Hürkan'a
Seninle yakınlaşıp evinde kaldığımdan beri kendimi mutlu olmamaya zorladım. Hak etmiyormuş gibi düşünüyordum çünkü. Evet huzurluydum, en çok da şömine başında oturup sohbet ettiğimiz zamanlarda. Sanırım öldüğümde, yani gerçekten öldüğümde tüm o anıları özleyeceğim
Burada çok bir şey yazmayacağım çünkü ölmeden önce tüm söyleyeceklerimi sana anlattığıma eminim
Düşünüyorum Bazen. Ölünce nereye gideceğimi? Aklımda upuzun sonu olmayan bir ayçiçeği tarlası canlanıyor. Taştan yapılmış bir evimiz var
Güneş yeni batıyor. Gözlerimi kapatıp soğuk havanın tadını çıkarıyorum. Sonra yanımda sen beliriyorsun.
Ama bunun sırası olmadığını söylüyorum. Daha yaşaman gereken bir hayat olduğunu.
Sözümü dinliyor ve gidiyorsun toprak yoldan. Gözden kayboluyorsun. Bunu her ne kadar istemesem de senin adına seviniyorum
Otların arasına oturup güneşi izliyorum. Senin gelmeni bekliyorum. Vakti geldiğinde
O gün, o zaman gelene kadar sabırla bekliyorum seni
Birilerinin sana ihtiyacı var. Evet benimde var. En çok benim. Ama dayanabilirim
Ben gidince hayatına devam et. Yeni birini bul, yakınlaşmaktan korkma. Sadece, yalvarırım beni unutma, hatırlayacak tek kişi sensin çünkü. O dünyada biraz olsun bir işe yaradığımı düşünmek istiyorumBu notu çok önceden yazıyorum. Son anlarımda, beni son kez görmüşsündür umarım
Bana iyi ki ölmüşüm dedirten biri oldun hayatımda. Evet çok saçma farkındayım. Ama aramızdaki çekim hep saçma olmadı mı zaten?
Saçma ve güzel. Bunu özleyeceğim
Görüşürüz genç oğlan. Senin bana her zaman seslenmek istediğin ama utandığın için söyleyemediğin "ceset" kelimesi kadar yaratıcı olmadı ama elimden bu kadar geliyor
Her zaman mutlu ol. Hak ediyorsun
-Ömer

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐢𝐧𝐯𝐢𝐬𝐢𝐛𝐥𝐞 | 𝐩𝐨𝐫𝐠𝐨𝐥𝐚
Teen Fiction"red, crimson red, am l the invisible boy" ... "Peki neden seni sadece ben görebiliyorum?" "İnan bunu sorgulamayı çoktan bıraktım" Smut vb. öğeler bulunmamaktadır. Sövmeden önce yanlış bir şey yazmadığımı bilip anlayış göstermeniz beklenir. Yazılanl...