Stiles, Jeep'i evin önüne park ettiğinde yanında oturan Jacob ona bakıp gülümsedi. Karşılığında, kahverengi gözlü oğlandan bıkkın bir bakış kazandı. "Yine elimiz boş döndük. Ne diye gülüyorsun?"
Jacob omuzlarını silkti. Kazağının altındaki kaslar hareket etti. "Elimiz boş dönsek de seninle araştırma yapmak çok eğlenceli Stiles," dedi. Bembeyaz dişleri akşam güneşiyle parlıyordu ve genç olana istemsizce gülüşünün güzel olduğunu düşündürüyordu. Esmer adam tavana bakarak kısa bir an düşündü. "Pekâlâ, bazen esprilerin komik olmuyor ama yine de son bir hafta benim için oldukça eğlenceliydi."
Hafifçe tebessüm eden Stiles "Ya, ne demezsin," diye mırıldandı.
Bir hafta. Cullen ailesi, Hale sürüsü ve Argentlar tarafından yapılan kapsamlı iz sürmeyle geçen koskoca bir hafta ve Stiles bütün bu hafta boyunca Jacob'la Beacon Hills'in altını üstüne getirmişti. Ve evet, dolayısıyla bir hafta boyunca Derek Hale'le hiç görüşmemişti. İki yıllık ortaklıkları sona mı ermişti yoksa yalnızca ara mı vermişlerdi, Stiles emin olamıyordu. Hangisinin olmasını istediğinden de emin değildi. Son telefon görüşmelerinde Stiles'a neredeyse atak geçirtmişti. Daha sonra oğlanı bir kez aramıştı ama Stiles ona öfkeliydi, bu yüzden telefonu açmamıştı ve yeşil gözlü adam da bir daha aramamıştı.
Bir hafta boyunca herkes çok meşguldü. Stiles okuldan arta kalan vaktinde Jacob'la iz sürüyordu. Üstün duyuları yoktu, pek faydalı olduğu söylenemezdi. Yine de Jacob, Stiles ne zaman ufak bir detay fark etse - bu detay faydasız bile olsa - ona cesaretlendirici şeyler söylüyordu. Aferin Stiles. Harikasın Stiles. İyi gidiyorsun Stiles. Bunu fark ettiğine inanamıyorum Stiles. Bunlar Derek'in söylediği şeylerin tamamen zıttıydı. Kaba kurtadam, Stiles'ın başarılarını asla görmezdi. Çok sakarsın Blinski Çok korkaksın Blinski. Çok dikkatsizsin Blinski. Öleceksin Blinski. Her şeyi mahvettin Blinski. Kapa çeneni Blinski. Sen kör değil miydin, bunu nasıl gördün Blinski? İki yıl boyunca ne yaparsa yapsın Hale'in ağzını kapatamamıştı. Şimdi Jacob'la yalnızca bir hafta geçirmişti ama kendini son derece pohpohlanmış hissediyordu.
Saate bakıp Jeep'ten inerken "Akşam yemeğine yetiştim," diye sevindi. Başını kaldırıp esmer kurda baktı. "Gelmek ister misin? Babam seni tanımıyor ama kuzenim diye yutturabilirim." Bu düşünceyle kıs kıs güldü.
Teklifi kibarca reddeden Jacob, "Bizim çocuklar bekliyordur," diye mırıldandı. "Ama bir ara birlikte yiyelim. Sadece iz sürerken görüşmekten sıkıldım." Gülümsemesi biraz olsun zayıflamadan uzanıp Stiles'ı kollarının arasına çekti. Oğlan ne olduğunu anlayamadı bile. Jacob ondan birkaç santim kısaydı, yine de oğlan kollarının arasında kaybolmuştu. Geri çekildiğinde "Sonra görüşürüz," diyip el salladı.
Stiles da ona el salladı ve birkaç saniye gidişini izledi. Akşam rüzgarı ceketinin yakalarından içeri dolup onu ürpertti.
Ah, diye düşündü. Aynı hissettirmiyor.
Bir hafta boyunca Jacob'la çok iyi vakit geçirmişti. Hale'in aptal yüzünü görmediği ve aşağılanmadığı için mutluydu. Yine de itiraf etmek zorundaydı ki Derek Hale etraftayken hissettiği güven duygusunu başka hiçbir yerde hissedemiyordu. "Sanki kendisi çok güvenilir biri de," diye homurdandı kendi kendine. "Bir hafta oldu ama paşamızın umurunda değil..." Söylene söylene ön kapıya doğru ilerledi. Babasıyla yemek yiyeceğini düşününce neşesi yerine gelmişti.
Anahtarla kapıyı açıp içeri girerken "Ben geldim!" diye seslendi içeriye doğru. Kapıyı arkasından kapatıp ceketini asarken neşeyle şakıyordu. "Dün Isaac'ten harika bir tarif aldım, lazanya yapacağım. Umarım yine şerif merkezindeki bayat donutlarla iştahını kapatmamışsındır..." Söylenip göz devirirken salona girdi ve boş odayı gördüğünde gülümsemesi yavaşça soldu. Bir süre batan güneş yüzünden loş görünen odaya baktı sessizce. Ardından dönüp merdivenlere ilerledi, başını yukarı uzatıp "Baba?" diye seslendi. Ses seda yoktu. Telefonunu çıkarıp babasını aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only human || sterek
FanfictionTeen Wolf Fanfiction | Sterek Stiles Stilinski, doğaüstülerle dolu hayatında en çok Derek Hale denen kurtadamdan nefret ediyordu. En çok onu lanetlemek istiyordu. Her zaman onunla takım olmaktan nefret ediyordu. Ama yine en çok ona güveniyordu. Dere...