"Yaşamaktan yorulmuş bir insanın dinlenebildiği tek liman toprak altıdır."***
Kendimi eve attığım ilk an sıcak bir duşa gitmiştim. Şuan yatağımda uzanıyorum, tavanla bakışıyordum. Annem ve babam burada değillerdi. Onlar yurtdışında yaşıyorlardı. Sen neden gitmedin? Oralar bana göre değil. Bir kere gitmiştim ama hiç alışamamıştım.
Çalan telefonumun sesiyle doğruldum. Yanımda duran masadan telefonu aldım.
Hülya Sultan arıyor...
Annem arıyordu.hissetmiş gibi...
Hemen telefonu açıp kulağıma koydum. "Alo kızım," dedi. Sesi özlem doluydu. Gülümseyerek cevap verdim. "Anne, ne yapıyorsunuz?" diye sordum. "İşteydik babanla, şimdi eve geldik," dedi annem.
Onları gerçekten çok özlemiştim. Onlarla zaman geçirmeyi,film izlemeyi, oyun oynamayı. Babamla karşılıklı içerken Müslüm söylememizi, herşeyi çok özlemiştim.
"Bende sınavlara çalışıyorum. Malum bu sene canımızı çıkartıyorlar," dedim gülerek, annemin de gülme sesi geldi kulağıma. "Sen zaten zekisin kapcık kızım", dedi, kahkaha attım. Bana ne zaman' kapcık kızım ' dese istemsizce böyle gülüyorum.
"Gerçekten bu dönem çok zor anne, yoruldum biraz,"dedim. Bu gerçek bir yorulmaydı. Kendimden, herşeyden yoruldum. Biraz da yorulmadım ki,çok yoruldum."Buraya gel, düşün bir kez daha," dedi annem. Oraya gidemezdim. Oraya gidersem mahvolurum. Biliyorum.
Birkez gitmiştim. Okumaya. Ne beni seven vardı,ne arkadaşım vardı,ne ben vardım. Bana besledikleri nefreti o zaman henüz anlamamıştım,hala da anlamıyorum."Anne, konuşmuştuk bunları, yapamıyorum orada. Bak sözüm olsun bu tatilde hep orada olacağım,olur mu?," diye sordum.
"Bak sözünü aldım. Eğer gelmezsen annen sana çok kırılır. Tamam mı?," dedi, gülümsedim. "Tamam söz verdim. Geleceğim," dedim. Kapatmam lazım ama annemle de konuşmak istiyordum, babamla da. "Anne, babam nerede?," diye sordum. Babamı özlemiştim. "Lavabodaydı kızım, çıkar şimdi," dedi ve üzerine ekledi." Ha bak çıktı şimdi," çok heyecanlandım çünkü babamdı o benim,ilk aşkım, ilkim, herşeyimdi.
"Orhan bak kızımız seni özlemiş, konuşmak istiyor," dedi annem babama. Annem telefonu babama verince derin bir nefes aldım. "Alo, kızım," dedi, gözlerimden bir yaş aktı. Sesimin titrememesi için beş saniye konuşmadım. "Babam," dedim. Engel olamamıştım,yine titremişti sesim.
"Kızıl'ım nasılsın?," diye sordu babam. O da bana 'kızılım' derdi. Sesi bana herşey olmuştu. Bir baba, kızına nasıl bir deva, olduysa bana da öylesinden oldu. "İyiyim babacığım, sizi çok özledim," dedim, gülüyordum. "Bende çok özledim kızıl'ım,"dedi babam.
"Baba, sana birşey söyleyeceğim," dedim. Geçmiş. Bunu sormaliydim. Neler yaşandığını,neler olduğunu öğrenmeliyim."Söyle güzel kızım," dedi. Nefesimi tuttum ve söyledim." Ben, geçmişimi biliyor muyum?", diye sordum. Bir anda sessizlik kapladı tüm odayı. Babamdan ses kesildi. Doğru muydu? Anonim çocuğun söylediği? Öyle bir ihtimal var mıydı?
"Yok kızım. Geçmişin her çocuk gibi. Biraz yaramazdın, biraz değil aslında," dedi ve güldü. Kesinlikle birşeyler vardı. "Hem nereden çıktı bu bakayım?," diye sordu. "Hiç öyle aklıma geldi, bende sorayım dedim," dedim. Şüpheli birşeyler vardı. Birşeyler saklıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGEMİN KIZI... ( texting)
ChickLit"Bu bizim hikayemiz. Kendi ellerimizle tekrar yazacağız kendimizi." "Sevgi görülen bir kalp, kendini kendine yeniden atmaya başlar..."