Yürek bir kez bilinmezin kapısını araladı mı bir merak hasıl olur istemsiz. Öyle ki en yanlışı bile sorgular olur insan. Doğruluğunu bilmeksizin..
Şirvan yüreğinde ilk kez hissettiği arzunun heyecanı ile ne yapacağını bilmez, ilk kez gözünün değdiği karısını incelemeye koyuldu. Dayesinin sesini duymasıyla ona korkusuzca bakan ahu gözlerden kopup, odadan çıktı.
Daye Zehra yazmasını düzeltip soluklandı. Gözleri benzi atmış oğlunun üzerinde gezinip " Ne edersin bu vakit evde oğul" derken oğlunun, kızarıp bakışlarını yere indirmesi ile için için gülen Zehra kadın " De haydi, avluya çıkak " dedi.
Oğlunun sessizce yanından geçmesi ile peşi sıra bahçeye çıktı.
İkindi olmuştu neredeyse, Daye Zehra oğlunun düşünceli hallerini iyiye yorup, mutlu oldu. Tarlayı sorup sohbet ederken aralanan kapıda Asmin belirdi.
Daye Zehra, gelinini görünce keyifle gülüp " Kalk haydi, karın yemek hazırlamış."
Kaynana olmak Daye Zehra’ya ayrı bir ağırlık katmıştı. Gelinin hörmetini, hizmetini seviyor.Sevgi ile karşılık veriyordu.
Dayesinin dediği ile oturduğu sandalyeden kalkan Şirvan, Asmini inceliyordu. İlk kez karısı gözü ile baktığı Asimine baktıkça içi bir hoş oluyordu. Üzerindeki fıstık yeşili uzun elbisesi, kusursuz fiziği ile Şirvan’ın kanını kanatıyordu. Saçlarını yazması kapatmıyordu. Dayesini unutup, tabağına uzanan Asmini seyre daldı.
Daye Zehre oğlunun bakışlarını fark etmişti elbet. Kaçar mıydı ondan, gelinin utandığını anlayınca, biten yemeği ile gelinine " Ellerine sağlık güzel kızım " deyip, sofradan kalktı.
Onun kalkması ile Asmin boş tabakları alıp, sofrayı topladı. Kocasının bakışları üzerindeydi. Asmin titreyen elleri ile bulaşıkları yıkmaya başladı. Şirvan oturduğu yerde mutfakta salınan karısını izliyor, içinde ömründe hissetmediği hisler hasıl oluyordu.
Karısı elindeki işi bitirene kadar onu izlemeye devam etti. Mavi gözleri avını gözleyen kartal misali Asminin üzerindeydi.
Asmin, duruladığı bulaşıklar ile işini bitirip ellerini kuruladı. Yaprak gibi titreyen bedenini dizginleyip, ellerini duvarda asılı olan havluyu alıp ellerini kuruladı. Arkasında onu aç gözler ile izleyen kocasını mutfakta bırakıp çıktı.
İlk kez bir erkeğin gözü değmişti Asmine. Bu denli izlenip, arzulanmıştı. Yüreği o mavi gözler üzerinde gezindikçe titremiş, ne edeceğini bilememişti. Vakti gelmişti işte kocası onu görmüştü. Bu vakitten sonrası az çok belliydi.
Eli yüreğinde okunan ikindi ezanı ile oturduğu döşeğinden kalktı. Baş ucundaki seccadesini serip namazını kılmaya başladı.
Şirvan ise bir vakit karısının ardından bakıp, iç çekmişti. İlk defa tattığı bu duygular acı ile kavrulan yüreğinde hasıl olan duygular ile karşılıksız tattığı sevdayla feleği şaşmıştı.
Ayaklarına sözü geçmeyen Şirvan kendini aralanmış kapıdan Asmini izlerken buldu. Huzur tüm bedenine yayılırken bir vakit karısını izledi. Arzu ile tanışan Şirvan şimdi ise bambaşka bir duygu ile tanışıyordu.
Huzur içini doldururken, Şirvan o an sadece karısının eriştiği huzuru arzuladı.
Asmin kıldığı namazın ardından titreyen eller ile tespihini çekerken, yanında hissettiği kocasının varlığı ile gözleri doldu. Günlerdir yaradana sığınıp ettiği dualar kabul olmuştu.
Hiçbir hediyeye bunca emek harcamamıştır.
Bir an için sustu. Ona baktığını hissediyordu. Yüzünü görmediği halde gözlerindeki ifadeyi seçebiliyordu. Gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANIK TÜRKÜ
Historical FictionAgir önde zilan ardında yürümeye başladılar agir evin arkasındaki samanlığa girdi. Az sonra peşinden zilanda girdi. " Ne edersin sen, beni de bacımı da çaldıkları lekeyle öldürürler hiç mi merhamet etmezsin" dedi. Zilan dolan gözleriyle "Gözünden a...