Sezgin Hoca bir yandan yürüyordu ve bana baktı.
-Evin tam olarak nerede?
+Portakal Çiçeği Sokağı'nda oturuyorum.
-Tam adresi bilmiyor musun?
+Tam adresi bilmiyorum, hocam, ama sadece sokağın adını biliyorum. Çocukluğumdan beri hep o sokakta oynardım.
-Anneni arasana sen.
+Peki.
Cebimdeki telefonu çıkardım, ekranı açtım ve hâlâ o uygulama vardı. Mesajlar öylece duruyordu.
-Vay, bir de hayranın var.
+Yok hocam, daha neler.
Uygulamadan çıktım, hızlıca kişilere girdim. Annemin numarasını bulduğum gibi aradım.
Çaldı.
Çaldı.
Çaldı.Üçüncü çağrıda annem telefonu açtı ve konuştu.
-Kızım, bir şey mi oldu? Okul saatinde beni aradın. Umarım bir şey yoktur. Gerçi sen bir şey yapacak biri değilsin. Noldu kızım?
+Anne, bir saniye, Sezgin hocaya veriyorum telefonu.
Telefonu Sezgin Hoca'ya uzattım. Telefonunu eline aldı, ne yapıyorsa hemen bıraktı ve bana baktı. Sonra elimdeki telefonu aldı ve annemle konuştu.
-Merhaba hanım efendi, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Buse bugün kendini biraz kötü hissediyor, acaba evinizin adresini söyleyebilir misiniz?
Sezgin Hoca önce alnını, sonra ensesini, daha sonra da kafasını kaşıdı.
-Teşekkür ederim.
Telefonu bana uzattı. Sonra kulağıma götürdüm telefonu.
-Kızım, sen evin adresini bilmiyor musun?
+Üzgünüm anne. Bugün neler çektiğimi bir bilsen, böyle konuşmazdın.
-Evde konuşuruz, çabuk eve gel.
+Tamam, anne.
Telefonu kapattım. Uygulamaya girdim ve mesaja baktım.
@Imprintbelali:
Cevap vermeyecek misin? Yoksa kendimi sana karşı sapık biri olarak hissedeceğim.@busebuzli:
Hayır, sakın öyle düşünme. Ayrıca bana neden 'güzelim' diyorsun ki, beni tanımıyorsun bile. Hangi hakla bana 'güzelim' diyebiliyorsun ki?Mesajı gönderdiğim gibi uygulamadan çıktım. Koridorda yürürken birden durdum. Sezgin Hoca telefonunu eline aldı, bir şeyler yaptı. Sonra bina kapısında durdu ve bana baktı.
-Neden durdun?
Arkama döndüm ve Tarık'la göz göze geldim. Bana doğru geldi ve sağ elini uzattı.
-Bu gün olanlar için özür dilerim, Buse. Aslında iyi bir kızsın ama ben geç farkına vardım.
Eli hâlâ havada duruyordu. Elime bakıyordu. Tokalaşmadım, sadece öylece bakıyordum.
-Hadi gidelim, Buse.
Sezgin Hoca'nın sesini duyunca ona doğru döndüm. Sağ bileğimden birini sıkıca tuttuğunda istemsizce ona döndüm.
-Derdin ne senin?
+Kolumu bırak, yoksa kötü şeyler olacak.
Bileğimi daha sıkı sıkmaya başladı. Sonra hızlı bir şekilde sert bir şey burnuma çarptı ve yere düştüm. Elimle burnumu sildim. Sezgin Hoca hızlı adımlarla yanımıza geldi ve Tarık'ın önüne geçti.
-Ne yaptığını sanıyorsun sen?
-Bir şey yapmadım hoca, sadece karşılık verdim."
+Karışıklık öyle olmaz.
Sezgin Hoca'nın önüne geçtim ve sağ ayağımın diz kapağını çocuğun ayaklarının arasındaki boşluğa geçirdim. Yere düştü ve ayaklarının arasındakini tuttu, kıvranmaya başladı.
-Bunu ödeyeceksin, Buse. Başına bela aldın. Bunu yaptığını sana ödeteceğim.
Sezgin Hoca yerdeki Tarık'ı kaldırdı ve koridorun başındaki nöbetçi masasına oturdu, telefonunu çıkardı ve bir şeyler yaptı, sonra kulağına götürdü.
-Müdür Bey, aşağıdaki koridora gelebilir misiniz?
Sezgin hocanin bakışları bi bana bide tark'a gitti sonra tekrar konuştu.
-Tamamdır, bekliyoruz.
Kendime çeki düzen verdiğim gibi Tarık ve Sezgin Hoca'nın karşısındaki duvara geçtim ve yere oturdum. Sezgin Hoca cebinden beyaz bir mendil çıkardı, yanıma geldi ve bana uzattı. Elinden mendili aldım, sağ elimle peçteyi burnuma götürdüm ve kafamı yukarı kaldırdım.
+Teşekkür ederim, Sezgin Hocam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TARİH ÖĞRETMENİM
ChickLitKüfür içerikli 👿😈 + Anne o nerede?? - Kim kızım? Ne yani, öylece yok mu olmuştu yoksa? + Babam? - Kızım, baban neredeyse 6 senedir yok. Neden burada olsun ki? Ne yani, yaşadığımız değerli anılar birden yok olup gitmiş miydi? "Ne dilediğine dikkat...