13. Bölüm

12 2 30
                                    

Berkanla hastaneden çıkıp eve gelmemizin ardından 3 saat geçmişti. Berkan salondaki siyah koltukta yatıp televizyon izlerken bende ayaklarının dibine oturmuş bir yandan da kucağımda mayışmaya başlayan mandalinayı seviyordum. Mandalina yavaş yavaş uykuya dalarken onu kenara koyup Berkan'a döndüm.

"Berkan sen hiçbir şey yemedin farkında mısın? Benimde aklımdan çıkmış kalkıp sana yemek hazırlayayım. Adamı aç bırakıyoruz iyi mi?"

Berkan söylediklerimden sonra gülerek bana baktı.

"Aybükemm dert etme diyeceğim ama ne yalan söyleyeyim ben açım."

Şaşırmış bir şekilde Berkan'a bakıp göz devirerek oturduğum yerden bir hışımla kalktım. Salondan hızlıca çıkıp mutfağa doğru ilerlerken Berkan arkamdan gülüyordu. Mutfağa girdiğimde ne yemek yapacağıma dair düşünmeye başladım.
Yapacağım yemekleri bulduğumda tencerelerin nerede olduğunu bulmak içib dolapların kapaklarını açıp kapatmaya başladım. En sonunda tencerelerin yerini bulduğumda iki tencere alıp kapağı kapattım. Tencereleri ocağa koyduktan sonra pirincin nerede olduğunu bulmak için kilere doğru ilerledim. Kilerin kapağını açtığımda 4 paket pirinç olduğunu gördüğümde birini alarak kileri kapattım. Pirinci suya koymak için bir kap bulmaya başladım.

En sonunda kabı da bularak pirinci suya koydum o suda beklerken ben çorba yapmaya başladım. Bir süre sonra pirincin suyunu dökerek pirinci de tencereye aldım. Yapacak olduğum işlemleri de yaptıktan sonra onları pişmeye bıraktım.
( valla yapımlarını anlatmaya devam etseydim uzayacaktı o yüzden yapım kısmını orda kestim.)

Bu iki yemeğin yanına da bir tatlı olsa güzel olurdu diye düşünerekten ekler yapmak için malzemeleri çabucak aramaya başladım. Malzemeleri ararken bir anda belime sarılan elleri farkettim.

"Aybüke ne yapıyorsun burada 3 saattir?"

Arkamı döndüğümde Berkan meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Berkan yemeklerin yanına bir de tatlı yapayım dedim o yüzden malzemeleri baya bir arayıp durdum."

"Çağırsaydın ya beni."

"Berkan senin dinlenmen lazımdı. Dikişlerin atacak şimdi otur şöyle sandalyeye."

Berkana kızgın kızgın bakarak onu sandalyeye oturttum. Sonra yemekler pişti mi diye bakmak için ocağın önüne geldim. İki tencerenin kapağını açtığımda piştiklerini anlayınca ocağın altını kapattım.

"Ben sana şimdi bir tabak çorba koyayım bir tabakta pilav. Yine yemek istersen koyarım. Sen yemeğini yerken bende tatlıyı yaparım."

Berkan bana gülümseyerek baktığında 2 tane tabak çıkarıp çorba ve pilavdan 3 yemek kaşığı kadar koydum. Berkanın önüne koyarak ekleri yapmaya başladım.

1.5 saat sonra
Ekleri tamamladığımda bende acıktığımı farkedince kendime 2 tabak alıp çorba ve pilav koydum. Berkan yemeklerini çoktan yemiş şu an karşımda durup benim yemeklerimi yememi izliyordu.

"Neden yemek yerken beni izliyorsun?"

"Ben nasıl bir sevap işledim de senin gibi biriyle tanıştım diye düşünüyordum."

Berkanın söylediği şeyle gülümseyip başımı eğdim. Berkan yanağımdan bir makas aldığında eline nazikçe vurup geri çektim.

"Ekler yemek istiyorsan alabilirsin. Müthiş yapmışım değil mi?"

Masanın üstünde duran eklere baktığımızda Berkan gülümseyerek bana baktı. Berkan eklerden bir tane alıp ağzına attığında elini kaldırıp baş parmağını ve işaret parmağını birleştirip beğendiğini o şekilde dile getirdi. (👌🏻 böyle yani)
Bende eklerden bir tane alıp yediğimde gerçekten güzel yaptığımı farketmiştim. 

AybükeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin