Arkadaşlar bu ilk hikayem ve yazım hatalarım varsa kusuruma bakmayın. Umarım beğenirsiniz.
Hayatım boyunca hep çabalamam gerekti diğer insanlardan daha fazla çaba gerektirdi benim hayatım. Ailemin olmayışı ve yetimhanede büyümem biraz da güçlü yaptı beni sanırım. Bazı insanlar gibi çıt kırıldım değilim yetimhanede yediğim dayaklar bana güçlü olmayı öğretti. Bu yüzden çoğu insanın ağlayarak baktığı şeylere ben gülerek bakabilirim ama ailemi kaybettikten sonra hiç içtenlikle güldüğümü hatırlamıyorum.
Yetimhaneden ayrılalı üç yıl oldu Kocaeli Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü okuyorum bunun yanında paraya ihtiyacım var bu yüzden özel bir ajansta tercümanlık yaparak ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar para kazanıyorum. Yetimhane de tanıdığım tek ve en iyi arkadaşım İmre ile beraber bir evde kalıyoruz. İmre bana göre daha neşeli ve daha sevecen biri ne olursa olsun yüzünden gülümsemesi eksik olmaz. Ben genellikle karamsar biriyimdir ama bu elimde olan birşey değil o günden beri böyleyim. Bu nedenle İmre'ye özenirim hayata bakışı için.
Okulda derslerim bitmiş ve eve gitmek için yola koyulmuştum ki telefonumun çalması ile yol kenarında bir banka oturup telefonu yanıtladım.
" Efendim Kubilay bey?"
"Arya'cığım haftaya İngiltereden gelen beş kişilik bir grup var onlara İstanbul'u gezdirmen ve tarihsel yerler hakkında bilgi vermeni istiyorum senden bunu yapar mısın?"
"Kubilay ben sadece tercümanım şirketiniz de bu iş benim için biraz fazla değil mi? Ayrıca nereleri gezdireceğim hakkında da hiçbir fikrim yok."
" Arya'cığım biliyorum senin için biraz zor bir iş olacak fakat bu geziyi yapacak olan personelimiz rahatsız bunu yapabilecek durumda değil ondan başka da bir tek sana verebilirim bu işi, eğer kabul edersen gidilecek yerler için ben sana bugün içerisinde bir döküm çıkarıp sana ulaştırırım ayrıca bu iş için alacağın ücret de farklı olacak. Ne dersin?"
"Peki Kubilay bey o zaman göndereceğiniz dökümü bekliyorum. İnceledikten sonra size haber versem bir problem olmaz sanırım."
" Tamam canım akşamüzerine doğru dosya'yı gönderiyorum yalnız ne olur bana en geç yarına kadar haber ver olur mu?"
"Tamam Kubilay bey hoşçakalın."
"Hoşçakal."
Bu habere bu kadar sevineceğimi düşünmezdim hem gezmiş olacağım hemde bu ay biraz daha fazla kazanç sağlamış olacağım. Oturduğum banktan kalkarak tekrar evin yolunu tuttum eve geldiğimde İmre de evdeydi ve yemek yapıyordu İmre ve yemek yapmak bu işte bir tuhaflık var İmre yemek yapmayı sevmez ki.
"İmre ben geldim canım."
"Hoşgeldin canım gel sana anlatmam gereken o kadar şey var ki saatlerdir seni bekliyorum."
"Hoşbuldum da ne oldu kötü birşey mi var?"
"Hayır tabiki de kötü bişi olsa neden güleyim gel bak otur." Diyerek mutfaktaki masanın sandalyesine oturdu ve bana da oraya oturmam için işaret etti dediğini yaparak karşısına geçip oturdum.
"Dinliyorum."
"Bugün okula gittim derslerim bitmişti tam çıkıyordum arkamdan biri ' İmre ' diye seslendi. Dönüp baktım tanımadığım bir çocuk bana doğru 'bir dakika konuşmalıyız' diyerek geliyor ilk korktum sana falan birşey oldu sandım daha sonra çocuk yanıma geldi ve 'seninle birşey konuşmak istiyorum okulun karşısındaki cafe'ye gelir misin benimle?' dedi."
"Kabul etmedin değil mi İmre?"
"Kabul ettim çünkü ne diyeceğini merak ettim işte sonra beraber cafeye gittik oturduk bir masaya çocuk başladı konuşmaya 'adım Alpay okulun bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyorum 4. Sınıfım ' dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA
Roman pour AdolescentsYıllar sonra gelen şey neydi? Belki bir aşk... Belki bir intikam... Belki bir kavuşma... Belki de yılların yaşatamadıklarıydı.... Arya DURULMAZ, başına geleceklerden habersiz bir şekilde bekleyen kişi... Enis ÖZTUNÇ, gittiği yere gökyüzünü götürece...