BÖLÜM DOKUZ

199 10 0
                                    

Saat 5 buçuk gibi uyumuş ve 7 buçukta uyanmıştım. Gerçekten uykum vardı fakat okula da gitmek istiyordum. Ve inanılmaz heyecanlıydım. Dün gece saat 5'e kadar konuşmuştuk ve daha da konuşacak gibi görünüyorduk. Aslında bana kalsa okula bile gitmezdim fakat dün bana okulda da konuşabileceğimizi söyleyince öyle bi salaklık yapmamaya karar verdim.

Üstümü değiştirip suratıma tonlarca ağırlığında fondöten ve kapatıcı sürdüğümde suratım hiçte uykusuz kalmış gibi görünmüyordu. Eyeliner maskara ve birazda renkli dudak koruyucu sürdüğümde suratım güzel görünüyordu.

Kıyafetlerimi değiştirip çantama iki üç kitap koyup çantamı omzuma asarak aşağıya indim. Masada sadece dedemi görmemle şaşkınlıkla kaşlarım havalandı. Hayır dedem yanlız yemek yiyor ve Barış ile Bora ortalarda yok. Cidden dünyanın sonu geliyor olabilir.

Dedemin yanağına öpücük kondurup masaya oturduğumda çoktan yemek yemeye başlamıştım.

" Dedecim nerde bu ikiz kekilliler?" diye bir soru yönelttiğimde dedem dikkatini elindeki gazeteden çekip bana verdi.

" Erken çıktılar kızım hayırdır?"

" Hiiç öyle göremeyince bi merak ettim bende." diye dedemi yanıtladığımda karnımı az da olsa duyurmuştum.

Telefondan saate baktığımda 8 e birkaç dakka kaldığını görmemle ışık hızıyla evden çıktım ve önüme gelen ilk taksiye binip okulun yolunu tuttum.

*

İlk ders bittiğinde sabırsızlıkla Neda ile dışarı çıkmıştık. Bu arada da ben dün olanları ona anlatıyordum. Heyecanla her bir olayı atlamadan anlatmaya devam ettiğinde şaşkınlıkla ağzı 5 karış açık kalmıştı.

Okulun kantinine geldigimizde hemen kendimize bir masa seçtik ve oturduk. Hayır tabiki de gözlerim her yerde Çağrı'yı aramıyordu.

Ve beklenen olay da öyle gerçekleşmedi. Ben kantinin kapısından Çağrı çıkacak diye beklerken Bora ve Barış çıkınca gözlerimi devirdim. Cidden neden benim istediğim şeyler gerçekleşmiyor Allahım çok mu kötü bi kulum. Tamam belki namaz kılmıyor olabilirim ama oruç tutuyorum bence yeterlidir bu.

Bora Barış'a bir şeyler söyleyip bize doğru yürümeye başladıklarına onlara bakmayı sürdürdüm. Masaya kadar geldiklerinde izin istemeden hemen masaya oturmalarına da bişey demedim çünkü neticede benim kuzenim ve ben olsam bende öyle yapardım açıkçası.

Bora yanağıma bir öpücük kondurduğunda gülerek bende onu yanağından öptüm.

" Naber kızlar?"

" Barış gerçekten halimizi hatrımızı soruyor olamazsın." diyip güldüğümde bana sevimsiz bir gülümseme yolladı.

" Gerçekten de bunu yapıyordum fakat şu an baya yanlış bi düşünce olduğunu anladım sağol Eylül'cüğüm." diyip elimi sıktı ve kafalarımızı tokuşturarak beni tebrik etti.

Bugün bunlara ne olduğunu bilmiyordum fakat baya eğlendiğim ortadaydı. Barış'ın bu hareketine kahkaha atarken Bora Barış'a bir bokmuş gibi baktı ve beni çekip göğsüne yaslanmamı sağladı. Bir yandan da başımı okşarken Barış'a ayar veriyordu.

" Kıza komyoncu Mehmet abi selamı verdin Barış. Sen bu kızın DNA'larıyla mı oynamak istiyosun?" diyip yalandan kızdığında bir kahkaha daha attım. Bora'nın yanağına bir öpücük kondururken " Oy sen beni mi düşündün. Yerim yaa." dedim. Bir yandan yanaklarını sıkıyordum tabii.

DEĞİŞİM BAŞLIYOR (wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin