"Onu nasıl bulduğumu tahmin bile edemezsin."
Annem telefonda babam ile konuşarak mutfağa giderken ben de yemek masasının üzerinde fıstıklarımı yemeğe devam ediyordum. Ne kadar da çok vardı.
Bir süre sonra fıstıklarım tamamiyle biterken yorgunlukla kendimi masaya bıraktım. Annem telefon konuşması bitmiş bir şekilde odaya girmiş ve yerde olan bir iki eşyayı kaldırarak yerine koyup bana dönmüştü. İki elini beline yerleştirdi ve kaşlarını çattı.
"Oh ya şuna bak. Tüm gün fıstık yedi ve yan gelip yattı. Jisung bey birşeyler ister misiniz?"
Mahçup bir şekilde toparlandım ve küçük bir top haline gelerek kafamı sakladım. Utandım. Onu kırdım mı?
Kafamın üzerinde hissettiğim şefkatli dokunuş ile kafamı kaldırdım. İki parmağı ile beni okşayan annem gülümseyerek bana bakıyordu.
"Üzgünüm Jisung. Sen hala küçüksün ve doğal olarak fıstık yemen çok normal. Kendini tutamaman da. Sana kızmamalıydım. Üzgünüm."
Hızla üzerine çıkarak küçük kollarımı ona sardım. O da bir elini tüm vücuduma sardı. Bir süre öylece sarıldık. Bir sincap ve bir kadının sarılması dışardan çok tuhaf görünüyordu tabi.
Hissettiğim şey ile hızla annemden ayrılarak odama gittim. Geri dönüşüyordum. Dönüşümümün kötü yanı çıplak olmam. Kıyafetlerim benimle birlikte dönüşmüyor aksine olduğu yerde kalıyordu ve şu anda okul kıyafetlerim iç çamaşırlarıma kadar okulda kalmıştı.
Üzerime birşeyler giyerek odamdan çıktım.
"Nasılsın?"
"Üzgünüm kendimi tutmaya çalıştım ama herkesin içinde dönüşmek de istemedim."
"Sorun değil tatlım."
"Nasıl öğrendin?"
"Okulu senin ortadan kaybolma riskine karşı beni aramaları konusunda uyarmıştım. Bugünde bir telefon aldım. Dört ders boyunca derslere girmediğini öğrendim ve okula geldim. Felix bir anda ortadan kaybolduğunu söyleyince bir de birisi çok tatlı bir sincaptan bahsedince anladım."
"Eşyalarımı aldın mı?"
Koltuğun üzerine bıraktığı çantamı gösterdi.
"Kıyafetlerim?"
"Onları bulamadım."
Sıkıntıyla saçlarımı karıştırırken koltuklardan birine oturdum.
"Kıyafetlerim okulun arkasında kaldı. Ayrıca isimliğim de öyle. Eğer biri onları bulursa alay konusu olurum."
Annem saatine bakarak bana döndü.
"Okul şimdiye kapanmıştır. Seni yarın erken okula bırakırım. Hemen alır ve dolabına koyarsın sıkıntı değil."
Kafamı salladım ve arkama yaslandım. Ne kadar çok fıstık yemişim öyle. Karnım doluydu. Şişmiş hissediyordum.
"Gel de bana yardım et akşama yemek hazırlayalım."
Hemen oturduğum yerden kalkarak annemin peşinden ilerledim.
___
"Dün bir anda öyle nereye kayboldun?"
Sınıftan içeri girer girmez bağırarak bana ilerleyen Felix'e baktım. Dün bana mesaj atmıştı ama ben kaçmak için bakmamıştım bile.
"Miğdem bulandı bir anda."
"Annen okula geldi."
"Evet derse girmediğim için onu aramışlar ben de hastaneye gitmiştim. Geldi yanıma daha sonra."