hadi işine // tobirama x izuna/naruto shippuden

yakınlaşma

On sekizine yeni girecek ergen bir Tobirama'nın şu sıralar en nefret ettiği şey nedir?

Abisinin Madara denen herifle beraber eve getirdiği kardeşi...

Hashirama üniversitedeki notlarını pekâlâ önemserdi. Grupça yaptıkları bu ödevde Madara denen itle -çok soğuktu bu it- eş olmuş ve tezi kısa sürede hazırlamak, bilgi kirliliğinden ve kaybından korunmak için aynı evde saatlerini vererek çalışmaya başlamışlardı. Onlar için hava hoştu. Akılları yerinde iki erişkin erkektiler, peki ya izuna? Bu orospu çocuğu okulda ona zorbalık ediyordu be!

Yani etmeye çalışıyordu diyelim, çünkü Tobirama hakaret ve zorlama dahi hiçbir şeyi alttan alacak bir tip değildi. Abisi, okulda çıkardığı tartışmaların muhasebesini tutmaktan yorulmuştu.

Koltuğun ucuna sertçe tırnaklarını batırdı. İzuna'dan nefret ediyordu, o sırma saçlı abisinden de. Özellikle karşısında pişmiş kelle gibi sırıtmasından ise hiç haz etmiyordu.

"Abin bir Senju, kardeşin de öyle ama hiçbiri senin kadar suratsız değil. Baban bile. Yoksa evlatlık mısın?" dedi sırıtarak karşı koltuktaki beden. İzuna'ydı bu.

Abileri yan odada harıl harıl tez yazıyorken burada ağzı süt kokan bir bebeyle tartışmaya girmeyecekti Tobirama. Onun sırıtan suratına karşılık yüzünün sirke satışına son vermeyerek mırıldandı.

"İşine bak, Uchiha."

"İşim sensin."

Sert bir nefes verdi ve çenesini tuttu. Aptalca başlayan muhabbeti devam ettirmemekti amacı. Fakat İzuna'nın farklı planları vardı.

"Abin kadar düşük çeneli biri değilmişsin, ne zaman bize gelse başım ağrırdı," dedi bulaşmak ister gibi. Tobirama'nın abisine karşı olan zaafını biliyordu.

"Abim hakkında düzgün konuş, Uchiha."

Beklediği tepki buydu, çok sert bir tepkiyi ilk raundda almayacağının farkındaydı izuna.

"Adım uchiha değil, İzuna," dedi yeniden tanışır gibi. Tobirama umrumda değil der gibi kafasını salladı.

"Adından bana ne?"

"Çağıracağın güzel yerler var da ondan," dedi kısık sesle İzuna. Zihnindeki sis aralansa görülecek tek şey saf arzu olurdu. Tobirama, onun suratında kalan sırıtmadan hiç hoşnut değildi.

"Ne dedin?" duyamamıştı.

"Dedim ki, düşmanlığı bir kenara bırakıp dost olmalıyız."

Tobirama küçük bir kahkaha attı.

"Sen, Uchiha... Uchihalar ne zamandan beridir ciddi olmayan sözler söylüyor?"

Ona doğru birkaç adım attı İzuna, Tobirama'nın onu ciddiye almaması ponçik(!) kalbini kırmıştı. Uchiha siyahı gözlerindeki arzuyu saklamak kolay değildi ama o İzuna'ydı. Ses tonunu düzenleyip konuştu.

"Gayet ciddiydim," dedi. "Hatta bana kalırsa sen ve ben, daha ilerisi olmalıyız."

Tobirama kaşlarını çattı, bir şey anlamamıştı. Dosttan daha ileri dediği şey ortaklık mıydı? Yoksa aklına dahi getirmek istemediği diğer seçenek miydi?

İzuna onun aklı karışmış halini süzüp güldü. Ona doğru yaklaştığında Tobirama tehlike dolu bir sesle tısıldadı.

"Uzak dur benden Uchiha."

"İzuna," diye düzeltti onu siyah gözlü. "Niye ki?" deyip bir adım daha attı, koltukla arasında bir koca adım mesafe kalmıştı şimdi. "Etkilenir misin yoksa?"

Tobirama kıpırdanıp ayağa doğru kalkacağı sırada İzuna erken davranıp ellerini koltuğun sırt kısmına dayayıp Tobirama'yı hapsetti. Senju önce şaşırdı fakat yakın duran burunları yüzünden kafasını geri çekip koltuğa yasladı.

"Ne yapıyorsun lan?" diye sordu sinirle soluyarak. Ona göre bu, büyük bir hadsizlikti.

"Lan mı?" dedi İzuna gülerek. "İki kolumun arasındasın. Lütfen diyeceğin yerde lan mı diyorsun?"

Tobirama onun aşağılama kompleksinden haberdardı. En nefret ettiği yanı buydu, prim vermeyecekti.

"Amacın ne bilmiyorum Uchiha, bana gereksiz yakınsın, uzaklaş," dedi neredeyse bir yılan gibi tıslayarak.

"Senin için sana bir şeyleri kanıtlıyorum," dedi onun tehlikeyi işaret eden bakışlarını umursamayarak. Ona yakın durmak çok güzeldi, gözleri onun beyaz saçları ve koyu renkli gözleri arasında sık dokuyordu. Elini beyaz saçlara atıp okşamak, burnunu yaslayıp koklamak için yanıp tutuşuyordu. İnce, soluk kırmızı renkli dudakları öpmek istiyordu. "...dosttan daha fazlası olabiliriz."

"Olamayız," diyerek itiraz etti. "Uzaklaş Uchiha," dedi son kez uyarırcasına. "Yoksa kafa atacağım."

"Hah, söylediğin iyi oldu," dedi İzuna kafasını geriye doğru atarken. "Galiba sana benden etkilendiğini göstermek için bunu yapmam şart," dedi iki elini tutup ona uzanırken.