13.Bolum

12 2 0
                                    

Ama evde in cin top oynuyordu, hiç ses seda yoktu. İçeri girdiğimde önce salona, sonra yukarıdaki bütün odalara baktım. Ne annem vardı ne babam. Cebimden telefonu çıkardığım gibi arama kaydına girdim ve annemi aradım.

- Aradığınız numara şu anda ulaşılamıyor.

'Hasiktir aq.' dedim.

Telefonu kapattım ve merdivenlerden aşağı indim. Anneannem salondaydı, dizlerini ovalıyordu. Onu telaşlandırmamak için bahçeye çıktım ve Sezgin Hoca'nın yanına yürüdüm. Elimi uzattım, anlamamış gibi o da elini uzattı. Parmakları elime değdiğinde tutmaya yeltendiği sırada konuştum.

- Telefonunuzu alabilir miyim?

Sezgin Hoca elini çekti ve cebine soktu, sonra telefonu bana uzattı. Arama kaydına girdiğim gibi son aramada duran yani babamın numarasına bastığım gibi aradım.

Çaldı...Çaldı...Çaldı...

Ve üçüncü çalışta açtı ve derin nefesiyle konuştu.

- Efendim, Sezgin oğlum, bir şey mi oldu?

+ Baba, benim buse. Annem nerede?

Babam birkaç ses çıkardıktan sonra konuştu.

- Yanımda kızım, bir şey mi oldu?

+ Evde yoktunuz da, o yüzden, baba.

- Annen benimle kızım, tamam mı? Şimdi kapatmam gerekiyor, bir saatte geliriz, görüşürüz kızım.

+ Tamam, görüşürüz.

Telefonu kapattığım gibi Sezgin Hoca'ya geri uzattım.

+ Teşekkür ederim.

- Sorun değil, Buse.

Ayşe kolumu tuttuğu gibi 'hadi gidelim' anlamında başını salladı. Ben de başımı salladığım gibi Sezgin Hoca'ya bir adım attığım gibi ona sarıldım, o da bana sarıldı.

+ Yarın okulda görüşürüz, hocam.

- Görüşürüz, Buse.

Kafama öpücük bıraktığı gibi kollarını bedenimden ayırdı. Ben de kollarımı ayırırken arabasının kapısını açtı, bindi ve el salladı. Araç çalıştırdığı gibi yola koyuldu ve gözden kayboldu.

-Hadi gidelim. Biraz yürüyelim, sonra geliriz.

Başımı salladım ve evin bahçesinden çıktığımız gibi yolda yürümeye başladık.

- Sezgin Hoca aşık sana belli sjsjsj.

+ Abartma, istersen kaç yaşında adam.

- Taş gibi adam seni sevmiycek de kimi sevicek? Seni saçından öptü, sarılmayı bırakırken.

+ Alt tarafı kafamı ve dudaklarımı.

Ayşe şaşırmış gibi kolumu tuttu ve kaldırımın üstünde durduk.

- Ne dedin sen? Dudaklarından mı öptü? Ne zaman, ne ara?

+ Okuldan çıkarken.

- Kızım, ileri gitmediniz değil mi?

+ Ayşe, kafayı mı yedin? Ne ilerisi?

- Yok kız, yemedim. Sen "öptü" deyince, benim devrelerim kısa bir süreçten geçti, o yüzden. Neyse ya, bu konuyu unutalım. Peki, o uygulamadaki ne olacak?

+ Hiçbir şey, öyle duracak, yani ben engeli açana kadar.

- Bence iki taraflı yaşa ve yargısız infaz yapmadan, yani kendin nasıl davranmak istersen.

Ayşe'nin söylediklerinde haklı olabilir miydi? Sahili baştan aşağı yürüdükten sonra, bir ara Ayşe'nin telefonu çaldı ve gitmek zorunda kaldı.

TARİH ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin