Fakat yapmıştı, Jungkook Hyemin'e gitmişti. Taehyung kendini suçladı. Eğer o dediklerini söylemeseydi belki şu an her şey farklı olurdu.
Pişman olmuştu.
"Benim yüzümden.." dedi kısıkça Taehyung "Benim yüzümden hayatını mahvetmek üzere, her şey benim yüzümden. Keşke ben hiç doğmasaydım"
Taehyung tekrar yatağa doğru gidip oturduğunda, her şeyin bittiğini anladı artık. Jungkook yoktu artık, o evli bir adam olacaktı. Tüm bunlar fazlaydı küçük kalbine. Bundan sonra Jungkook'u unutmayı deneyecekti. Sadece şu iki haftalık sınavı bitsin gidecekti burdan. Yurtdışında üniversite bakmaya başladı. Gidecek ve tüm bunlardan uzak olacaktı. Her şey daha iyi olacaktı. Jungkook hep kalbinde yaşayacaktı.
Bir süre sonra odasının kapısı bir hışımla açıldı. İçeri giren Hyemin'in suratındaki ifade zafer ifadesiydi. Elindeki zarfı sallayarak kardeşinin yanına geldi.
"Gelmişsin eve"
Taehyung cevap vermedi. Dizüstü bilgisayarına bakmaya devam etti.
"Jungkook'la evleniyoruz küçük kardeşim. Kaybettin, Jungkook beni seçti. Demiştim sana değil mi Jungkook benim, hep öyle olacak"
Taehyung'un yine cevap vermediğini gören Hyemin sinirlendi. "İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz biliyorum, ama size izin vermedim işte. Ölene kadar öylece sev Jungkook'u. Bende hep yanına olacağım. Onu sevmememe rağmen yanına olup her defasında psikolojik şiddet uygulayacağım ona. O ölen sevgilim değil ama onun yerine koydum onu. O Jungkook değil, sadece ölen sevgilime benzeyen bir teselli aracı" dedikten sonra elindeki zarfı Taehyung'un yüzüne fırlattı. "Al bu da düğün davetiyesi. Bekleriz düğünümüze"
Taehyung konuşmak için tüm gücünü topladı. Ablasının söylediklerini hayretler içerisinde dinledi. O bu kadar kötü biri değildi, olamazdı.
"Umarım bir gün bu yaptıklarından dolayı öyle pişman olursun ki, Jungkook'un yüzünü ve sesindeki çaresizliğini asla unutamazsın"
Hyemin, kardeşinin dediğini umursamadı ve odadan çıktı. Omuzunda bir ağrı vardı kadının. Şimdi ise Taehyung'un söyledikleri daha çok ağırlaştırdı yükünü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire | taekook
FanfictionTaehyung ablasının sevgilisine aşık oldu. 05122021 21062022