Volturiler hakkında hiçbir şey bilmeyen Stiles, devasa kilisenin karanlık koridorlarında ilerlerken on bin kere dehşete düşmüştü. En son kurban edilmek için tura çıkarılan insanları görüp kusacak gibi olduğunda Alice onu yakasından tutup sürüklemek zorunda kalmıştı. Yolun geri kalanı da diğer yarısı gibi mide bulandırıcı, ürpertici ve karanlıktı. Devasa çift kanatlı bir kapının önüne geldiklerinde onlara yol gösteren görevli vampir geçebilmeleri için kapıyı açtı. İçeri girerken Stiles her şeyin daha da kötüye gidemeyeceğine dair aptalca bir düşünceye kapılmıştı.
Kapı arkasından kapanırken karşısında yüksek arkalıklı koltuklarda oturan Volturilere baktı ve daha kötüsünün olabileceğini fark etti. Öleceğim.
"Alice yanında her zaman lezzetli bir atıştırmalık getiriyorsun!" Ortada ve diğerlerinden daha yüksekte oturan pörtlek gözlü ruh hastası vampir konuştuğu esnada Stiles altına kaçıracağından endişelendi.
"Bence Isabella kadar hoş kokmuyor," dedi ensesinde belirip Stiles'ı dehşet içinde yerinden sıçratan sesin sahibi. Sarı saçlı, donuk bakışlı bir vampirdi. "Yine de idare eder."
Alice, Stiles'ı çekip vampirden uzaklaştırırken "Anlaşmaları unutmadığınıza eminim," diye uyardı. "Cullenlar ve dostları yasak bölge, Caius."
Caius, anormal derecede büyük ve kırmızı gözlerini Alice'in bal rengi gözlerinden çekmeden önce birkaç saniye bekledi. Ardından Stiles'ı bırakıp boş koltuğuna oturdu.
"Seni buraya ne getirdi, tatlım?" Siyah uzun saçları ve odadaki diğer vampirler gibi kıpkırmızı gözleri olan adam ellerini çenesinin altında birleştirip donuk bir gülümsemeyle sordu. Stiles onun Alice'e hitap ettiğini fark etmeden önce birkaç saniye afalladı.
Alice bir adım öne çıkıp "Cullenlar ve Haleler adına anlaşma yapmak için buradayım Aro," diye açıkladı.
Hale ismi odada bir fısıltı dalgası yaratırken Stiles iyice tedirgin olduğunu hissetti. Aro denen - ve lider gibi görünen - vampir, etrafındaki şaşkın fısıltıları görmezden gelerek ilgiyle öne eğildi. "Haleler mi?" Sandalyesinin kolluklarını sıkıca kavradı. "Cullenlar ve Haleler demek... Ne kadar beklenmedik bir ittifak."
"Şartlar öyle gerektirdi," dedi Alice. "Volturi'nin de yasaları gereği bize yardım edeceğini umuyorum."
"Volturi yasaları kurtlara yardım etmeyi yasaklar," diye araya girdi patlak gözlü, sarı saçlı bir vampir kız. Stiles onun gözlerine bir an baktı ve omurgasından aşağı öyle bir ürperti indi ki o gözlere bir daha asla bakmama kararı aldı.
Aro arkasına yaslanıp başını salladı. "Jane'in de dediği gibi."
"Salvatore ve Pierce, size tanıdık geliyor mu?"
Jane bir nefeslik zamanda soluğu Alice'in önünde aldı. "Ne dedin sen?"
Sesi kısık ve tizdi.Alice geri adım atmadan bakışlarını karşısındaki vampirin gözlerine dikti. "Geçen yıl Alec'i öldürenler onlardı, sen de biliyorsun. Ama Volturi'nin yetki sınırları dışında olduğu için hiçbir şey yapamamıştınız. Şimdi Halelerin bölgesindeler ve Talia Hale onları yakalamaya yardım etmeniz karşılığında cezalarını sizin belirlemenize izin verecek."
Jane dönüp tek kelime etmeden Aro'ya baktı.
Aro iç çekip gözlerini devirdi. "Sonunda kellemin bir ateş çukuruna atıldığı görülerini göstermeyeceksen buna onay vereceğim."
Alice gülmemek için kendini zorlarken başını salladı.
"Bu insanı neden peşinde getirdin? Şayet yüce gönüllülüğümüz için bir armağan değilse kokusuyla bizleri cezbettikten sonra onu geri götürmen gerçekten âdice bir hareket." Vampir olmasına karşın yaşlı görünen bir adam oturduğu yerde çenesini eline yaslamış, gözlerini de Stiles'ın üzerine dikmişti. Gerçekten bir vampire katılacağımı düşünmemiştim ama sahiden de ben neden buradayım? Kendisi de bir cevap bekleyerek Alice'e bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only human || sterek
FanfictionTeen Wolf Fanfiction | Sterek Stiles Stilinski, doğaüstülerle dolu hayatında en çok Derek Hale denen kurtadamdan nefret ediyordu. En çok onu lanetlemek istiyordu. Her zaman onunla takım olmaktan nefret ediyordu. Ama yine en çok ona güveniyordu. Dere...