8

249 39 7
                                    

...

İki çocuk zorla cesedi banyoya taşıyıp küvete koydu, sonrasında ise soğuk suyla doldurdu. Kusmamak için kendilerini zorluyorlardı, hele ki Katsuki. Banyodan çıkıp Izuku'nun kapıyı kilitlemesinin hemen ardından daha fazla dayanamayarak bıraktı içindekileri.

"Ben... Ben gerçekten birisini öldürdüm... Bir anlık bilincim yok olmuştu sanki ve aklım başıma geldiğinde elimde bıçakla duruyordum karşında. Ne olduğunu anlamadım bile. Ben katil değilim, katil olmak istemedim." Sessiz bir şekilde fazlaca titreyen sesiyle hızlıca demişti. Her halinden belliydi hiç iyi olmadığı.

"Ya aynısı bir daha olursa, başkalarına zarar vermeme neden olursa. Sana veya başka sevdiklerime zarar vermek istemiyorum!" Ellerini yine kulaklarına kapadı. Zihninde bunu ona yaptıran ses onu rahat bırakmıyordu. Sürekli katil olduğunu ve bunun devamının kendi istemese de geleceğini söylüyordu. Bir kere bulanmıştı eli kana.

"Ben katil değilim, öldürmek istemedim. Katil olmak istemedim, sadece korumak istedim!" Bağırdı ve zihnindeki sesin susması için başına vurmaya başladı. Zar zor bileklerini yakalayan Izuku'dan kurtarmaya çalıştı bileklerini. Elleri, kirli ellerine değmemeliydi.

"Bırak, n'olur bırak. Ya sana da istemeden zarar vermemi sağlarsa. Ya artık kimse beni sevmezse. Korkuyorum, bu sesler benim zihnimde ama hiç de ben gibi değil..."

Yüzünü avucunun içine alıp yüzünün önündeki saçları çekti, hala elleri yüzündeyken göz göze gelmelerini sağladı.

"Sen kötü birisi ya da katil değilsin. Bunlar bizim suçumuz değil. Biz sadece çocuğuz ve yaşadıklarımız en başından beri fazlaydı. Bir katil varsa o da bizi bu duruma mahkum bırakan herkes. Kendine zarar verme, lütfen. Aşarız bunları. Hem kimse bilmez bizim yaptığımızı. Bilemezler yani, sanmıyorum..." Sonlarda daha tereddütlü bitirdi dediklerini.

Göz temasını kesti ve yanına oturdu. Diyecek bir şey yoktu başka. Zaten kendi söylediklerinin aksine, o da fazlaca bunalım, korku, endişe içerisindeydi. Ne yapacağını bilmiyor, aklı sadece artık tüm bu problemlerden kurtulmak istediği düşüncesiyle doluydu.

...

Gece Katsuki yeniden gizlice odasına sokmuştu, Izuku'yu. Zihnen ve bedenen çokca yorgundu, hemen uyumak istiyordu ama gözlerini kapattığında gördüğü tek manzara kandı ve kan yüzünden uyumaktan daha çok midesinin bulandığı, vücudundaki tüm kanın ayaklarında toplandığını hissediyordu. Sonunda belki birlikte rahatça uyuyabilirdi. Izuku pijamalarını giydikten sonra yanına yattı. Anında kollarını sardı Izuku'ya ve başını boynuna gömdü. Düzgünce uyumak istiyordu. Birbirlerine iyi geceler dedikten sonra gözlerini kapattılar.

...

Ne kadar tişörtüne sürerse sürsün ellerinden çıkmayan kan daha da çoğalıyordu. Dizlerine kadar içinde bulunduğu su kanlıydı, kırmızıdan başka bir renk yansıtmıyordu. Suyun üstünde dağılmış organlar duruyor, yavaş yavaş ona doğru geliyorlardı. Hemen arkasındaki gölge ise -şeklinden belliydi ki kendi gölgesiydi- kulağına bir katil olduğunu ve bunu asla değiştiremeyeceğini fısıldıyordu.

Sudan çıkmaya çalıştı, adım attıkça daha da battı, battıkça daha da çoğaldı fısıltılar. Sanki artık fısıltı değil de tüm dünyanın duyabileceği kadar yüksekti sesler. Kulaklarını koparmak istedi. Ağzına sarılan eller nefes almasını engelledi. Bedenen boğulurken ellerin ruhunu da boğduğunu düşündü.

Ellerini ağzını çevreleyen ellere sardı ve çekmeye çalıştı ama daha da sıklaştı. Suda çırpınırken eline gelen ilk şeyi savurdu arkasındaki bedene. Bir bıçak. Ve en sonunda soluklanırken farketti elindeki bıçağı. Yine birini öldürdüğünü. Çığlık attı, boğazı yırtılana kadar ve çığlık attı her saniye artan fısıltıları bastırana kadar.

...

Izuku, Katsuki'nin çığlığını duymasıyla uyandı. Rüyasında ağlıyordu. Uyandırmak için sarstı. Uyanmadığındaysa elini yüzüne götürdü ama hissettiği anormal ısıyla birden yatakta dizlerinin üstüne çıktı ve daha dikkatli baktı ateşine. Cayır cayır yanıyordu. Daha hızlı dürtüp uyanmasını sağladı. Hafif aralık dolu gözleriyle Izuku'ya baktı, Katsuki. Titriyordu.

Yataktan indi ve titreyen bedenin üstünü açıp tişörtünü çıkardı. Yatakta biraz dikleştirip komodinin üstünde duran suyu içirdi.

"Üşüyorum..."

"Annenlere söylemeliyim, çok ateşin var."

Kafasını sallayıp zar zor yataktan sarkıttı ayaklarını. Komodinin üstündeki bardağa baktı, titreyen elleriyle bardağı aldı ve yere bıraktı. Cam kırıkları dağıldı ayaklarının altına. Naptığını anlamayan Izuku endişeli bir şekilde bakıyordu ona.

"Dolaba gir." Sorgulayan gözlerle bakarken çekinerek dolaba girdi. Az aralık kalmış kapaktan Katsuki'ye bakıyordu. Katsuki ise yutkunup bedenini yataktan kaydırdı. Ayaklarına batan cam kırıklarıyla acıyla çığlık attı. Bir kaç saniye sonra ne yaptığını algılayan Izuku gözlerini kocaman açmış, tam dolaptan çıkacakken kapı açıldı ve Katsuki'nin annesiyle babası endişeyle odaya daldı.

Yere düştüğünü görünce babası kaldırıp yatağına oturttu ve camları nazikçe çıkarttıp annesinin verdiği bezle sardı. Bayan Mitsuki ise gözyaşlarını silecekken ateşinin olduğunu farketti.

"Katsuki'nin ateşi var. Doktora götürmeliyiz. Sen aşağı indir ben arabayı çalıştıracağım." Hızla odadan çıktı. Ardından da Bay Masaru, Katsuki'ye bir tişört giydirip kucakladı ve odadan çıktı.

...

if i killed someone for you, bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin