2.Bölüm ~ Korkunun Esiri

102 49 23
                                    

~Keyifli okumalar~

Piyanonun başında geçen günler ve sayısız azar... Çalmakta zorlanmadığım bu müzik aletinin başında işittiğim cümleler küçük kalbime ağır gelmişti. Ellerimi nereye koyacağıma emin olamadığım için mavi elbisemin cebine koymuştum. Bu yaptığıma pişman olabileceğim aklıma gelmemişti oysa. Annemin bakışları öyle sertti ki ellerimi hızla cebimden çıkardım ve mavi elbisemin arkasına gizledim. Küçük yaşlarda öğretilen birçok kural vardı ve annemin müzik aşkı. Kızları müzik aleti çalsın diye bize her türlü müzik aletini anlatan annem artık daha rahattı. Çünkü piyano bizim ilgimizi çekmişti. Sonunda her şey onun istediği gibiydi. Güzel çaldığımı düşünmeme rağmen hep azar işitiyordum. Doğru tuşlarla annemin istediği melodiyi çıkarıyordum ama annem hep kızıyordu. "Kendini melodiye kaptır diyorum sana. Hissederek tekrar çal." Kafa sallamakla cevap vermiştim anneme. O kadar sert bakıyordu ki gözlerime bir umut, dolduklarını görsün istedim.

Küçükken annemin, "Ne yaparsan yap, hissederek yapacaksın" diyen sözlerini hatırladıkça üzülüyordum. Kendime çizdiğim bu yolda ilerlerken ara ara yaptığım işleri hissederek mi yapıyorum diye düşünmeden edemiyordum. Severek yaptığıma emindim ama ne kadar hissediyordum işte o zaman cevaplarım tıkanıyordu.

Gittikçe hızını arttıran yağmura karşı elimde sıcak bir kahveyle camdan dışarıyı izliyordum. Evde çok şaşırtıcı şeyler oluyordu. Yağmurlu havalarda Star ayağımın dibinde uyumayı çok severdi. Aslında ben ne zaman kahve içsem o ayağımın dibine yatardı. Kahve kokusunu severdi ve ben yağmurlu havalar dışında kahve içmezdim. Şaşırtıcı olan ise Star'ın burda olmamasıydı. Onu evde görmemiştim, mutfakta çıkardığım seslere gelmemişti ve kahve kokusuyla ayağımın dibinde yatmamıştı. Evin bugün garip bir havası vardı. Zaten ben de öğlene kadar uyumuştum. En huzurlu uyandığım anlar yağmurun şiddetli yağması sonucu çıkardığı seslerden dolayı oluyordu. Küçükken ne olduğuna anlam veremediğim bu ses şimdi huzuru getirmişti bana. Hiçbir yağmuru, gök gürültüsünü, doluyu kaçırmak istemiyordum. Gözüm açık olsun da saatlerce izleyeyim istiyordum. Yine yağmuru izlediğim tam şu anda aklımda eskilerden bir soru dolanıyordu. "Acaba her ne yapıyorsam hissederek mi yapıyordum?" Düşünmekten çıldırdığım anlarda aklıma olan bu soru bazen duraksamama neden oluyordu ama bugün değil. Bugün düşünmekten çıldırmak istemiyordum.

"Star" içeriye doğru seslendiğimde, merdivenlerden aşağı inmesini bekledim. Ayak sesleri yoktu. "Star" diye yineledim fakat ne bir ses geldi ne de onun evde olduğuna dair bir işaret.

"Yaramaz çocuk yoksa yine giyinme odasında mısın?"

Kendi kendime gülerek ve söylediğime inanarak merdivenlere yöneldim. Merdivenleri ağır ağır çıkarken bile söyleniyordum. Giyinme odasının kapısına varınca içimi sıkıntı basmıştı. Kapıyı hızla açtım fakat istediğim görüntüye kavuşamadım.

"Star" ağzımdan fısıltı gibi çıkan bu kelimelere tabii ki karşılık gelmedi çünkü ortadan her kayboluşunda giyinme odama kaçan Star bu odada değildi. Hızlıca üst kattaki tüm odaları gezdim fakat hiçbirinde değildi. Büyük inançlarla çıktığım bu merdivenleri, içimdeki sıkıntıyla iniyordum. Onun yokluğu göğsümdeki boşlukta süzülüyordu. Kokusunu hissedememek, tüylerini okşayamamak gibi bir ihtimalim bile olamazdı. Biraz korkmaya başlamıştım. Onu kaybetmiş olma düşüncesi bile delirmeme yeterliydi. İçimdeki korku gittikçe güçleniyordu. Ağlamak üzereydim sanki. Kendime gelmek zorundaydım. Endişeye kapılmadan önce evi tamamen aramalıydım.

Alt kattaki odaları gezmeye başlamak üzereyken telefonum çaldı. Hızla meşgule attım ve orda olmadığını bile bile mutfağı kontrol ettim. Telefonum ısrarla çalıyor ve ben ısrarla her odaya tekrar tekrar bakıyordum. En sonunda kendimi koltuğa attığımda telefonum tekrar çaldı. Bu sefer açmak zorunda kaldım. İçimde büyüyen korku ise boğazıma kadar tırmanmıştı.

ÖZGÜRLÜK İSTEYEN MELODİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin