(5)-Küçük Sincap

60 8 0
                                    

Eve geldiğimde tek yaptığım koltuğun üzerine kendimi rahatça atıp bütün gün yediğim fıstıkların tadını sindirmekti. Doyduğum için hiç yerimden de kalkmamıştım. Ta ki annem gelene kadar. Elleri belinde karşımda gülümseyerek bana bakıyordu.

"Rahatın yerinde gibi duruyor."

Kafamı yukarı aşağı sallayarak onu onayladım.

"Neyse hadi bakalım baban gelene kadar sofrayı hazırlayalım sana fıstık vericem."

Söyledikleri ile gözlerimi kocaman açarak yerimden kalktım. Hafif kokusunu alıyordum ama benden geldiğini sanıyordum. Anneme yardım ederek sofrayı hazırlamıştık. Babam gelince yemek yemiş biraz sohbet etmiştik. Daha sonrasında annem bana biraz fıstık vermişti, bende fıstıklarla odama geçerek güzel bir aşkam geçirmiştim.

Sabah uyuşuk bir şekilde okula giderken Felix gelmişti yanıma.

"Ee yarın gidiyoruz dimi?"

Anlamsızca ona döndüm.

"Hyunjin'ler ile içmeye."

Oflayarak önüme döndüm ve okula ilerlemeye devam ettim. Sınıfa girdiğimizde Minho kafasını sıraya koymuş uyukluyordu. Yanından geçerken ona bir bakış atarak yerime oturdum. Seslere uyanan o ise kalkarak bize bakmıştı. Bir süre gözlerine bakarken yavaş yavaş kalbim hızlanıyordu ama bunu gözardı ederek kafamı sıraya koydum. İçimde tuhaf bir his vardı. Bunu beğenmemiştim. Yakında kokusu çıkar diye şimdilik umursamadım tabi.

Her tenefüs zamanı Minho ve Hyunjin yanımıza geliyordu. Hyunjin ve Felix sohbet ediyor, Minho arada sohbetlerine katıllıyor ve bende sessizce onları dinliyordum.

"Jisung niye bugün bu kadar sakin?" Yavaşça omuzlarını silkeleyen Felix bana baktı.

"Bazen huysuz olur ama sanki bugün aşırı sakin ve keyifsiz gibi."

Ön sırada oturan Minho sırama koyduğum kafamın üzerine elini koydu ve saçlarımla oynadı.

"Bizde onu bugün kendi haline bırakalım. Belki keyfi yerine gelince bizle konuşur."

Öğle arasından sonraki arada sıramdan kalktım. Sınıftan çıkmadan önce üzerimdeki endişeli bakışlara ise gülümseyerek karşılık verdim. Her ne kadar Felix bana geri gülümsese bile Minho endişeli bakışlarla bana bakmaya devam ediyordu. Kantine indim ve kendime bir kek aldım. Adımlarımı dışarı yönledirdim biraz hava almak için. Bir banka oturdum ve kekimi yemeye başladım. Etrafa bakınırken bana doğru gelen kişi ile kaşlarımı çattım. Woojin elleri cebinde gülümseyerek geldi ve hiç sormadan yanıma oturdu.

"Naber?"

"Sanane!" Yüzündeki gülümsemeyi hiç silmeden bana bakmaya devam etti.

"Herkese karşı böyle misindir?"

"Hayır sadece sormadan pat diye yanıma oturanlara karşı böyleyim?"

"Gerçekten komiksin. Bu da hoşuma gidiyor seni küçük!"

Söyledikleri ile kaşlarımı çattım.

"Saçmalamaya mı geldin? Ne var?"

"Yo. Sadece keyfim yerinde ve bunu sana söylemek istedim."

"İyi artık öğrendiğime göre gidebilirsin."

"Tamam o zaman. Yakında görüşücez nasıl olsa küçük sincap."

Söyledikleri ile şaşkınca baktım.

Sincap mı?

Sadece öylesine söylemişti değil mi?

Fıstıklarımı Verin! -Minsung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin