ten

2.6K 244 123
                                    

Stiles yatağında uzanıyordu ve aklından tek bir şey geçiyordu.

DEREK HALE ONU ÖPMÜŞTÜ.

Yüz üstü dönüp yüzünü yastığa bastırırken - ve içten içe nefessiz kalıp ölmeyi diliyordu - "Lanet olsun!" diye bağırdı. Yastık sesini boğuyordu. "Lanet olsun lanet olsun lanet olsun!"
Yatakta tepinip dünyanın en salak insanı olduğundan emin olurken aynı zamanda emin olduğu bir diğer şeyse bir daha asla Hale'in suratına bakamayacağıydı.

"Ona karşılık verdim," dedi ağlamaklı bir sesle. Duvarlarla konuşuyordu. Ya da solup giden gençliğiyle çünkü Derek'le yaşananlardan sonra - yani son yirmi dört saatte - on yıl yaşlanmıştı. Derek onu öpmüştü, Stiles karşılık vermişti. İkisi de durmaya yeltenmemişti ve şayet Stiles'ın telefonu çalıp ikisini de yerinden sıçratmasaydı bugün işler ne hâlde olurdu düşünmek bile istemiyordu. Sonrasında Derek tek kelime etmeden çıkıp gitmişti.

"Ölmek istiyorum." Başını birkaç kez yastığa vurdu ama bu kafasının içindeki düşünceleri bastırmak için yeterince canını yakmıyordu. "Tanrım neden ben? NEDEN KARŞILIK VERDİM SANKİ!" Tam o esnada Cora'dan bir milyarıncı mesaj geldi. Önceki gün öpüşmelerini bölen de Cora'dan gelen arama olmuştu. Bugün ders çalışmak için buluşacaklardı ama Stiles ne telefonuna ne de mesajlarına dönmediği için Cora son iki saati çeşitli lanetler içeren mesajlar atarak geçirmişti. Stiles evden çıkamazdı. Hele ki abisini öptüğü kızla ders çalışmaya gidemezdi. Üstelik bunu yapması için öptüğü o abi tarafından tehdit ediliyorken...

Birdenbire farkındalıkla diklendi. "Doğru ya! Beni tehdit eden adamla aynı kişi değil mi bu?"

Ama dün akşam ki Derek bambaşka biri gibiydi. Stiles'a dokunurken bile öyle temkinliydi ki oğlan neredeyse tenindeki dokunuşları hissedemeyecekti. Ve sonra onu öpmüştü. Zorlayıcı bir öpüşme değildi, Stiles'ın canını yakmıyordu. Ama bir gelecek de vadetmiyordu. Belki de en can yakıcı olanı da buydu.

Stiles, öylesine bir öpücük çalınabilecek biri miydi?

Bir süre daha sessizce boşluğu izledi. Daha sonra kendini parçalamak istese de yataktan çıkıp hazırlanması gerekiyordu çünkü Talia Hale herkesin gelmesini tembihleyen bir davet mesajı göndermişti. Cullenlarla önemli bir görüşme yapacakları dışında hiçbir bilgisi yoktu.

Hazırlanıp ön kapıdan dışarı adım attığında Jacob'la burun buruna geldi.

"Aman Tanrım." Dehşet içinde kalbini tutup kapıya yaslandı. Paranoyak gibi gezdiği için Jacob'ı bir anda karşısında görmek ödünü patlatmıştı.

Esmer adam endişeli bir yüzle "İyi misin Stiles?" diye sordu. Güçlü elleri destek olmak istercesine oğlanın dirseklerini kavramıştı.

Stiles iyi olduğunu söylemek için bakışlarını kaldırdı ama sonra birden yine dehşete düştü. Acaba yüzümden okunuyor mu? Jacob'ın dikkatle yüzünü süzen bakışlarına baktı. ELBETTE YÜZÜMDEN OKUNUYOR! YÜZÜM AVAZ AVAZ DEREK HALE'LE ÖPÜŞTÜM DİYE BAĞIRIYOR OLMALI. LANET OLSUN SANA HALE VE BANA DA LANET OLSUN. EN ÇOK BANA! Bakışlarını kaçırarak diklendiği esnada Jacob rahatlamış bir gülümsemeyle "İyi görünüyorsun," diye mırıldandı. Ah, demek bu yüzden bakıyordu...

Birlikte verandadan inerken Stiles ona kaçamak bir bakış attı. "Burada ne işin var? Halelerin evinde buluşacaktık, değil mi?"

"Evet," dedi Jacob. Yine o parlak gülümsemesiyle bakıyordu ve Stiles yine ve yine kendini onun ne kadar iyi göründüğünü düşünmekten alıkoyamıyordu. "Oraya gitmeden önce sana uğramak istedim. Bizim çocuklarla aşağıdaki burgercideydik."

only human || sterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin