Geçen yine Ümraniye'ye gidiyoruz ailecek. Trafik var ama nasıl, öyle böyle değil yani bir metreyi bir saatte anca gidiyoruz.
Neyse tam yanımıza da bir minibüs geldi içinde bir çocuk gördüm böyle beyaz tenli siyah saçlı gerçekten çok hoş bir çocuktu yani kolunda bileklikler sol kolunda gül dövmesi kulağında küpe siyah pantolon ve üzerine kot ceket. Bunun kesin tumblrı vardır diye düşündüm.
Çocuğa baya kitlenmişim o biçim bakıyorum. Bir anda göz göze geldik. -Hala bakıyorum- bir kaç dakika falan oda bana baktı. Sonra sırt çantasından bir defterle kalem çıkardı napıyo lan bu diye düşünürken defteri bana cevirdi bir baktım tumblr adresini yazmış.
Sırıtarak baktı bu sefer, minibüs hızlanmıştı ve öyle gitmişti. Hala çocuğu düşünüyordum unutmayayım diye adresi sürekli tekrar ediyordum. Eve geldiğimizde hemen tumblra girdim ve aramaya başladım.
Buldum da, mesaj attım naber diye o da tanıdı hemen sen şu kızsın falan diye baya konuştuk o gün numaramı istedi sürekli tumblra giremiyomuş, oradan konuşuruz dedi.
Öyle böyle derken bir ay geçmişti bile. Doğum günüm yaklaşmıştı o da beni arayıp doğum günümde buluşmak istediğini söyledi. Tamam dedim buluşalım.
Çok heyecanlanmıştım sonunda doğum günümde buluştuk ona alıştığımı fark ettim ve görünce hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm. Oda koşarak bana geldi. Sarıldı. Boyu benden uzundu o benim boynuma ben de onun beline sarıldım. Hiç beklemiyordum. Gerçekten çok mutlu olmuştum.
Nereye gidelim diye sordu hiç düşünmemiştim nereye gideceğimizi ve sırıtarak ''hadi lunaparka " dedi. Yolda giderken sürekli bir şeyler anlatıp duruyordu sürekli gülerek sürekli el hareketleriyle. 'Hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamıştım.' dedi lunaparka girerken. 'Nasıl yani' dedim 'Hiç lunaparka gelmedin mi?' 'Hayır daha önce tanımadığım birisiyle buluşup bir yerlere gitmekten bahsediyorum.' dedi. Kocaman bir kahkaha attım 'Bende' dedim. ''Bende.''
O gün çok eğlenmiştim. 17 yılımın en güzel günüydü. 'En güzel doğum günüm' dedim. Ayrılma vakti gelmişti. Eve daha erken gitmem bile gerekirdi hatta ama umursamadım. Gözlerimin içine bakarken 'Eğer mutlu olduysan bende mutluyum' dedi. Derin bir nefes aldım kelebekler o ara içime kaçmış olmalı ki midemde bir kımıldama hissettim.
'Bugün için teşekkür ederim tekrar buluşmayı çok isterim' dedim yutkunarak 'Tabi istersen' soran gözlerle ona bakıyordum. Sıkıca sarıldı -yine- içimdeki kelebekler daha bir coştu. O an hiç ayrılmak istemedim ama bırakmak zorundaydım son otobüs birazdan kalkacaktı. '''Can you be mine?''' dedi şarkı gibi. -Can you be mine?- Hayatımda unutmayacağım bir kaç sözden bir tanesi.
Gözlerine bakmak istemiştim ama beni daha sıkı sarıp başını omzuma gömmüştü. Ne diyeceğimi bilemedim bir şeyler söylemek istedim ama ağzım kulaklarımda bir türlü birleşmiyordu.
''Tabii'' dedim sadece tabi diyebildim. Küfür gibi. Tabi dedim. Kendime de küfrettim sadece tabi mi?. Kollarını yavaşça omzumdan almayarak indirdi ellerimi tuttu az önce bakmak istediğim gözlerine şimdi bakamıyordum. Gerçekten utanmıştım. Yavaşça yaklaştı bana ama aniden dudağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. 'Üzgünüm' dedi 'Aslında yapmak istememiştim.' çok heyecanlı görünüyordu. bana bakamıyordu elimi yanağına götürdüm. ayaklarımın ucuna basarak yükseldim ve yanağından öptüm. Elmacık kemiğinin üzerinden. 'Görüşürüz.' dedim geriye giderken.
Senden hoşlanıyorum. Sana nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama senden hoşlanıyorum. Biliyorum benim sana olan hislerimi hiç bir söz karşılık olmaz ama ben senden hoşlanıyorum. Bana karşı hissettiklerinin hiç biri umurumda değil. BEN SENDEN HOŞLANIYORUM. Tabiki ben bunları yüzüne bakarak söyleyemedim. 'Görüşürüz.' dedi yine beni benden alan sırıtmasını yaparak...
Otobüse bindim ve oda cebinden bir sigara paketi çıkarıp bir dal alıp dudaklarının arasına koydu. Öyle muhteşem duruyordu ki. O artık benimdi. Buna inanamıyorum. Bu günleri asla unutamayacağımı biliyorum ve bir daha kim bilir ne zaman onu göreceğimi bilmiyorum.
Eve vardığımda bir sürü mesaj gelmişti."Nerdesin? Daha eve gelmedin mi? Heey ilk görüşte bana aşık olduğunu biliyorum ve trafikte karşılaştığımızı da hatırlıyorum sakın gözlerini başka erkeklere çevirme. Seni seviyorum. Eve gidince mesaj at. Ya da mesajı gördüğünde mesaj at neredesin sen?" Buluşmaya giderken telefonu sessize almıştım ve otobüsteyken gelen mesajları fark etmemiştim.
Gülerek mesajları okuyordum ardından cevap verdim. ' Eve şimdi geldim ve galiba aşık oldum bile.' yazdım.
Beni aradı ve bağırmaya başladı. "Sen nasıl? Saçmalama aşk olduğundan emin misin? Bana bunu nasıl yaparsın?" diye. Hala bağırıyordu ve kendimi tutamayıp bir kahkaha patlattım. Sustu. Gülüyordum ve çok tatlıydı dedim, siyah pantolon ve kot ceket giymiş. İnanabiliyor musun kolunda eşi benzeri olmayan bir gül dövmesi var.'
Gülmeye devam ettim. İç çekti 'Seni bulduğum yerde öpmekten öldüreceğim. Yüreğime iniyordu.'' Gülmeyi kestim ve 'Gerçekten ben o dövmeli çocuğa aşık oldum beni benden alıyor' dedim. 'Dövmeli çocukta seni seviyor' dedi.
Telefonumun şarjı bitti ve kapatmak zorunda kaldım.
- raraavissss adlı kullanıcıdan alıntıdır.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tumblr'dan Hikayeler
General FictionTumblr'da gördüğünüz bazen çok hüzünlendiğiniz bazen çok güldüğünüz hikayeler burada toplanıyor.