6.Bölüm🍷

2.2K 596 434
                                    

İyi okumalar aşklarım. Bölümü okudum ama yazım yanlışı olabilir, kusura bakmayın. 𓁙

                                                                               
                                       ꧁ ꧂

Ormandaki bize ateş açan adamla el sıkışıyordu. Bu gördüklerimin gerçek olmamasını diledim ve gözlerimi tekrar açtım, kapadım. Ares gülüyor, adam da ona gülümsüyordu. Tokalaşmaları bitikten sonra da Ares parmaklarıyla içkiyi alıp yudumladı. Ayaklarım yere çivilenmiş gibi haraket edemiyordum.

Beni hala görmemişti. Yüzümdeki şaşkınlık ve içimde ona ateşlenen öfke tüm vücuduma bir mikrop gibi yayılıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde hemen dışarı çıkmak için adımlarımı hızlandırdım. "Helen!" diye bağırdığında arkamı bile dönmemiştim. Birden kolumu tuttuğunda irkildim. "Helen gördüğün gibi değil."
"Ares bırak yoksa çığlık atıp herkesi buraya toplayacağım." Yüzümdeki hiçbir mimik oynamıyordu.

"İstediğin kadar bağırabilirsin, benimle konuşacaksın dediysem konuşacaksın Helen." dedi sert ve kendinden emin bir sesle. Etraftaki herkesin gözü üzerimizdeydi. Bizi izleyen gözlerden rahatsız olsam da şu an umurumda değildi. "Konuşacak bir şey yok Ares, göreceğimi gördüm. Şimdi o elini çek." Duraksadı. Gece mavisi gözleri mavinin en koyu halini almıştı. Çenesi gerildi, dişlerini sıktı.

"Gördüğün gibi değilin nesini anlamıyorsun?Beyninin varlığından şüphe ediyorum." İçimden yeter diye bağırmak istiyordum. "Gördüklerimin bir açıklaması yok. Şimdi izin verirsen gideceğim." dediğimde kolumu ondan kurtardım. "Evde konuşacağız. Volkan seni bıraksın." Gerçekten daralmıştım. "Hiçbir şey istemiyorum anlamıyor musun? Rahat bırak beni!" dedim ve bağırdım.

Çenesi bir kez daha gerildiğinde yüz hatları ortaya çıkmıştı. "Sakın bir daha bana sesini yükseltme. Tamam kendin git o zaman. Eve geldiğimde seni göreceğim Helen, benden kaçamazsın." dediklerine bir cevap bile vermeden yürümeye başladım. Nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilmeden öylece yürüyordum. Cebimdeki telefon titrediğinde kimin aradığına bakmadan açtım.

"Kızım," Bu ses beni dipsiz kuyudan kurtaracak o sesti. "Baba her şeyi biliyorum." dediğimde bir şey demedi. Bende sözlerime devam etmem gerektiğini düşündüm.

"Selin'le elbise bakmaya gittiğimizde senin bizi izleyen bakışlarını gördüm. Sonrasında okula gittiğimde karakolda çalışan Anıl abiyi gördüm, okulda her bir adımımı izliyordu. Bunun bir oyun olduğunu o zaman anladım. Bende Ares'e daha da yakınlaştım. En başından beri ona yakın davrandım. Her yakınlaştığımda canım acısa da onu adalete teslim etmek için dayandım bu acıya. Tüm yakınlaşmalarım yalandı ona karşı, canımdan can gitti her defasında ama her şeye rağmen devam ettim. Her gün onun o pis tavırlarını, konuşmalarını çektim. En kötüsü de bana aşağılayıcı bakan bakışlarını. Neden ilk başta anlatmadım? Bu acıyı niye bana çektirdin? Günlerce neler düşündüm senin hakkında. Böyle bir şeye ihtimal vermemiştim ama o ses kaydından sonra tüm düşüncelerim uçup gitmişti." dedim buruk bir sesle.

Ağlamamak için kendimi olabildiğince kasıyordum. Bir yanım onun suçsuz olduğunu söylese de bir yanım bu acıyı sana çektirmek zorunda mıydı diye delicesine soruyordu.

"Kızım, her şeyi başından söyleseydim belli ederdin, yapamazdın. Ama görüyorum ki Ares sana deliler gibi aşık. Bu olayın çözülmesinin tek anahtarı sensin. Şimdi her şeyi öğrendin. Güvenini kazanıp onun iş yerine girmen gerek, orada önemli dosyalar var. Biliyorum sevmediğin bir insana ne kadar yakın, içten davranabilirsin ama tek çare sensin. Lütfen ondan uzaklaşma. Arda'yla yani sizi vuran adamla bir arada gördün onu. Eve gitmen ve onu dinlemen gerekiyor. Her gün Anıl seni izleyecek, bir şey olduğunda bana haber verecek. Seni seviyorum kızım bunu asla unutma." dedi ve telefonu kapadı. Bunları nereden biliyordu?

Son Kadeh (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin