-Neden beni polise şikayet ettin Hürkan?
Sen benim en iyi dostumdun!Karanlık figürün yüzü belirsizdi. Onun yüzünü bile hatırlamıyordu artık. Unutalı çok olmuştu.
-Sende benimle gelmeliydin. Ben hapisteyken o kahrolası hayatına devam ediyorsun. Bunları sen değil, ben hak ediyorum. Benim sayemde geldin bu noktaya
Susardı her zaman. Söyleyecek her şeyi o gün söylemişti zaten .Hem susmak daha kolaydı. Sorumluluk gerektirmezdi. Uyanacaktı ve bu kabus bitecekti. Sandalyenin kollarını sıkıca kavradı. Parmak boğumları kızarmıştı
-Doktora mı gidiyorsun ha? Beni görmemek için ilaç mı alıyorsun? O boktan haplara muhtaç kalacak kadar acizsin
Ağlıyordu. Hiç olmadığı kadar çok..
+Ben değil, sen o hapları almasaydın hayatımız daha iyi olabilirdi. Şuan hapiste olmak yerine özgür olabilirdin. Mutlu olmaya çalışıyorum görmüyor musun? Rahat bırak beni
"Hürkan uyan"
Omuzları sarsılarak uyandı. Her yeri ter içindeydi ve boğazı yanıyordu. Odasında olduğunu görünce tuttuğu nefesi verdi. Evinde ve güvendeydi. Yanında endişeli bir Ömer vardı.
Yatakta doğrulunca Ömer oturduğu yerden kalktı."İyi misin, baya sayıklıyordun. Hafif ateşin var. Bir hastaneye gidelim istersen".
"Yoo yo. H-hiç gerek yok. İlaçlardan dolayıdır. Bir duşa girsem iyi olur"
Ömer ikna olmuşa benzemiyordu. Kaşlarını çatmış kendisine bakıyordu. Dağılmış saçlarıyla oldukça tatlı görünüyordu. Sesini duyunca uykusundan kalktığı gibi gelmişti büyük ihtimal. Ne saçmalıyorum ben ya diye düşündü
-Şey ben çıkarsan yani- şey duşa gireyim
Ömer kapıya doğru adımlarken yanakları kızarmıştı.
+Evet evet, ben gideyim. İhtiyacın olduğunda çağırırsınDediği şeyi fark ettiğinde ise kafasını duvarlara vurmak istedi. Kapıyı çekip çıktı. Aşağıya inerken söyleniyordu.
"Ah salak kafam"
~
Güneş doğarken ikili hala uyumamıştı. Ömer mutfak masasında pizza gömüyordu. Geceden beri asla doymamıştı. Hürkan onu doyurmak için şef çağırmayı düşündü bir an
Bu kadar açlık ciddi anlamda cebine zarardı.
Halının üstünde bir ton kağıt vardı. Top haline gelmiş bir ton kağıt. Hürkan ise koltuğa uzanmış dizüstü bilgisayarından dün gece olan ölümle ilgili detaylar bulmaya çalışıyordu. Üstünde yumuşak bir battaniye vardı. Şömine ateşinin sesi odayı dolduruyordu Hürkan kabus gördüğünden beri bir çözüm yolu bulmak için daha da çalışmıştı. Ömer'in yardım etmemesine inat
Telefonuna gelen mesajla yüzünü ovuşturup ara verdi. Ekip grubundan mesaj gelmişti.
Emreğğğ
Kanka bizim yenge nasıl oldu?
04:48Kaancum
Sa as, iyi o da ya ,annesinin evine bıraktım şimdi. Ev yemeği yesin biraz. Sucuklu pide felan yiyo zehirleniyor sonra
04:48Emreğğğ
Oğlum sende kalsaydın ya kızla
04:49Kaancum
Emre annesiyle tanışmadık daha, götüm yemedi içeri girmeye
04.50Emreğğğ
Böyle dize gelirsin işte qjwidjs
04.50Siz birlikte değil miydiniz lan
04:51
![](https://img.wattpad.com/cover/299823346-288-k340470.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐢𝐧𝐯𝐢𝐬𝐢𝐛𝐥𝐞 | 𝐩𝐨𝐫𝐠𝐨𝐥𝐚
Roman pour Adolescents"red, crimson red, am l the invisible boy" ... "Peki neden seni sadece ben görebiliyorum?" "İnan bunu sorgulamayı çoktan bıraktım" Smut vb. öğeler bulunmamaktadır. Sövmeden önce yanlış bir şey yazmadığımı bilip anlayış göstermeniz beklenir. Yazılanl...