\Kıskanç/

246 18 3
                                    

Şuan, hayatındaki en güzel anlardan birini yaşıyor olabilirsin.

Kitap okumayı çok seviyorsun ve sık sık kütüphaneye gelirsin.

Ve artık kütüphaneye yalnız gitmiceksin çünkü kız arkadaşında seninle geliyor!

Onunla kütüphaneye gidip sevdiğin ve onunda beğenebileceğini düşündüğün kitapları ona göstermek için aşırı heyecanlısın.

Bu heyecanın dışarıya da yansıyor.

Yüzünde güneş kadar sıcak, mutluluk hapı içmiş kadar mutlu gözüken bir gülümsemeyle kız arkadaşın Senju ile beraber kütüphaneye gidiyorsunuz.

Senju'nun kitaplarla arası pek iyi olmasa bile senin bu heyecan ve mutluluğunu gördüğünde onunla kütüphaneye gitme teklifini toplantısı olmasına rağmen reddedemedi.

Kütüphane kapısına vardığında gerildin ve onun tepkilerinden korktun.

Okuduğun kitaplar biraz nası desek-
Karışık.

Kütüphaneye girip, Senju ile beraber kitaplıkların aralarında dolaşmaya ve ona önerebilmek için sade ve konusu akıcı, güzel olan bir kitap düşündün.

Arsından rafta duran okuduğun br kitap gözüne kesişti.

Kitabı durduğu yerden alıp heyecanını belli etmemeye çalışarak ona uzattın.

Senju kitabı eline aldı ve sana açıklama bekler derecesinden baktı.

Senju'nun kafasındaki soru işaretlerini silmek için açıklama yapma ihtiyacı duyarsın.

Kitap: Ölüler Konuşamaz.

+Kitabın konusu öldürülen genç bir kız. Kitap arada geçmişi ve geleceği barındırarak yazılmış. Katili bulmak isteyen kız kurbanın arkadaşları ve olayın aslında göründüğünden daha derin olmasını barındırıyor. Bence çok güzel bir kitap okumanı tavsiye ederim Senju-kun.
(Ve kitap okumayı seven insanoğulları)

Senju kitabı döndürerek inceledi.

-Güzele benziyor ama benim kitaplarla aram pek iyi değil.

Kitabı aldığın rafa koydu.

+Biliyorum Senju-kun bunu tahmin ettiğim için yanımda ders kitabı getirdim. Yarınki denemeye hazırlanmalıyız.

Senju ders çalışmayı seven biri değil. Buna rağmen notları iyi.

Senju'nun elinden tuttun ve onu kütüphanenin öğrencilerin ders çalışması için ayrılan bölümüne götürdün.

Büyük masada oturan kızlı erkekli karışık oturma yerlerinden iki kişilik boş olan bir yere oturdunuz.

Notlarını çıkardın ve masaya koydun.

Senju şimdiden sıkılmıştı ve saçma saçma şeyler için şikâyet ediyor veya teoriler ortaya atıyordu.

En sonunda onu ders çalışmaya motive edebilmiştin.

Sen ona konuyu anlatırken o yan masadaki kızların/erkeklerin fısıltılarını dinliyordu.

-Şu (saç rengin) saçlı kız çok güzelmiş, çıkma teklifi etsem kabul eder mi?

-Dene bence.

-Yanındaki kız kim?

-Bilmiyorum ona ders anlatıyor gibi fazla yakın görünmüyorlar.

Senju'nun içini tuhaf bir his bürümüştü.

Öfkeye benziyordu ama değildi de.

Yan masada oturan kızlar/erkekler kalkınca o da kalktı ve tualet bahanesiyle onların peşinden gitti.

Senju bir süredir yoktu ve endişelenmeye başloyordun.

Evet güçlü bir kızdı ama onu yenebilecek şeyler de varsı elbet.

Senju geri geldiğinde hırpalanmış gözüküyordu ve dizi kanıyordu.

+Senju-kun?!

Yanına koşup bir kolunu omzuna attın ve belinden tutarak onu koltuğa oturttun.

Hep çantanda bulundurduğun yara bantlarını çıkardın.

Hayvan şekillilerdi.

Hırpalanmış kıyaferlerini düzelttin, cebinden bir peçete alıp akan kanı sildin ve dizinin kan olan taraflarını temizleyip hayvan desenli yara bantlarını yaranın üzerine yapıştırdın.

Sen bunları yaparken Senju sedece seni izledi.

İşlemlerin bitince de sessizliğini bozdu.

-Kızdın mı?

Ayağı kalktın.

+Hayır sadece endişelendim.

+Ne oldu?

Senju gözlerini senden kaçırarak hafif kızarmış yanaklarını senden saklamaya çalışsada sen onun yüzünü net bir şekilde görebiliyordun.

-Yan masadaki kızlar/erkekler seninle ilgili konuşuyorlardı.

Daha fazla devam etmiyeceğini anlamıştın. Ne demek istediğini de anlamıştın.

+Yani kıskandın.

-HAYIR!!

Fazla ses yaptığı için kütüphanedeki bütün gözler size döndü ve görevliden uyarı yediniz.

Tekrar ders çalışmaya başlicaktınız ki
Senju'nun utangaç ve kısık bir sesle söylediğiyle duraksadın.

-Biz yeterince yakın değil miyiz? Yani sen benim ilk sevgilimsin ve tam olarak nasıl davranacağımı bilmiyorum.

Ona sıcak bir gülümseme verdin ve eşyalarını topladın.

Sırt çantanı sırtına atıp yanına gittin ve onu ayağı kaldırıp yanağına bir öpücük kondurdun.

Senju elini tuttu ve beraber dışsrı çıkıp günü ikiniz için değerlendirme kararı verdiniz.

Sonrasında bütün gün el ele tutuşarak dolaştınız.

_______________________________________

585 kelime.

Gecenin 2'si ve ben bölüm atıyorum.

Senju Akashi x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin