Basketbol Maçı

138 16 1
                                    

Aybüke yine her zamanki saatinde uyandı.Bugün arkadaşları ile beraber olacaktı.Arkadaşları ile olması onu mutlu ediyordu.Kahvaltısını edip kıyafetini giydi.Rahatlığa düşkün bir kız olduğu için bol kıyafetlerini giydi.Dişlerini fırçaladı.Saçını taradı onun için bu bir belaydı.Ne zaman ayna karşısına geçse kalkmaz bilmezdi bu sadece saç içindi bir de makyaj yapacaktı.Sade bir makyaj yapıp parfümünü sıktı.Arkadaşları ile buluşma noktasına varmak için taksi çağırdı.Bir süre sonra varacağı yerdeydi.Esra,Mina ve kendisi ilk gelenlerden olmuştu.Sibel ve Nur da bir süre sonra aralarına katıldı.Alışveriş yapma günüydü bugün.Mina kıyafetlere çok düşkündü bu nedenle kızların arasında en çok kıyafete sahipti.

Nur

"Bu renk nasıl?"

Esra

"Hep kırmızı ama..."

Sibel

"Bu onunla aynı model ama renk olarak daha güzel"

Aybüke

"Çok yakışır sana gül kurusu rengi"

Mina onlarla konuşmak yerine kıyafetlerin içine düşmüştü bile.Alışveriş merkezlerin tozunu attırdılar.Her birinin elinde en az iki tane alışveriş poşetleri vardı.Çok yorgundular ama yine de yürüdüler.
Basketbol oynayan gençleri gördüler.Hepsi basketbolda ustalardı.Aybüke hariç.

Esra

"Hadi ama Aybüke..."

Mina

"Lütfen"

Sibel

"Hadi ya bu kadar soğuk olma"

Aybüke

"Tamam"

Esra en cesaretli olanlarıydı.

Esra

"Bizi karşınıza almaya ne dersiniz?"

Gençler birbirlerinin yüzüne baktılar.

Gencin biri

"Ezilmeye hazırlanın"

Esra böyle özgüveni tavan olan birilerini asla sevmezdi.Oynamaya başladılar, kızların her biri muazzamdı.Maç beraberlik ile bitti.Bu arada gençlerin isimlerinde öğrenmiş oldular.

Esra

"Ezdiniz mi bizi Fırat?"

Fırat

"Tamam kabul ediyorum iyisiniz ama eşitlik"

Nur

"Çok susadım"

Sibel

"Katılıyorum"

Uzun boylu ve gamzaleri olan çocuk konuştu:

"Yakında bir çeşme var"

Mina

"Hadi o zaman suya "

Güney

"İsterseniz yardım edelim poşetler ağır gibi"

Mina buna çok sevindi kafasını heyecanla salladı.Çeşmeye vardıklarında su içenler içti.Erkekler kızların evlerine kadar bıraktılar.Hem poşetler ağır diye hem de bu cadde çok tehlikeliydi.Hoş İstanbul'un her yeri tehlikelide.Ömer ile Aybüke beraber gitmek zorunda kaldılar.Sessizce yürüdüler sessizliği bozan Ömer oldu.

Ömer

"Hep böyle sessiz misin?"

Aybüke

"Ben mi? Hiçte bile..."

Ömer

"Parfümün çok güzel kokuyor."

Aybüke

"Seni anlayamadım"

Ömer

"Çilek kokulu parfümüne bayıldım"

Aybüke

"Ne saçmalıyorsun?"

Ömer

"Evine yaklaştık mı?"

Aybüke

"Evet beni burada bırak"

Ömer

"Tamamdır tatlı kız bunlar senin"

Aybüke bir süre sonra uykuya daldı Haliyle bugün çok yorgundu onun acısını çıkartıyordu. Sabah arkadaşların mesaj sesleri ile uyandı.Bir sürü mesaj gelmişti kızlar grubundan.

"Böyle insan mı uyandırılır?"

Diye arkadaşlarına sitemini belli etti.Aybüke uzun zamandır iş arıyordu bunu bilen komşusu olan bir kadın Süheyla Hanım'ın hizmetçi aradığını söyledi.







Tatlı Kız ve SırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin