Sabah alarmdan önce uyanmamın verdiği sinirle gözlerimi açtım. Yorgun olmama rağmen bir saat erken kalkmak tüm günümün berbat geçeceğinin garantisini veriyordu.
Adımlarımı banyoya yönelttim ve hızla kısa bir duş aldım. Tekrar odama döndüğümde iç çamaşırlarımı giyip iş görüşmesine giderken giyebileceğim bir kombin hazırlamaya çalıştım. Patronumun işkolik bir adam olduğunu bildiğimden daha özenli ve resmi görünmek istiyordum. Elime aldığım beyaz crop buluzu ve siyah kumaş şort eteği üzerime tuttum. İş görüşmesi için ideal bir kombin olduğunu düşünerek giydim. Saçlarımı doğal dalgalı haliyle bırakarak şeftali tonlarında hafif bir makyaj yaptım. Odamda işim bittiğinde mutfağa ilerleyerek ufak tefek birşeyler atıştırdım. Artık çıkmaya hazırım. Hızla kapıya yönelip askılıktaki beyaz çantamı aldım ve kapının yanındaki pufa oturup siyah rugan ayakkabılarımı giydim. Özel bir gün olmadığı sürece, günlük yaşantımda topuklu ayakkabı giymeyi sevmediğim için rahat ayakkabıları tercih ediyorum.
Hızla aşağı indiğimde çıkmadan önce çağırdığım taksiyi beklemeye başladım.
10 dakikalık bir bekleme süresinin ardından gelen araca binip Furkan'ın dün verdiği adresi soföre uzattım. Çantamdan çıkardığım telefonumun kilidini açarak gidene kadar oyalanmaya devam ettim. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından parasını ödeyerek araçtan indim.Hiç beklemeden şirkete girdiğimde etrafa bir göz gezdirdim. Herkes yoğun bir tempoyla çalışıyordu. Adımlarımı danışmana yönelttim ve gülümseyerek "merhaba ben iş görüşmesi için gelmiştim." Dedim. Karşımdaki tatlı kadında bana aynı şekilde gülümsedi. "Hoşgeldiniz, hangi depratman için gelmiştiniz?" Dediğinde patronumun ismini hatırlamaya çalıştım. "Ee burada çalışan bir arkadaşım görüşme hazırlamıştı Efe bey için" dediğimde gülümsemesi daha da genişledi. "Sanırım Ege bey demek istediniz" utançla onayladım. "Ege bey odasında 5.kat soldan ilk kapı ben sekreterine haber verdim çıkabilirsiniz hanım efendi iyi günler."
Danışmadaki tatlı kadına teşekkür edip asansöre ilerledim. Şirkette oldukça samimi bir ortam vardı. Asansöre bindiğimde derin bir nefes aldım. Sadece kısa bir süreliğine herşey güzel olacak Bulut
Asansör 5.katta durduğunda danışmanın yönlendirdiği odaya ilerledim. Kapıyı iki kez tıklatarak içeri girdim. Camın önünde kahvesini içen patronum bana döndüğünde ne yapacağımı bilemez halde öylece kaldım. Beni hızlıca süzdükten sonra yerine oturdu ve benimde oturmam için eliyle karşısındaki deri koltuğu işaret etti. Birkaç adımda oturduğumda cv'mi önüne bıraktım. Uzun boylu ve sarışın bir adamdı. Çatık kaşlarının altındaki mavi gözleri mükemmel ötesiydi. "Daha önce tecrüben olmamış ve mimarlık okumuşsun." Anlam veremeyerek yüzüme baktığında maalesef dercesine kafamı salladım.
" Evet efendim daha önce tecrübem olmadı ve henüz kendi alanımda çalışacak bir yer bulamadım. Acil işe ihtiyacım vardı. " Umutla vereceği cevabı bekliyorum. "Benim için tecrübenin olup olmadığı önemli değil, çok çalış, hata yapma yeter. İşe alındın Bulut Acar." Rahat bir nefes vererek ne zaman başlayacağımı soracakken Ege bey benden önce davrandı. "İclal hanım işlemlerinizi halledecektir bugün çalışmaya başlıyorsun ve tam şuan çıkıyoruz." Dediği şeyle şoka uğramış bir şekilde ayaklandım. Burası büyük bir reklam şirketi ve oldukça yoğun bir yerdi. "Çekim sırasında sorun olmuş gidip ilgilenmemiz gerek." Ege bey'in kalkmasıyla bende ayaklanıp arkasından ilerlemeye başladım. İlk günden çalışmaya başlamak garip geldi. Daha ne yapacağımı bile bilmiyorken beni peşinden sürüklemesi sinirlerimi bozdu.
Şirketten çıktığımızda siyah, ben burdayım diyen mükemmel araca binerek yola koyulduk. Arabada resmen ölüm sessizliği vardı ve Ege Bey çekimde çıkan sorundan dolayı oldukça gergindi. Tabi o gerildikçe ben daha fazla geriliyorum. Ay yeter artık rahatla biraz bu ne böyle yarım saatte ömrümü yedin demek istesemde sadece susmayı tercih ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİN CEHENNEMİ
Roman pour Adolescents"Benim güzel kelebeğim, senin için hissettiklerim aşk kadar basit bir duygudan ibaret değil. Daha fazlası, anlamlandıramayacağım kadar özel anlıyorsun beni değil mi?" Yüzüme düşen dağınık saçlarımı eliyle iterek yaşlı gözlerimi sildi. Hala beni sev...