Kapıyı açtım, Betül gelmişti.
"Ne istiyorsun? "
"Cemre biraz konuşabilir miyiz? Cemre lütfen!"
Eğer içeride Eren olmasaydı ve zor durumda olmasaydım kabul etmezdim. Ama etmek zorundaydım. Kapıyı açık bıraktım ve içeri geçtim. Eren Betül'ü görünce ayağa kalktı.
"Ben gideyim sizin konuşacaklarınız vardır. Senin cevabını bekliyorum Cemre."
Birşey söylemedim, Eren gitti. Koltuğa oturdum ve
"Ne söyleyeceksen söyle ve git"
"Cemre böyle yapma! "
"Ne yapmamı bekliyorsun Betül? Çalıştığım kafe de erkek arkadaşımla beni aldattığın için sarılayım mı sana? "
"Cenk in yanından gittikten sonra sana herşeyi anlatacaktım. "
"12 yıllık arkadaşlığımızı hiçe sayıp onu seçtin. Beni bir seçenek haline getirdiysen konuşacak birşey olduğunu sanmıyorum."
"Cemre..."
"Hiç kendini yorma Betül yolu biliyorsun"
Betül ağlayarak gitti. Bende kendimi tutamadım ve ağladım. Canım yanıyor ya. Bir taraflarımı fermuara sıkıştırmışım gibi, böyle sanki indirime giren ayakkabı bitmiş gibi içim acıyor.
Eren e ne diyecektim ben Allahım sen bana yardımcı ol dinimiz sübhaneke amin...
Uyandığımda kahvaltıya inmeyi planlıyordum ama yeni evimde olduğum için kahvaltı hazırlayanım yoktu. Ekmek arası yapıp yedim ve üstümü değiştirmek için odama gittim. Kolsuz siyah gömlek altına dar gri pantolon giydim ve hafif bi makyaj yapıp yola çıktım.
Sınıfa çıktığımda oturacak yer olmadığını farkettim. Betül'ün ve Eren'in yanı boştu. Kısa bir o piti piti yaptım ve Eren i seçtim.
"Oturabilir miyim? "
"Tabi ki. Gelsene. "
Allah ım inşallah bana birşey sormaz. Çanta mı masanın üstüne koydum. Kafamı kaldırdığım da okulda ilk defa gördüğüm bir çocuğu fark ettim. Çok yakışıklıydı lannnn. Deri ceketin içine giydiği gömlek üstüne tam oturuyordu ve baklavaları ortaya çıkıyordu. Normalde baklava sevmem ama bu çocuğu bana verseler yerim. Esmer teninde ela gözleri dikkat çekiyordu ve bir anda göz göze geldik. Gülümsedi, bende gülümsedim. Eren bizi görünce yüz ifadesi değişti bir anda. Noldu canım sen yaparken iyi ben yapınca zoruna mı gitti iyi oluyor sana Eren bey.
Ders bitince çocuk yanıma geldi. Kara bulut gibi dikildi tepemde. Ona doğru döndüm ve elini uzattı.
"Selam ben Erdem"
"Aleyküm selam bende Cemre."
Allah belanı vermesin Cemre. Kezbanlığın tuttu yine.
"Görünüşe göre sınıf arkadaşıyız Cemre. Bir yerlere gidip takılmak ister misin? Başka bir planın yoksa tabi."
"Neden olmasın"
ayağı kalktım ve beraber kampüsten çıktık. Eren bahçede bir bankta oturmuş bir şeyler düşünüyordu. Beni görmedi. Aslında yeni tanıştığım biriyle bir yerlere gitmem normalde ama Eren ondan beni kıskanacaksa giderim. Kötü yola düşmezsem iyidir he.
Arabasına bindik. Zengin çocukmuş he A4 ü var. Yani A4 diyince benim aklıma çizgisiz kağıt geliyor ama normal de Audi 4 gelmesi gerekiyordu.
Bar gibi bir yere geldik. Korkuyordum ama en azından etrafta bunu da elimden alacak bir kankam yoktu. Gümbür gümbür müzik çalıyordu. Siyah masalar etrafına dizilmiş bar sandalyeleri ve her masada çerez tabakları vardı. Köşede adamın biri kucağına kızı oturtmuş öpüşüyor ve elleşiyordu. Nere geldim lan ben. Türk dizilerinde ki gibi mi olcam şimdi pavyona mı düşeceğim. Oh derin bir nefes alıp rahatlayabilirim çünkü benim sesim kötü benden şarkıcı olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşktan vazgeçme
RomanceAşkla komediyi harmanlayıp birleştiren bu öykü hem güldürcek hemde küfür ettiricek gibime geliyor ama şunu unutmayın. 'Aşık olduğundan vazgeçmek zordur' lakin 'alıştığından vazgeçmek imkânsız'...