4. BÖLÜM : CHARLİE'NİN GİZLİ GEÇİDİ

60 5 0
                                    

Posterin altında gizli bir geçit...

Evet o geçit oraya ne için yapılmış olabilir ki. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilidi vardı. Odada gezinmeye devam ettim. Dolapların içinde anahtar var mı diye aramaya başlarken bir kitap buldum. Üzerinde yıldıza benzeyen bir simge vardı.

İçini açtım ve yazılar vardı. Okunmuyordu da. Ne biçim bir kitap bu böyle. Neyce yazıyordu. Sayfaları çevirmeye devam ettim. Ama bişey anlayamadım.

Kitabı çantama koydum ve o kapının anahtarını aramaya devam ettim. Ve en sonunda bir anahtar buldum. Kapıya denedim ve açıldı. Neyse ki beni fazla uğraştırmamıştı. Kapıyı açtım ve içeride bir ışık vardı.

Girip girmemek arasında kaldım. Anahtarı da o kadar aradım aslında girsem ne olacaktı ki. Of gireyim bari. Girdim ve gizli bir geçit gibiydi. Sürünmek zorundaydım.

Ve ne desem inanırsınız.
Bir kapı daha çıktı karşıma. Üzerinde Charlie'nin ismi yazıyordu. Şöyle

"Charlie'nin Büyülü Kitaplığı"...?

Bu da ne böyle Charlie'nin Büyülü Kitaplığı da ne. Kapıyı açtım. İçeriye girdiğimde her yerde kitap vardı. İçimden hepsini alıp okumak geldi ama bu imkansız da değildi aslında. Sadece bayağı zamanımı alırdı.

Neyse daha sonra kitaplara doğru yürüdüm ve kitapların arasında bir çarşaf vardı. Ve kitabın üstündeki simgenin aynısıydı. Çarşafı kaldırdım ve devasa bir kasa. Of yine kilit vardı. Şimdi gel de onun anahtarını bul.

Başka çare yoktu derken duvarda bir yazı daha. Ama neyse ki bu okunuyordu.

"Herşey bir kelimenin ardında. Ya gerçek ya da olmayan. En iyi dostunum ben görünen ya da görünmeyen."

Bu bir bilmeceye benziyor. Aa bir dakika bu kasanın şifresi olabilir mi acaba. Kasanın üzerinde de harfler var. Ama ne ki bunun cevabı. Bilemedim şimdi.

Onunla uğraşmak için vaktim yoktu. Biraz daha dolaştım ve ilginç bir şeye rastlayamadım. Odadan çıkmaya karar verdim.

Charlie'nin odasında biraz daha gezdikten sonra duvarların odanın ve ilgimi çeken herşeyin fotoğrafını çektim. Geç olmuştu ve eve dönmek zorundaydım. O kadar oyalandım ki saattin kaç olduğunu bile unutmuşum.

Eve doğru koşmaya başladım. Yine sinirli bir yağmur ve deniz gibi olan sokaklar. Ve sonunda evdeydim. Islanmıştım ve üşümüştüm. Odama çıkıp üzerimi değiştirdikten sonra annem odama geldi ve bana şöyle dedi ;

Anne : ah tanrım neredeydin sen meraktan öldük

Annem böyle diyince ona hak verdim. Bu merakım yüzünden kendimi kaybetmiştim.

Julia :  Sadece dışarıdaydım. Neden bu kadar telaş ettiniz ki burdayım işte.

Anne :  eğer bir daha bu kadar geç gelirsen 1 hafta boyunca odanda kalacaksın ve hiç dışarı çıkmayacaksın umarım anlamışsındır

Ne ceza mı ah Tanrım! Ben 1 hafta boyunca meraktan ölücek miydim hayır tabiki bir dahakine daha dikkatli olmalıyım. Yoksa bu macera burada son bulacak.

BOWEN'LERİN KORKUNÇ HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin