Ben bir hiçim | 13.bölüm

404 52 61
                                    

Ben sözümü tuttum kardeş. Çarşamba günü atarım dedim attım. Daha da stok bölümüm yok, hadi eyvallah😩

~

Hürkan ve Ömer sabah doğru birbirinden destek alarak eve girdiler. Ne yaptıkları hakkında hiç bir fikirleri yoktu. Sadece biraz içmek istediler o kadar

Kapının önünde, ayakkabı çıkarmak kadar kolay bir işi uzun uğraşlar sonucu başardıkları için kendileriyle gurur duyuyorlardı

"Hürkan ben kör kütük sarhoşum. Sende leş gibi içki kokuyorsun. Anlamazlar değil mi" dedi Ömer neredeyse ayakta uyuyan Hürkan'ı dürterek.

"Ha şey, onlar ayı gibi uyurlar. Dert etme sen. Uyanana kadar toparlanırız"

Ayaklarını sürüyerek odaya ilerlerken, oturma odasının kapısı açılıp içeriden uyku sersemi bir Kaan, yüzünü ovuşturarak çıktı. Hürkan'ı görünce biraz daha açılmıştı.

"Kanka sen dışarıda mıydın ya? Hiç fark etmedik. Bı sorun yok dimi"

Hürkan omuzlarını hafif silkeleyerek kendini toparlamaya çalıştı. Ömer'in omzuna attığı kolu öylece duruyordu hala

"Hürkan kolunu niye korkuluk gibi havada tutuyorsun? Sarhoş musun sen!"

Hürkan bir koluna bir banyoya yönelen Kaan'a baktı. Kolunu çekince Ömer anı boşlukla bir anda arkaya doğru düştü. Hürkan gülmemek için mücadele veriyordu

"Uyuşmuş ya kolum. Üstüne yatmışım, hissetmiyorum bile şuan"

"Kafayı yersin ya" diyerek banyonun kapısından girdi. Hürkan arkasından seslendi

"Kaan, kimseyi uyandırmasan olur mu? Biraz kendime geleyim"

"Tamam tamam, o iş bende. Ayakta duramıyorsun git yat" dedi Kaan yankılı sesiyle

Hürkan toparlanıp Ömer'e baktı. Düştüğü yerde kıvrılmış hafiften gidiyordu. Yanağı fayansa yapışmıştı
Onu kolundan tutarak çekti

"Yaa eve kadar dayandın. Şu odaya geçelim orada uyu. Şimdi bizi duyacaklar"

Ömer'den bir mırıltı geldi. Onun kalkamayacağını anlayan Hürkan kolundan tutarak diğer odaya sürükledi.
Evde halı yoktu zaten. Kaygan zeminde sürüklemek çok zor olmamıştı

Ömer'i duvara yaslayarak kapıyı kapattı. Panjurları çekip yanına çöktü.

Hürkan uzun bir süre alkolü yasaklama kararı aldı. İkisi de saçma şeyler yapıp, Ömer'in durumunu ortaya çıkarabilirdi. Ve bu isteyeceği son şeydi

Etrafındaki sesler azalıp, üzerine bir dinginlik çökünce kafasını Ömer'e yakın tutarak uyuya kaldı.

Zaten o ana kadar zor dayanmıştı

~

Ömer kendine boğazında kötü bir kuruluk ve iğrenç baş ağrısıyla geldi

Soğuk zeminde yattığını fark edince hemen doğruldu. Hürkan'ın odasında kapının hemen dibindeydiler . Yanında Hürkan uyuyordu. Şapkası yamuk duruyor, kenarından çıkan saçları ortaya komik bir görüntü oluşturuyordu. Terden sırılsıklam olmuştu. Büyük ihtimal Ömer de aynı durumdaydı.

"Şu halimize bak ya, araba çarpmışa dönmüşüz. Ulan Hürkan eve kadar,hatta odaya kadar geldin de yatağa mı ulaşamadın"

Ayağa kalkıp yatağın yanında duran su şişesini kafasına dikti. "Bundan daha iyi bir his olamaz"

"Lan o benim şişem"

"Sen ne ara uyandın ya?"

Hürkan ayağa kalkıp sendeleyerek Ömer'in yanına geldi. Suyu elinden çekip alınca Ömer haykırdı."Yavaş"

"Seni eve kim getirdi sanıyorsun Ömer Bey."

"Yatağa getirseydin daha iyi olurdu ama. Tam bel ağrım bitti diyorum yenisi başlıyor. Off başım çatlıyor"

"Gel kahvaltı yapalım. Sonra ilaç içeriz" dedi Hürkan. Uykuyu atamadığı her halinden belliydi. Gözlerini açık tutamıyordu bile

Kapıdan çıkarlarken Hürkan dün geceyi hatırladı. Bununla birlikte içmelerinin nedeni de. Bu konu hakkında tek kelime etmemişti. Ömer umursamadığını düşünüyordu belki de. Halbuki sadece yanlış bir şey demekten korkmuştu

"Ömer daha iyi misin"

"Bel ve baş ağrım dışında evet"

"Ya onu mu diyorum. Bilmemezlikten gelme. Dün baya yıkılmıştın"
~açık sözlülükte Hürkan gibi olun

Ömer kaşlarını kaldırıp anlamadığını ifade etti.
Hürkan o an anladı. Ömer'in çoktan unuttuğunu. İçinden küfrederken kendine kızgındı

"Bişey yok ya. Hadi içeri geçelim"
Arkasını dönüp koridora geçerken utancından yerin dibine girmek istiyordu. Ömer'in konuşmasıyla duraksadı

"Hürkan dün olanlar senin suçun değildi. Öyle davranmana gerek yok. Ben sadece, seninle tanıştığımdan beri sürekli o geceyi unutuyorum. Hatta bazen görünmediğimi bile. Ama arkadaşların beni göremeyince tekrar hatırladım. Yalnız kaldığımda düşünebildim.

Kimse varlığımdan haberdar değilken var olmamın ne anlamı var ki? Benim bir mezarım var Hürkan. Ben bir hiçim. Ve burada durmuş normal bir insan gibi yaşamaya çalışıyorum. Bana bunun için yardım ediyorsun. Senin gibi olmadığımı hatırlatıyorsun

Benim olmam gereken yer burası değil. Aksini hissetsem bile.

Bunları hak ettiğimi düşünmüyorum. Oturup film izlemeyi, kör kütük içmeyi, seninle sohbet etmeyi. Sadece artık gitmem gerektiğini düşünüyorum"

Hürkan bunu beklemiyordu. Ömer'i mutlu etmek için, buraya aitmiş gibi hissettirmek için çok uğraşıyordu. Boğazında bir yumru oluştu. Sanki biri onu boğuyordu ve Hürkan bundan kurtulamıyordu

"Yine öyle bakıyorsun, duygulanmana gerek yok"

Hürkan içeri geçip kapıyı kapattı.
"Senin aksine Ömer. Ben sana değer veriyorum ve bunları hak ettiğini düşünüyorum. Sana alıştım. Ve gitmeni istemiyorum

Oysa sen burada durmuş bana gitmek istediğini söylüyorsun. İyi git öyleyse. Bende bu normal insan aktivitelerini bırakıp gidebilmen için çözüm aramaya başlarım. Ne dersin?" Hürkan o ana kadar ağladığını bile fark etmemişti. Yok etmek ister gibi sildi yaşları

"Hiç bir şey olmamış gibi davranamayız Hürkan. Olanları unutamayız. Bu mümkün değil. Ben artık hiç bir zaman eskisi gibi olamam" dedi Ömer. Yüzünde en ufak bir duygu belirtisi yoktu. Onun değiştiğini düşündü Hürkan

"Keşke" dedi."Keşke birbirimizi ben yaşarken bulsaydık. O zaman senin istediğin gibi bir hayat yaşayabilirdik"
Ve sonra kapıyı açıp gitti.

Dış kapının kapanmasını duyana kadar bekledi. Yatağa çöktü. Şapkasını çıkarıp yatağa atarken elini dizlerine koyup yüzünü kapattı. Ağlamaktan nefret ediyordu. En çokta biri için ağlamaktan

Ömer değişmemişti. Başından beri böyle düşünüyordu belki de.

Hürkan'a bunları bilmek çok ağır geldi.

"Ben neden bir hiçe aşık oldum ki" Ömer'e olan aşkını ilk defa kendine itiraf etti. Zamansız bir şekilde

Odasının kapısı açılınca cümlesinin duyulmuş olmasından korktu ama gelen Emreydi

"Dış kapı kendi kendine kapandı sanırım. Korktuk birden"

Hürkan kafasını kaldırmadı. Cesaret edemedi

"Sen ağlıyor musun?"

Konuşmadı. Emre yatağının yanına oturup ona sarılınca yine konuşmadı. Konuşunca bir şeyleri berbat ediyordu çünkü

~

Of evet çok kısa oldu ama sonunda Hürkan aşık olduğunu anladı eheh

Aceleye gelmiş şeyi yapmayın lütfen. Onca zamandır birlikteler. Hikayeye ekleme açısından çok belli etmedim ama Hürkan'ın gördüğü rüyalar biraz spoiler niyetindeydi

Hepimiz bi gün Emre gibi bir arkadaşa ihtiyaç duyacağız

















𝐢𝐧𝐯𝐢𝐬𝐢𝐛𝐥𝐞 | 𝐩𝐨𝐫𝐠𝐨𝐥𝐚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin