Karanlığı Aydınlığa Çevirmek🌔

7 1 0
                                    



Karanlığı aydınlığa çevirmek 3. bölüm

Necip Fazılın çok sevdiğim bir sözü var "Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak." diye. Aslında ben şu anda tam da bu noktadayım. Hayatım boyunca karanlıkta hep bir ışık aradım. Rutubetli bir oda da kalıyordum ama odam vardı diye seviniyordum, kötü davranıyorlardı ama okumama izin veriyorlardı diye seviniyordum, yetimhaneye düşmüştüm ama en azından bana kimse kötü davranmıyor diye seviniyordum tıpkı şimdi gibi abim beni buldu ama bende Ilgaz'ı bulmuştum onun güvenini bulmuştum. Ben karanlığın içinde hep ışık aradım asla da pes etmedim o ışığı görmeye çalışmaktan.

Tostlarımızı yemiş Ilgaz'ın yardımı ile tekrardan salona gelmiş oturuyorduk bugün cumartesi olduğu için okul yoktu rahattık. Koltukta boş boş televizyona bakıyorduk ikimizde. Birkaç dakika sonra Ilgaz ayaklanıp yaralarımı temizlemek için önüme oturdu. Canımın yanmasını artık istemiyordum yeterince o duyguyu tatmıştım ama iyileşmek istiyorsak ufak da olsa acılara katlanmalıyız değil mi?

Ilgaz yaralarımı temizlemiş tekrardan yara bandını yapıştırmış ve koltuktaki eski halimizi almıştık. Ilgaz'ın telefonun çalmasıyla sessizlik bozulmuştu. Ilgaz'ın yüzü konuşma ilerledikçe gerilemeye ve sesi yükselmeye başlamıştı. Nasıl olur? Nasıl bırakırsınız? gibi şeyler söylüyordu. Aptal olmak gerekirdi neyden bahsettiğini anlamamak için. Salonun ortasında elinde telefonla hararetle konuşan Ilgaz'a bakarken gittikçe nefes alamadığımı fark edip kendimi balkona doğru ilerlemek için zorladım ama ayaklarım o kadar kötü haldeydiler ki kalkmamla yere düşmem saniye sürdü. Ilgaz beni görüp telefonu seri bir şekilde kapatıp yanıma, yere çömeldi. Yüzümü ellerinin arasına alıp göz teması kurmaya zorladı. Gözlerim gözlerini bulduğunda bana: "Bunu sana yapmasına izin veremezsin. İstediği tam olarak ta bu yok etmek. Yapma bunu ona zaferi tattıramazsın". Gözlerimden yaşlar akıyordu, kalbim deli gibi atıyordu, oksijen ciğerlerime yetmiyordu ama dedikleri harfi harfine doğruydu. Başımı sallıyordum ama ilacıma ihtiyacım vardı Ilgaz yanındaki ilk yardım çantasından ilacımı çıkarıp bana verdi sonrada balkona çıkıp ilk önce kendi sonrada beni kucağına oturtup nefes alışverişimin düzene girmesini bekledi sakince. Başımı göğsüne koyup annesine sığınan bir çocuk gibi iç çekiyordum o da bir anne gibi saçlarımı okşuyordu.

Bu sefer de üşüdüğüm için titremeye başlamıştım ki Ilgaz ayaklanıp bizi içeri soktu. Kollarımı hala Ilgaz'a dolamış bir şekilde duruyordum o da zaten bırakmak için bir girişimde bulunmamıştı. Beni kendi odasına sokup yatağa bırakıp dolaba koyduğu battaniyesini alıp üstüme örttü sonrada yanıma uzanıp tekrardan beni göğsüne çekip uyuyana kadar bekledi.

İki gündür güne o kadar güzel başlıyordum ki abimin salınmış olması bile beni eskisi gibi korkutmuyordu. Çünkü artık o da biliyordu benim yalnız olmadığımı bu saatten sonra korkma sırası ondaydı ben yeterince korktum, kendimi karanlığın eline bıraktım. Sıra ondaydı o da çekecekti benim çektiklerimi yok artık öyle kolay kurtuluş. Birkaç dakika sonra Ilgaz da uyanıp beni kendi odama bırakmıştı giyinmem için. Ilgaz'a seslenmiştim hazırlandıktan sonra ki beni alsın. Yürümekte hala çok zorlanıyorum fakülteye nasıl gidecektim yarın hiçbir fikrim yok neyse ki Ilgaz ile derslerimiz aynı ki bana yardım edeceğini söyledi. Zaten o olmasaydı kurtulmuş olur muydum? Sanmıyorum.

Kahvaltı yapmış filim izliyorduk ki keyifli süremizin sonuna gelmiştik. Telefonuma gelen mesajı görmem ile elim ayağım buz kesmişti resmen.

- İstediğin kadar aydınlığı ara, sana gün yüzü göstermeyeceğim.

Ilgaz seri bir hareketle telefonu elimden alıp salonda tekrardan volta atmaya başladı ben de yalnızca korkan gözlerle ona bakıyordum. Arada bana bakıp korkacak bir şey olmadığını söylese de biliyordum ki o da ne yapacağını bilmiyordu. Sessizliği bozup Ilgaz'a "Ben buradan gideceğim Ilgaz. Senin de başını derde sokamam sana da zarar vermesine izin veremem. Ben hata yaparak büyümek istemiyorum sadece yaşamak istiyorum. O yüzden senin de daha fazla bela açmadan gideyim, kaçayım yine". Ilgaz olduğu yerde durup koyu mavileriyle bana baktı. Yanıma gelip eğilip sadece: Eğer gidersen bundan sonra peşinde seni arayan iki kişi olur Güneş. Sakın bir daha böyle saçma bir şey söyleme! Adam psikopatın teki sen gelmişsin gideyim buradan diyorsun Hay Allah'ım. Güneş bana söz ver tamam mı? Sakın öyle gitmek, kaçmak gibi saçma bir hareket yapmayacağına dair tamam mı? Kısa bir süre Ilgaz'ın gözlerine bakıp ufak bir tebessümle "söz sensiz adımı atmam" deyince o da gülüp filme kaldığımız yerden devam ettik. Tabi bu arada Ilgaz tekrardan şikayetçi olmuştu abimden tehtit mesajları aldığımızı ve dünkü olayı anlatmıştı  polislere ama ne kadar işe yaradı derseniz tahmin etmesi çokta zor olmasa gerek.

Ilgaz film bittikten sonra çalan kapıyı açmak için gitmişti ki kısa bir süre sonra önde elinde pasta ve Ilgaz yanlarında da Arda ve Özgür vardı ağızlarında da doğum günü şarkısıyla yanıma geliyorlardı. Annem öldükten sonra birileri ilk defa doğum günümü kutluyordu. Gözlerimden akan yaşlarla beraber onları izliyordum bir nebze olsun yüzümü güldürmek için şekilden şekile giriyorlardı. Arda doğum günü şarkısını adeta bir opera sanatçısı gibi sonlandırdığında hepsine teker teker sarılıp teşekkür ettim. Üçü de hediye almışlardı. Arda güneş desenli bir küpe Ilgaz kolyesini Özgür de yüzüğünü almıştı. O kadar güzellerdi ki son iki gündür kapamayı unutulan bir musluk gibi akmaya başlayan göz yaşlarımla tekrardan hepsine sarıldım ve çokça kez teşekkür ettim. Bu hayatta annemden başka bana hediye alan ilk insanlardı onlar. Onlara bunu söylediğimde üzülseler de belli etmemeye çalışarak Ardanın mutfaktan getirdiği tabaklara çikolatalı pastayı servis etmeye başlamıştı Ilgaz. Özgür ilk dilimi bana verip ikinci tabağı da alıp kendini yanıma attığında koltukta adeta zıplamıştım o nasıl atlamaktı öyle ayol? Beni fark eden üçlü duruma gülmeye başlayınca bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

Pastalar yenmiş, oyunlar oynanmış ve piller bitmiş bir şekilde koltukta oturuyorduk. Daha doğrusu onlar oturuyordu ben de kafamı Özgürün ayaklarımı da Arda'nın üstüne atmış bir şekilde uyukluyordum. Garibim Ilgaz'da evi toplamaya çalışıyordu haldır haldır. Özgür'ün saçlarımı okşamasıyla beraber zaten uyumak için yalvaran gözlerim daha fazla dayanamayıp kendimi çok güzel ve derin bir uykuya bıraktım. Hatırladığım en son şey Ilgaz'ın beni kucağına alıp aynı dünkü gibi uyumamızdı.

Gece çok susadığım için yataktan Ilgaz'ı uyandırmadan odadan çıkıp su almak için mutfağa girdim. Suyumu almış içerken kapının önünde kar küresini tutan abimi görmemle elimdeki bardağın yeri boylaması ve evde çığlığımın yankılanması bir oldu. Kapının girişinde Ilgaz'ı görmemle ellerimle ona tutunmaya çalıştım. Ilgaz Güneş diye bağırıp yanıma koşuyordu. cam parçalarına dikkat ederek yere oturup beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama gördüğüm şeyin gerçek olduğuna o kadar inanmıştım ki bir elimle kapıya doğru işaret ederek Ilgaz'a olmayan abimi gösteriyordum kapıdaki. Ilgaz bana sesini duyurmak için sesini yükseltirken onun orada olmadığını söylüyordu ama dedim ya görüm oradaydı. Ilgaz elleriyle yaşlar akan yüzümü tutup gözlerini gözlerime kenetleyip fısıldamaya yakın bir sesle orada olmadığını her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu. Sesi beni etkisine almış bir şekilde çığlıklarım ufak bir mırıltıya mırıltılarımda iç çekişlere dönmüştü. Birkaç dakika içinde bütün enerjimi tüketmiş bir şekilde Ilgaz'ın kucağında başım göğüsün de gözlerimden yaşlar akarak oturuyordum.

Ilgaz bir az daha sakinleşmemi bekleyip beni kucağına alıp odaya götürdü tekrardan. Yataktan kalkacağını zan edip hemen elini tuttum: Beni bırakma. Lütfen. deyince ışığı kapayacağını söyleyip seri hareketlerle de kapayıp gerisin geri yanıma geldi. Alnımdan öpüp beni göğsüne çekip sarılarak uyumaya kaldığımız yerden devam ettik. Ilgaz'ın son söylediği ile yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuştu ama uyku bütün bedenimi ele geçirmişti bile.

- Sen kalbi bir gözyaşı kadar temiz ve bir çocuk bakışı kadar aydınlık bir insansın. (Cemil Meriç)

Güneş Yok OlurkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin