Kanka mı?

227 4 0
                                    

İşte o an sonunda geldi. Sonunda okullar açıldı. Sabahları erken kalkıcam ve kafamı kitaplara gömüp harıl harıl ders çalışıcam desem yalan olur doğrusu. Şimdi uyuyorum ve yarın yeni bir serüvene başlıyorum.

"Cemre hadi uyan okula geç kalıcaksın! "

Annemin sesi sanki beni zorla ölüme götürmeye çalışan azrailin sesine benziyordu. Eğer cevap vermezsem odama gelip yorganı suratımdan çekecek ve ben ne olduğunu anlamadan sarsıcak. Kalktım ve en masum sesimle

" kalktım anneeeee " dedim.

Banyoya gittim aynaya bakmamaya özen göstererek elimi yüzümü yıkadım. Sabahları Bülent Ersoy un hafif makyajlı haline benzediğim için aynadan uzak durmaya özen gösterdim. Bilekte biten dar paça kot üstümede mavi Kareli gömlek giydim. Mutfağa gidip masaya oturdum. Bu aralar deli gibi yemek yiyorum. Annem 'ergenlik çağında olur böyle şeyler' dedi. Hayır yani 22 yaşında ne ergenliği onuda çözmüş değilim. Ben kendi dünyamda düşüncelerimle haşır neşir olurken abim arkadan gelip kafamı ittirdi ve

"Günaydın ufaklık" dedi.

Abimin bile bilmediği küfürleri söyledim tabiki de içimden. Tam sofradan kalkıcaktım zil çaldı evin en küçüğü olanların her zaman yaptığı gibi gidip kapıyı açtım. Betül gelmişti direk boynuna atladım o an karşımda Johnny Depp o görsem bu kadar sevinmezdim desem yeridir. Annemlere

"Ben kaçtım" diyip çıktım.

Konverslerimi ayağına geçirdim ve yola koyulduk.

Üniversite yolunda ilerlerken Betül bana haberdar olmadığım dedikoduları anlatıyordu. Hani yerin kulağı var derler ya sanki o kulak betülünmüş gibi düşünmekten kendimi alamıyorum.

Okula vardığımızda bedenimi hissetmedigimi hissettim. Nasıl hissettim onu bende çözemedim ama (!) Sadece kalbimin ritmik atışlarını duyuyordum. Eren karşımda ve bana doğru geliyordu. 2 senedir plotonik olarak bağlandığım benden biraz uzun kol kaslı ama göbeği hafif yağlı, esmer teninde göze çarpan yeşil gözleri, seksi bakışları, kumral saçlarıyla aklımı başımdan alıyordu. Üstüne atlayıp tişörtünü yırtmak ve dudaklarına yapışıp sen benimsin lan dememek için zor tutuyorum kendimi. Parfümünün baştan çıkartan kokunu duyabileceğim kadar yaklaştı ve

"Günaydın kızlar" dedi.

Ben çocuğun ağzına düşecek gibi bakarken sağolsun Betül araya girdi ve

"Günaydın eren. Benim bir işim var siz gidin sınıfa gelirim ben" dedi ve yanağıma öpücük kondurur gibi yapıp "sakın bir sürtük gibi davranıp yavşama çocuğa sakin sakin konuş ve mal mal bakma" diye fısıldayıp uzaklaştı.

Eren le beraber sınıfa çıktık. Ne desem diye beynimi kırk yılda bir de olsa kullanırken eren beni kurtarıp söze girişti.

"Bayağı oldu görüşmeyeli üniversite olmasa yüzünü gördüğümüz yok valla" dedi, kafeteryada sandalye çekip otururken. Oha Oha yüzümü görmek istiyor, kesin bana aşık, kesin benimle sevişmek istiyor. Kendine gel Cemre dedim sandalyede biraz daha doğrulup en doğru cümleyi seçmeye çalışırken.

"İş güç Eren haftanın 8 günü çalışıyorum" dedim gayet rahat bir şekilde lakin bir haftanın 7 gün olduğunu idrak edene kadar(!) Hemen bişe demem lazımdı.

"Hahaha espri yaptım canım hani çok çalışıyorum ya bana 8 gibi geliyor" dedim inanması için Hatim indirerek.

Hafifçe sırıttı. Domestosla yıkanmış gibi bembeyaz dişleri göründü ve ben yine hayallere dalarak bakakaldım ona. Öyle birşey ki bu onu görünce adımı dahi unutacak hala geliyordum. Öyle saçmalıyordum ki kendimi gerizekalı gibi hissediyorum ki öyleydim de. Sırıtışı yüzünden silinmeden

"Ne kadar Üzgün olursam olayım beni güldürebiliyorsun" dedi. Mahçup bir şekilde kafamı önüme eğip ellerimle uğraştım.

"Arkadaşlık bunu gerektirir zaten dimi kanka" dedim. Kanka mı? Aman Allahım sevdiğim erkeğe kanka dedim. Biri beni öldürsün dilimi kuşbaşı kesip tavuklara yem etsin nolur nolur.

"Aynen. Aynen kanka" dedi. Hay kankanın içine sıçayım Eren ya...

aşktan vazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin