"Bende bir şey yok. Sabah koltukta Seungmin ile uyandım. En güzel sabahımdı."
Chan hyungun söyledikleri üzerine Changbin isyan etti.
"Oğlum benimde en kötü sabahım. Aynadan kendime yarı açık gözlerimle bir baktım aq dağılmışım. Yüzümde beş parmak iz var ve dayak yemişim lan. Küvette uyandım ve banyoda vazolar vardı."
Bana sebebini sorar gibi bakan Changbin'e baktım. Nerden başlasam diye düşünürken en iyi en başından diye düşündüm.
"Dün oyundan sonra herkes dağıldı. Hyunjin ve Felix çok yakınlar diye onları ayırırken bir anda yanıma gelerek beni ordan uzaklaştırdın. Sonra saçma bir şekilde 'hayat kısa' dedin."
"E tamam doğru demişim."
"Daha sonra 'versene bir alt dudak' dedin"
Gözleri sonuna kadar açılan herkes ile Minho sinirle bağırdı.
"Lan pezevenk. Bide sarhoşken çocuğa mı yürüdün?"
"Ne bileyim lan. Sarhoştum işte. Asıl beni kim dövdü lan?"
"Dün sen öyle diyerek beni öpmeye çalışınca ben de sana tokat attım kendine gel diye ama biraz fazla sert vurmuş olabilirim. Benden sonra da Minho bi anda gelip seni dövdü."
"Oh iyi yapmışım."
"Ne iyisi lan niye dövüyorsun?"
"Lan puşt sen niye çocuğu öpmeye çalışıyorsun."
"Ne ya sarhoştuk işte. Hayrola sen niye böyle korumacısın? Ne bu havalar?"
"Çok konuşma lan."
"Tamam sakin olun."
Bir anda atışan ikiliyi susturarak devam ettim.
"İşte sonra bir anda bir cam sesi geldi. Bir baktım Jeongin vazoları top diye kırdığı sandalye bacağıyla vurarak kırıyor. Elinden ikinciyi zar zor aldım. Sonra tüm vazoları banyoya sakladım. Sonrasında kendi kendine konuşmaya başladı zaten."
"Lan bücür. Ne zorun var senin vazolarımla."
"Ben bücür değilim."
"Şu an takılman gereken yer burası değil. Ne demek vazolarımı top diye vurup kırmak."
"Napim sarhoştum."
Derin derin nefes alan Chan hyung Seungmin'e yaslandı.
"E ben neden küvette uyandım?"
"Etrafta seni aradım ama yoktun. Seni banyoda vazoları kollarına geçirmiş halde buldum. Vazoları kolundan çıkarınca da kahramanım diye yapıştın bırakmadın. Senin yüzünden küvete düştük. Bende sen hareket etmeyince senin uykunun gelip uyumak istediğini söyledim. Ve sende tamam deyince parçaladığın perdeyi üzerine örterek banyodan çıktım. Ama nerden bileyim sabaha kadar orada uyuyacağını."
"Var ya Changbin. Geri zekâlının önde gidenisin harbiden."
Gülerek konuşan Hyunjin ile Changbin homurdandı.
"Ben de bir şey hatırlamıyorum. Bir tek sabah Jisung ile Chan hyungun yatağında uyandığımı biliyorum."
Söyledikleri ile şaşkınca ona döndüm. Gece benimle mi uyumuştu?
"Gece yanımda mı uyudun?"
"Bilmiyorum sadece sabah kuyruğun yüzünden uyandım. Sonra içeri diğerleri girdi bende yataktan çıktım."
Elimi anlıma koyarak ovaladım.
"Dün banyodan çıktıktan sonra yerde uzandığını gördüm. "
"Neyse en azından aklı başında duruyormuşum."