***
"Görünmez hisler, aklını bulayan düşünceler, ve kendini senlikten bile çıkaran fikirler. Kendimi kaybettim, kendimi bulamıyorum. Sende bulabilir miyim? Sende, birazcık benden bir parça kalmış mıdır? Onu geri istiyorum. Yoksa bedenim burada kalacak fakat ruhum hiçsizlige karışacak."
***
Aklın mı kalbin mı sorusunda genel olarak hep kalbin fikrini aptal bulurlar. Çünkü mantıksız karar verir. Aşık olmak gibidir. Aklın sana daima doğru fikri verir, ya da sen öyle sanırsın. Kalbin sana kötü gelir çünkü düşünmeden cevap verir. Aşık değilim sorusuna, aşıksın cevabını verir gibi... Hayır kalbin sana doğru söyler çünkü beynin seni manipüle eder. Sadece gerçeklerden kaçtığını için ya da gerçekler sana ağır geldiği, acı verdiği için kaçmak istersin. Aklının doğru söylediğini düşünürsün. Kalbin ise sana gerçekleri haykırır. Onu unuttum sorusuna aklının evet diye haykırdığı ama kalbinin onu unutamazsın diye söylemesi gibi...
Hala yanımdaydı. Beraber gündoğumunu izliyorduk. O ve ben. O için nasıl bir durum olduğunu merak ediyordum. Nasıl hissediyordu acaba?
Ben nasıl hissediyordum. Mutlu desem? Sanki. Kötü desem? Hiç değil. Heyecanlı. Evet kesinlikle bu şekilde hissediyordum.
Ne hissettiriyor anlamadım ama güzel hissettiriyor, hemde fazla güzel.
Kendi duygularımın ne olduğunu çok fazla anlayan biri olmadım çünkü her duyguyu hissettirecek biri olmadı benim için ve şimdi birinin, bir anda hayatıma girmesi hiç beklediğim birşey değildi.
Omzumda hareket etti. "Ne oldu,?" diye sordum. Gidiyor muydu yoksa? "Gidiyor musun?"
Ayağa kalkma sesini duydum ama birşey demedim. Gidiyordu. Telefonum titrediği için elime aldım. Mesaj atmıştı.
Bilinmeyen numara; İnan bana sonsuza kadar böyle kalmak isterdim ama gitmem gereken bir yer var. (14:08)
"Tamam," dedim sadece. Başka birşey diyemedim. Ne olacaktı bundan sonra.
"Bilinmeyen?," dedim, ona soru soracaktım.
Bildirim sesi.Bilinmeyen numara; Efendim kelebeğim. (14:10)
"Ben seni ne zaman göreceğim?," dedim. Bunun için erken olduğunu bende biliyorum ama merak ediyorum. Arkamdan öksürme sesi duydum. Utanmış mıydı? "Bilinmeyen? Yoksa sen utandın mı?," dedim, gülerken.
Bildirim sesi.Bilinmeyen numara; Utanmadım ki. Niye utanayım? (14:11)
"Bilmem öyle geldi de bir an,", dedim hala gülerken. Şuan da yüzünü o kadar merak ediyordum ki. "Gitsene hadi."
Bilinmeyen numara; Hemen de kovuluyoruz. Çok alındım yani bilesin. (14:13)
Kahkaha attım. İlk defa böyle içten kahkaha atmıştım, sanırım. Aslında sürekli gülümseyen bir kızdım sadece yanımda olan kimse olmadığı için sessiz biri gibi gözüküyorum.
Bilinmeyen numara; Gülüşüne ölürüm kelebeğim. Senin değil benim bir gün ömrüm olur gülüşünle. (14:14)
Obaa. Asen ,hangi tarafa düşeyim kardeşim. Önce bir ben düşseydim keşke ama sağa düşebilirsin. Seni tabi ki ben tutmayacağım yere yapış da oh olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGEMİN KIZI... ( texting)
ChickLit"Bu bizim hikayemiz. Kendi ellerimizle tekrar yazacağız kendimizi." "Sevgi görülen bir kalp, kendini kendine yeniden atmaya başlar..."