\Kiraz Ağacı/

257 19 20
                                    

Biraz karnımızda kelebekler uçuşsun.

___________

Sonunda okulların tatil olmasına bir hafta kalmış, yaz tatili yaklaşmış, yaz tatili hazırlıkları başlamıştı.

Yaz tatiline son bir hafta kalmıştı, okuldaki hocaların hâlâ ders işledikleri için ailen seni okula gitmeye zorluyordu.

Yaz aylarında olmanıza rağmen hava durumu önümüzdeki haftaya kadar her günün rüzgarlı olucağını, çabuk üşeyen insanların kalın sayılabilecek ceket almadan evden çıkmamalarını tavsiye ediyordu.

Mutfak bangosunun üzerindeki açık kahverengi kese kağıdındaki öğle yemeğini kapıp hızlı adımlarla dış kapıya yürüdün.

Ayakkabılarını giymeyi bitirdiğinde evde olan annene çıktığını haber verdip kendini dışarı attın.

Her zaman kullandığın okula evin arasındaki en kısa yolu tercih ederek hızlı adımlarla yürüdün.

Sonunda okuluna varmıştın, güvenliğe selam verdin ve çantanı sınıfa bırakmak için merdivenleri ikişer ikişer çıkıp çantanı bıraktın.

Ve yerine oturdun. Yanın boş olduğu için rahat bir şekilde ayaklarını yanındaki oturacağa uzattın, duvara dayandın ve çantandan çıkardığın kitabı okumaya başladın.

(Kitap: Ve Sonunda İkiside Ölür.)
(Okumanızı tavsiye ederimm.)

İkinci tenefüste sınıfınıza yeni biri geldi. Birini arıyormuş gibi gözüküyordu.

-Kawaragi y/n burada mı? (??)

+Kawaragi y/n?

+Y/n benim ama Kawaragi?

Çocuk yanına yaklaştı ve sana küçük bir kutu verdi.

Ardından sakin bir ses tonuyla konuştu:

-Bunu sana Senju vermemi istedi onunla arka bahçede buluşmanı istiyor. (??)

Başını sallamakla yetindin. Sınıf arkadaşların sana şaşırmış bir ifadeyle bakıyorlardı. Anlaşılan, Senju'nun ünü burda bile kendini belli ediyordu.

Küçük kutuyu da yanına alıp merdivenlerden indin.

Avuç içinedeki kutuyla beraber arka bahçeye doğru yürüdün.

Okulun bahçesi gerçekten güzel bir yerdi. Senin favori yerin arka bahçedeki kiraz ağacının altındaki banktı.

Yazın bu zamanı kiraz ağaçları çiçek açar ve ortaya büyüleyici bir görüntü çıkarırdı.

Senju'nun orda olduğuna emindin. Kiraz ağacına yaklaştıkça onu daha net gördün.

Ders zili çaldığından çoktan bütün öğrenciler sınıflara dağılmıştı.

Pembe saçları, kiraz ağacının pembe çiçekleri ile uyum içinde dans ediyor.

Seni daha fark etmemesini fırsat bilerek telefonunu çıkartıp onun farklı açılarda fotoğraflarını çektin.

Aralarından en güzelini seçerek arka planın yaptın. Yüzüne yumuşak bir gülümseme yayıldı.

Telefonundan başını kaldırdığında Senju sana el sallıyor ve yanına gelmeni işaret ediyordu.

Telefonunu cebine koyarken yürümeye devam ettin.

Yanına gelip karşısında durdun ve biraz sinirli bir ses tonuyla konuşmaya başladın:

+Senju, neden bütün okul beni Kawaragi y/n olarak biliyor?

Senju gülerken sen ona "cidden" bakışı atıyordun.

-Soy ismimi kendinde deneyen sendin! (Senju)

+Evet ama bütün okulun bilmesine gerek yoktu!

Kızaran yüzünü saklamak için başka yöne baktın.

-awww...

Ellerini arkandan beline sardı ve çenesini omzuna koyarak devam etti:

-benim küçük sevgilim kızarmış mı~ (Senju)

Ellerini belinden çekti ve karşına geçip ellerini senin omuzlarına koydu.

Yeşil gözlerini seninkilerle buluşturdu.

Senju sana sıcak bir gülümseme hediye edince.

Yanakların ısındı, kalbin yerinden çıkacakmışcasına atmaya başladı.

Gözlerini kaçırdın.

Bir elini tekrar beline koydu ve yukarı aşağı belini okşadı.

Diğer elini yanağına koydu ve ona bakmanı sağladı.

Belindeki eliyle seni kendine yaklaştırdı, yanağını okşarken sende ellerini onun omzuna koydun.

Dudaklarını seninkilere değdirdi. O seni öperken sende ona karşılık verdin.

Yumuşak ve sıcak dudakları iyi hissettiriyordu. Yeşil gözlerine bakarken kendini kaybediyordun. Yavaşça gözlerini kapattın ve öpücüğün tadını çıkardın.

Nefessiz kalana kadar dudaklarınızı ayırmadınız. Kulaklarına kadar kızarmıştın.

Rüzgarın esmesiyle saçlarınız birbirine dolandı.

Kiraz ağacının birkaç çiçeği rüzgarla beraber saçlarınıza geldi, birkaçı saçlarınızın arasında kaldı.

Birbirinizden ayrılıp kiraz ağacının altındaki banka oturdunuz.

Senju bir elini belinize dolayıp seni kendine çekti. Başını omzuna koydun.

Ve elini uzatıp elini tuttun.

İkinizde tek kelime etmiyordunuz ama ikinizde huzurluydunuz.

Gözlerinizi kapatıp anın tadını çıkarıyordunuz. Bu anın hiç bitmesini istemedin.

..

Eve gittiğimde Senju'nun sana verdiği küçük kutuyu açtın, içinden, ucunda onun gözleriyle aynı renk bir zümrüt olan kolye vardı.

Kolyeyi eline aldığında içindeki not yere düştü.

Eğilip notu aldın ve güzel el yazısıyla yazılmış notu okudun.

-Zümrüte baktığında beni hatırla küçük kedicik!!

-Senju Kawaragi.


Yüzünde mutluluktan ağlamak üzereymiş gibi duran bir gülümseyle notu okumayı bitirmiştin.

Kolyeyi alıp boynuna taktın. Artık bu kolye senin bir parçan olmuştu. Sen nerdeysen o kolyede ordaydı, Senju'yu her özlediğinde kolyeye bakıp küçük bir öpücük konduruyordun.

_______________

648 kelime.

Kitabı bitirmeyi düşünüyorum.
Devam ediyim mi yoksa başka bir karakterle başka bir kitap mı yapmaya başlayayım?


Senju Akashi x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin