5|Hoşlanma

5.8K 378 233
                                    



"Gel"

Odanın kapını iki kez tıklattıktan sonra Jungkook'un sesini duyduğumda derin bir nefes alıp içeri girdim. Jimin'in
dediği gibi kalbim kıçımda atıyordu. Ben ona aşık değildim, neden böyle oluyordu.

"Ah sen miydin ufaklık, neden kapı çalıyorsun ki direkt gir"

Jungkook'un kendine ait ofisi vardı. Ayrıca çok başarılı bir mimardı, ve oldukça yakışıklıydı. Ofisinde çalışan kadınların içine düştüğüne emindim.

"Sekreterin izin vermedi" dedim elimdeki resim çantamı masaya bırakıp koltuğa otururken.

"Bir dahakine uyarırım merak etme sen" gülümseyerek konuştuğunda, koltuğundan kalkıp karşıma oturmuştu.

"Gerek yok kapı çalmayı tercih ederim" gözlerimi devirip konuştuğumda güldü.

"Tamam nasıl istersen Taehyung"

Şaşırdım, ufaklık dememişti bu sefer. "Hadi başlayalım, masaya geçelim orası daha rahat" beraber kalkıp büyük masaya yan yana oturduk. Çantamdan çıkardığım kağıtları,
kalem ve renkli kalemleri masaya bıraktım.

"Kaç çizim kaldı"

"İki, bir elbise diğeri iki parçalık kıyafet"

"Tamam kolaymış"

+
+

Yaklaşık bir saat sonra bitirdiğimizde ikiside çok güzel olmuştu. Elimizdeki her şeyi bırakıp sandalyeye rahatlıkla yasladık. "Teşekkür ederim seni de meşgul ettim hyung"

"Ne demek ufaklık" yanağımdan makas alıp güldü. Bir an sevinmiştim artık bana ufaklık demediği için, fakat sevincim kursağımda kaldı yine. Ben bir kere çocuk değildim! Yavaş yavaş alışıyordum 'ufaklık' demesine. Sanırım bu beni hiç sevmeyeceği anlamına geliyordu.

"Artık gerçekten kızmıyorum biliyor musun? Çünkü söyleyeme hep devam edeceksin hyung"

"Kötü bir niyetle söylemiyorum, biliyorum yetişkin olduğunu ama ufak olduğun için yakışıyor sana ufaklık kelimesi, ufaklığımsın" oturduğu sandalyeden kalkıp masasındaki bilgisayara baktı, daha sonra telefonuna
bakıp tekrar yanıma gelip oturdu.

Benim bu sefer de kallbim ağzımda atıyordu. Onun için ufaktım, onun ufaklığıydım. Hem mutlu hemde mutsuzdum. Kalbim başka şeyler hissederken aklım beni uyarıyordu. Bir an aklıma ablam gelmişti. Ona ihanet ettiğimi düşününce, kendimden iğreniyordum.

Neden bana unut veriyordu! Yada ben mi öyle
hissediyordum sadece. Bu hem bana hemde ablama haksızlıktı.

"Programım boş istersen başka şekilde teşekkür edebilirsin bana"

Aklıma fesat şeylerin gelmesi normal mıydı?

"Ne? nasıl?"

"Şuna bak kıpkırmızı oldu! Diyorum ki bir şeyler ısmarla bana öyle teşekkür et"

Rezillik! Rezil oldum. Neden kırmızı oldum ki. Salak Taehyung!

"Tamam olur, ne seversin"

"Benim için fark etmez, sadece çıkalım"

+
+

Jungkook'a teşekkür etmek için onu pizzacıyı getirmiştim. Pizza en sevdiğim yemekti, yanında kola da olsa dünyayı unuturdum. Lisedeyken Jimin ve Hoseok'la her zaman gelirdik. O zamanlar Jungkook yoktu, her buraya geldiğimde çok mutlu olurdum fakat şimdi neden o kadar da mutlu değilim?

"Kendimi lisede okuldan çıkıp arkadaşıyla takılan ergen gibi hissediyorum" Jungkook pizzasını yerken konuştuğunda güldüm. Çok güzeldi, aşık olmamak mümkün değildi.

Desire | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin