2.Bölüm "Tanışma"

33 5 33
                                    

Güneş ışıkları odamdan içeriye girip bana merhaba diyordu. Zorla gözlerimi açıp gözlerime gelen güneşi elimle engellemeye çalıştım. Güneşi engelleyemeyince pes edip yatağımda oturur pozisyona geldim. Yan tarafa dönüp Yasemin'e baktığımda mışıl mışıl uyuduğunu gördüm. Saatin kaç olduğuna bakmak için yatağımın yanındaki komodinden telefonumu aldım. Kilidi açıp baktığımda saatin yedi olduğunu gördüm. Telefonu komodine geri koydum. Saat daha erken olduğunu düşünüp başımı yastığa koydum. Zaten üniversite de bitmişti. Biraz tatilin tadını çıkarayım. Gözlerimi kapattığım anda telefonuma mesaj geldi. Gözlerimi açıp komodinin üstündeki telefonumu alarak mesajın kimden geldiğine bakmak telefonu açtım.
Sabah sabah kimden mesaj gelebilir ki ? Vodefonedan mesaj gelmiş. Telefona göz devirip telefonu komodine geri koydum. Tekrar uyuyamacağımı düşündüğüm için yataktan kalkıp Yaseminin yatağına doğru yürümeye başladım. Yanına geldiğimde elimle koluna dokunup uyanmasını sağladım.
Bana dönük olmayan vücudunu bana doğru döndürüp gözlerini açtı.

"Günaydın ikiz.Bu saatte niye uyandırdın beni?"

İşaret diliyle konuşmaya başladım. Ellerimi hareket ettirince artık yorulmaya başladığımı farkettim. Yani genel olarak sürekli ellerim işaret diliyle iletişim halinde olduğum için ellerim artık yoruluyordu.

"Saat 11 oldu. Bu saatte derken erken değil ki bence artık kalkmalısın Yasemin."

Yasemin bana inanmadığını belli edercesine telefonunu yastığının altından alıp baktı. Saatin 11 olduğunu görünce bana döndü. Haksız olduğunu yüz ifadesinden belli edince gülümseyerek kolundan tutup ayağa kalkması için çekiştirdim. Yasemin zar zor ayağa kalkınca kolunu bıraktığım anda lavobaya gitti. Bende yatağımı düzeltmeye başladım. Yatağımı düzelttikten sonra annemin aşağıdan bağırdığını duydum.

"Aybüke, Yasemin kahvaltı hazır uyanın hadi bakalım!"

Annemin bağırışını duyduktan sonra komodinin üstünden telefonumu alıp odanın kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açtığım anda Yaseminin de lavobadan çıktığını gördüm. Yasemin yanıma gelip koluma girince odamızdan çıktık.
Yaseminle sürekli bir tartışma içerisinde olduğumuz için bu aralar bana iyi davranması hiçte hayra alamet değil. Bunun da yakında kokusu çıkacak. Düşüncelerimden sıyrıldığımda mutfağın kapısına geldiğimizi farkettim. Annemle halam masada oturmuş, heyecanlı bir konu hakkında konuşuyormuş gibi gözüküyorlardı. Annemin gözleri yaşlıydı.Yine neye ağlıyordu acaba. Mutfağa girecekken Yasemin elini koluma koyarak durdurdu. Yaseminle konuşmalarını dinlemeye başladık.

"Keşke Elifin katili bulunabilseydi, o zaman içim bir nebze rahatlardı. Yıllar geçti ama o adamın hala elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini bilmek yüreğimi acıtıyor."

"Leyla polisler , avukatlarımız bu işi hala bırakmış değil. Sen üzülme elbet ortaya çıkacak. Belki adam ölmüştür. Zaten yaşlı demiyorlar mıydı onun için. Yıllar geçti üstünden. Üzülme artık bak sen üzülürsen kızında seni oradan görüp üzülür. Yeğenimin üzülmesini istemeyiz değil mi? Bu hayatta mutlu olamadı. Bari orada mutlu olsun. Hadi sil göz yaşlarını ikizler seni böyle görmesin"

"Nurancığım sende olmasaydın bunca sene bu kadar toparlayamazdım. Benim bir ablam yok ama sen görümce gibi değil, ablam gibi oldun."

"Canım benim  ben de kardeşim gibi görüyorum seni."

Annemleri dinlerken yanağımdan gözyaşlarım süzülmeye başladı. Daha fazla kapıda beklemeyip hızlı adımlarla annemin yanına gittim. Yaseminde peşimden geldiğinde kollarımı açıp anneme sarıldım. Yaseminde diğer taraftan anneme sarıldığında annemin ağlaması şiddetlendi.

AybükeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin