Uyku Kusursuzca Tasarlanmış Harika Bir Kaçış Yoludur. 7. Bölüm
Yüzündeki ki, nefret ve tiksinen bir ifade ile hızlı adımlarla üzerime yürüyordu abim. Bense öylece kıvrıldığım yerden abimi seyrediyordum hareketsiz ve ruhsuz bir şekilde. "Öldürecekse öldürsün artık" dedim içimden bu bilinmezlikle yaşamak beni yiyip bitiriyordu. Yanıma geldiğinde bir hışımla kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı ama o kadar halsizdim ki karşı koyacak gücü bile bulamadım kendimde. Bağırıyordu ama dediklerini duyamayacak kadar kendimden geçmiştim. Kıyafetlerim mezar taşına yatmaktan buz kesmiş kardan dolayı da sırılsıklam olmuş bir şekilde tir tir titriyordum. Abim ise hiç aldırmadan tüküre tüküre bağırıyor bana bir şeyler diyordu beni en son fırlatırcasına yere attığında ona baktım. Göz göze geldik ve abim de ilk defa bir duraksama gördüm. Uzun uzun baktı bana gözlerinde nefretten sonra bir insanın gözünde görmekten nefret ettiğim şeyi gördüm, acıma. Hayatım boyunca kimsenin acımasına maruz kalmamak için kaçmıştım ben. Beni güçsüzken gören herkesten kaçmıştım ki bana acıyan gözlerle bakmasınlar ama bugün ilk defa abime ihtiyacım olduğunu hissetmiştim o bakışları görünce. Sanki bir sarılsa derdim tasam kalmayacak gibiydi. Ama zaten şu an hayatımdaki tek problemim abim değil miydi? Nasıl gelip de bana elini uzatırdı o? Hiç sevgiyi tatmayan bir insandan nasıl sevmeyi, sevilmeyi bekleyebilirdiniz ki?
Abim bana uzun bir süre bağırmadan baktı sadece. Ben de ona baktım zaten kalkıp konuşacak, kendimi koruyacak gücüm yoktu. Büyük ihtimalle yine ateşim çıkmıştı o yüzden kendimi bu kadar halsiz hissediyordum. Abim en sonunda kendine gelip beni tekrardan yerden kaldırıp bir şeyler demeye başladı. Bense öylece dikiliyordum ki abim beni tutmasa ayakta kalabileceğimden şüpheliyim. En sonunda bana ne sorduğunu anlamıştım "ne halt ediyorsun sen burada!?" diye bağırıyordu. Bense titremelerimin arasından ona annemi görmeye geldiğimi söylediğimde daha da hiddetlendi. Tekrar beni yere fırlattığında artık üstüm sadece ıslak değil çamur da olmuştu.
- Sen ne hakla ne hakla annemi görmeye gelirsin? Katili olduğun kişiyi mi görmek istedin ha?! Utanmaz! Ne bakıyorsun öyle bana öyle boş boş. Konuşsana GÜNEŞ!!
Abim bana uzun yıllar sonra ilk defa ismim ile seslenmişti. Zaten titreyen bacaklarım daha fazla dayanamayıp zor bela kalktığım yere geri salmıştı beni. Bana adımla seslenmişti abim inanamıyordum resmen. Ağlamaya başladım hüngür hüngür. Bana çok değişik bakıyordu o da anlamıştı ne dediğini ve o da şok olmuştu. Sanki yasaklı bir kelime söylemiş gibiydi surat ifadesi. Ben yere düştüğümde yani tekrardan yere düştüğümde hızlı adımlarla yanıma gelip yere çömeldi. Elini kaldırdığında vuracak zannedip kendimi koruyacaktım ki elleri yumuşak bir şekilde saçlarımı buldu. Abimin gözlerinde görmediğim bir duyguydu bu daha önce. Şefkatli bir şekilde bakıyordu bana ilk defa. Gözlerimden akan yaşlar daha da hızlandı. Ama abim birden kendine gelmiş gibi ayağa kalkıp tekrardan eski nefret dolu bakışlarını bana yolladı. Kollarımdan tutup beni kaldırıp tekrardan bağırmaya başlamıştı ki vücudum daha fazla yaşanılanları kaldırmadı ve kendimi abimin kollarına bıraktım.
Her zaman oluğundan daha erken uyanıp yola koyulmuştum. Bugün annemi biraz daha erken ziyaret etmek istemiştim. Güneşle en son ki karşılaşmamdan sonra ona her gece mesaj atmaya başlamıştım. Korkmasını istiyordum benden hem de deliler gibi. Bir şey yapacak mıydım ona? Bilmiyorum. Ama o akşam evine girdiğim gün, hayatımda hiç kimseyi bu denli öldürmek istememiştim büyük ihtimalle. Nefreti iliklerime kadar hissettiğim tek insandı Güneş. Bazen annemin bana geceleri yatmadan önce söylediği şeyler geliyordu aklıma. Annem benden her zaman Güneş'e iyi bir şekilde abilik yapmamı, onu herkesten korumamı söylerdi. Ama ben bırakın korumayı en büyük zararı ona ben vermiştim. Onu sevmeyi denedim ama yüzüne her baktığımda o hastane günü yaşanılanlar aklımda canlanıyordu. Başaramadım bir türlü onu sevmeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Yok Olurken
RomanceHataların kadar büyürsün demişti annem bana ölmeden bir kaç saniye önce. Tabii ben bu sözün ağırlığını da anlamını da daha çok küçükken ama en güvendiğimden aldığım darbe ile öğrendim. Abimden öğrendim ben bu sözün gerçekliğini. Annemin ölmesi baba...