Beni arabaya bindikdikten sonra çalıştırmıştı arabayı.
Cama yaslanıp yolu izlemeye başladım.
Oanda arabanın radyosuna yöneldim ve şarkı açtım .
Açtığım anda kapanması bir oldu .
"Biraz insan olsan ölmezsin ." Dediğimde ters ters baktı . Ve tekrardan açtım busefer karışmamıştı."Seni çevireceğim canavara benden çok insanlığa muhtaç kalacak olan . "
Kaybetmeyecektim insanlığımı ona cevap vermeden cama döndüm ve yolu izlemeye devam ettim.~~~~
Gece maviydi ben ise siyahtım.
Hayat su ise ben ateştim biraraya geldiğimizde buhar olup Gökyüzünü umutla kucaklıyordum.
Ağaçlar gibi olmuştum sessiz etrafındaki mevsim olayına bedenen karşılık veren.
Umuda koştuğum an son adımımda ciğerlerimdeki oksijenin hepsi çekilecek gibiydi.
Gölgemdeki canavar , hayatım duvarlara çarpıyordu hayattan kaçamıyordum.
Okadar çaresizlik birikmişti boğuluyordum gözlerimi kapadığımda ışıklar kazanacaktı oysaki karanlıktan korkuyordum .
Ben tekdim hep başa sarıyordum başa sar beni yak ve gene dinle .
Âşk neydiki bir kolun gelip uçurumun kıyısından çekişiydi kalbime yerleşen duygu korkutuyordu.
Tatmadığım duygular beni uzaklaştırıyordu tattığım duygulardan .
Belkide aşka yenilip mutlu sonun olması için dualar edecektim.
~~~~
Kafamı gelen sese çevirdim .
"Kimseye baktığını görmeyeceğim birinin gözü sana değse ateşimde yanarsın."Bu nasıl bir ruh haliydi ateş olsa halbuki ikimiz bir olduğumuzda sonuç kül olurdu hayatın.
"Bu seni ilgilendirmez. "
Kafasını iki yana salladı."Fazlasıyla ilgileniyor sen kendinden vazgeçeceksin ."
Hayır hayır şuan duygu yüklenip ağlamayacaktım."Girelim artık reklamını yapabilesin diye benimle ."
Şeytanı andıran gülüşüyle dahada sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.Arabadan indiğimizde arabanın anahtarını valeye verip yüklü bir bahşiş vermişti.
Koluma girdiğinde çırpınmalarımın sonucu olumsuz olacağından kendimi yormadım bile . İçeriye girdiğimde çalışanın biri masamıza kadar eşlik etmişti. Tüm gözler üstümüzdeydi yemek olsak yiyebilir kapasitedelerdi.
Engin sandelyemi çektiğinde oturdum karşıma oturduğunda Garson ne istediğimizi sormuştu siparislerimizi vermiştik sonunda."Laboya gideceğim. " Dediğimde düşünürmüş gibi yaptı .
"Bende geleceğim. " gözümü devirdim sanki çocuktum ben .
"Gelmene gerek yok zeynebimi asla tehlikeye atmam ."
Kafasını salladı tehlikeli bir şekilde bakması ürkmemi sağlamıştı.
"Bir yaramazlık istemiyorum ."
Ona ters ters baktım sanki bir baba vardı karşımda da kızına uslu dur diyordu ."Emredersiniz babacığım. "
Cevabını beklemeden ayaklandı elbiswmj düzeltip garsonun birine lavobonun nerede olduğunu sordum .~~~
ENGININ AĞZINDANonunla uğraşmak korkutmak ağlatmak bile hoşuma gidiyor. Sanki çok alışmıştım alınmamalıydım obir hevestir dedim kendi kendime. Fazla kapılıyordum sanki kokusu güzelliği mıknatıs gibi beni kendine çekiyordu heleki asiliği . Bugün emrenin yüzüne tekme atması hayranlık uyandırmıştı.
Benim kadınım anca böyle olur demiştim kendi kendime oanda . Ona bağlanmaktan korkuyordum zarar görmesinden benim yüzümden benim azbuçuk nasıl bir insan olduğumu anlamış gibiydi ama ben düşündüğünden fazlasıydım benliğimde kaybolurdu anca ....
Sevmeyecektim onu sadece heves olduğunu tamamen düşündüğümde oyuncağımı atacaktım. Aşktan uzak duracaktım.~~~~~
Lavoboya girdiğimde elimi yüzüme şu serptim makyajımın akmasını istemezdim sonuçta. Lavobodan çıkacağım zaman bir adet Emirle karşılaştım."Burada ne arıyorsun hemde kadın lavobosunda. "
Cevap vermesini istemedim biranda kapıya yineldigimde kolumdan tuttup durdurdu .
"Enginle zorla birliktesin sen onu sevecek biri değilsin ve benden hoşlandığını biliyorum bu duygularına karşılık verebileceğimi düşündüm.Dediği şeylerle afallamıştım ben ondan hoşlanmıyordum geçmişti sadece benim için. Yardım isteyemezdim zaten ondan tek ailem olan zeynep off onaa zarar gelmesi beni yıkar.
"Uzak dur benden tammı ben seviyorum engini. "
Kolumu tutup sürüklemeye başladığında ne yapacağımı bilememiştim. Biranda durduğunda lavobodan çoktan çıkmıştık kolidordaydık .
Bana yaklaştığında tiksinircesine baktım .
~~~~
ENGINDENYaklaşık 20 dakika olmuştu asel yoktu.
Kaçıp kaçmayacağını tarttım içimden.
Ayağa kalkıp lavoboya doğru yol aldım her bir hatası kendi için kötü olacaktı.Gördüğüm şeyle sinirden deliye dönmüştüm .
~~~~~
biranda benden uzaklaştırıldığında rahtalamıştım. Engine gördüğümde sonumun geldiğini anladım.
Hınç ile emirin yüzüne yumruğu geçirip hırplamaya başlamıştı korkuyordum geri geri gideceğim anda kolumdan tutup duvara fırlatılmam bir oldu acıyla gözlerimi yumdum kafamdan gelen sıcaklıkla ellerimi kafama götürdüğümde avucumun içindeki kan gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Biranda boğazımdaki ellerle kafamın ağrısını unutmuştum gitgide ciğerlerimdeki oksijen yetersiz gelmeye başlamıştı. Çırpınmaya başladım Engine baktığımda gözleri beni öldürmek için yemin içmiş gibiydi.
Biranda ışıklar kapanmış gibi olmuştu gözlerim kararmaya başlamıştı.En son duyduğum cümle.
"Benim olmayacaksan ölüm senin olsun zehirli sarmaşığım."İnsan kaç defa ölebilirdi , insan kaç defa bitebilirdi...
İnsan bazen başka biryere gidecek bir kapı bulup sadece gitmek istiyor.
Ölümün sogukluğu bedenimizi sardığında sadece insan arkasına bakmadan gidenlerin peşinden gitmek istiyor.
Toprağın soğukluğu bedenimizi yorgan gibi örttüğünde, yalnızlık kollarıyla sarmalamaya başlıyor işte oan insan korkmaya başlıyor.Iyi okumalar dilerim inşallah bir gün iyi yerlere gelmemiz dileğiyle 😊🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyahın rengi
General Fictionbazen tonlarda bazen tadı damağımızda kalan şeyleri arıyoruz. halbuki ruhumuz hapis 4 duvarlara . çığlık çığlığa bedenimiz darbeler görüyor ruhen işkenceler görüyoruz . Bizi bitiren benliğimiz. kalbim kaçtı herşeyden şimdi kaçma sırası bende onu...