#11

23 7 0
                                    

O günden sonra her şey normaldi yine. Tek gariplik Changbinin davranışlarıydı. Arkadaşca değildi, düşman gibi de değildi. Benimle flört ediyordu. Ben yanındayken sevgilisi aradığın da o'nu askıya alıp duruyordu. Anlayamamıştım, sormaya da utandım. Fakat mutluydum sanırım, belki de her şeyin farkına varıyordur yavaşça. Hep birlikte bir film izlemek için kaset kutusuna bakıyordum. Changbin yanıma gelerek yardıma ihtiyacım olup olmadığını sorduğun da, küçük bir yardımı reddedemeyeceğimi söyledim. O biraz baktıktan sonra bir film seçebilmişti. Kaseti gösterdi. "Güzel bir film, birkaç kez izledim." Kaşlarını çattım. "Birkaç kez izlediysen ne anlamı var birlikte izlemenin?" Güldü. "Bir şeyi ne kadarsan yap bazenleri vazgeçemiyorsun." Haklıydı. Benim ona olan aşkım gibi. Ne olursa olsun, vazgeçemiyordum. "Yanlarına dönsek iyi olur." Annemle babamdan bahsediyordu. Onaylayarak kalktım. Koltuğa oturduğum da, Changbin kasedi taktı. Yanıma gelirken annem bize bir mısır uzattı. Oturarak bir avuç alıp ağzına atıverdi. Filmlerin sonlarına doğru Changbinin kucağına yatmıştım. O saçlarımı parmakları ile tararken ben filmi izliyordum. Abartabileceğimi düşünebilirsiniz fakat bu pozisyon da günlerce kalabilirim. Birisinin sizin saçlarınzla oynaması çok güzel bir his, rahatlarsınız, uykunuz gelir, huzur dolu olursunuz. Ama özellikle bu kişi sevdiğiniz çocuksa daha da güzeldir. Normal de hissettiğiniz şeylerden daha fazlasını hissedersiniz. Hayallere, düşlere dalarsınız. Film bittiğin de Changbinle ben uyuya kalmıştık. Onun eli benim belimdeydi, benim elim de Changbinin kucağın da, başımın altındaydı. Sabah altıya doğru uyanıverdim. Dudaklarımdan hafif uyku inlemeleri kaçırarak esnedim. Changbinin hâlâ yanımda olup olmadığını öğrenmek için başımı çevirdiğimde, koltuğa yaslanmış başını görmem bir oldu. Gülümseyerek bir süre onu seyrettim. Uyandığını farkettiğim de panikleyerek gözlerimi kapattım ve uyuyor gibi yaptım. Bir süre sonra kendine gelerek beni yavaşça dürttü. "Felix." Uykulu sesi çok güzeldi. Özellikle de benim adımla birlikte. "Hm?"

"Koltukta uyuya kalmışız." Yavaşça kalktığımda gözlerimi sıra sıra ovuşturdum. Başımla onaylayarak kollarımı esnettim. "Denize gitmek ister misin?" Onayladı.

"Odama çıkıp mayomu giyeceğim."

"Benim ki zaten üzerim de." Başımla onaylayarak yukarı çıktım ve hızlıca giyindim. Merdivenlerden koşarak indiğim de Changbin mutfakta bir şeyler yiyordu. "Hazırım." Çıkmak için birlikte bahçe kapısına ilerlerledik. Deniz'e bahçeden gittiğiniz de yolunuz daha güzel ve kısa olur. Deniz de her zaman ki gibi birlikte vakit geçirdik. Ara sıra kumdan kaleler yaptık. Changbin oyun bozanlık yapıp, birkaç kez kalemi bozmuştu. Bu yüzden o'na kızgındım. Akşama kadar yine birlikte vakit geçirdik. Kasabada ki marketten bir şeyler alıp piknik yaptık, daha sonra kitapçı da birlikte kitap okuduk. Aynı kitabı birlikte okurken bazen beni durdurup, "Ben daha okumadım, bekle." diyordu. Akşam üzeri alkolsüz biramı alıp bahçeye çıktım. Ağaca yaslanarak yıldızları seyretmeye başladım. Ara sıra biramı yudumluyordum. Biramın yarısına gelmişken Changbinin adımlarını duydum. Yanıma oturmuş, elim de ki biramı alıp tek dikişte bitirmişti. "Gören de derdi var zanneder." Güldü. "Sevdiğin kişi ile aran nasıl? Yani hâlâ her şey aynı mı?" Bunu birden bire sormasını garip bulmuştum. "Ne?" Bana baktı ve göz göze geldik. "Ne, ne?"

"Neden durduk yere sordun?"

"Aklıma geldi."

"Aklına geldi?"

"Evet! Neden bunu bu kadar sorguluyorsun?"  Önüme geri döndüm. "Daha iyi gibi aramız, garip davranıyor bazenleri."

"Mutlu musun?"

"Evet, üzgünüm de."

"Felix."

"Hm?" Ona döndüğüm de bana bakıyordu. "Ne diyeceksin?" Bir süre sadece boş boş bakıştık. "Hey, Seo Changbin, orada mısın?" Yutkunduğun da bir şeylerin olduğunu anladım. Gerilmeye başlamıştım. "Aissh, neyse." Önüme dönecekken hızla elini yanağıma koyarak yüzümü yüzüne geri çevirdi ve anın da dudağımı öpmeye başladı. Şok için de kalarak birkaç saniye sonra karşılık verdim. Verdiğim an da çekildiğin de ona baktım. "C-changbin?"

im pretty when i cry // changlix (1970)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin