Mutluluğun Ölümü

44 4 0
                                    

Hastane koridorlarında çıkan çığlık sesleri her yeri delip geçiyordu.

"Gülnur'um" diye feryat figan olmuştu Beybûn Hanım.Saçlarını ellerinin arasına alıp karıştırıyordu Azad.Kardeşinin ölümünde kendisini suçluyordu.

"Yetiştiremedim"diyerek mırıldandı.Asel de beyaz gelinliği ile onun yanına gitti.

"Kendini suçlama"dedi Asel.Azad'ın dediğini duymamıştı ama kendini suçladığını biliyordu.

Damatlığı ile çok yakışıklı duran Azad şimdi perişan haldeydi.En güzel gününde kaybetmişti güzel kardeşi.

Aybüke hiç olmadığı kadar sessizdi.Ağlıyordu.Çok sevdiği onun sayesinde geldiği İstanbul'da onu kaybetmişti.Ömer Aybüke'nin yanına gelip sarıldı.Aybüke onun omzunda hıçkırıklara boğuldu.

"Aybüke hadi gel elini yüzünü yıkayalım o seni böyle görmek istemez"dedi.Aybüke yüzünü kaldırıp Ömer'e baktı.

"Ama ağlamak istiyorum" dedi.Ömer onu tekrardan omzuna yatırdı saçlarını öptü.Aybüke ağladıkça ağladı.

Beybûn Hanım fenalaşıp yere yığıldı.Onu odaya kaldırıp serum bağladılar.

Azad ise ağlamaktan perişan olmuştu.Aybüke ona destek olamıyordu.Bu süreçte sadece Asel destek oluyordu.

Aybüke ayağa kalktığı sırada başı döndü.Ömer hemen onu tutarak konuştu.

"Hadi gel yüzünü yıkayalım bir de bir şeyler atıştırsan iyi olur."dedi.

"İyi misin?"diye sordu Beril Hanım.

"Biraz yüzümü yıkasam kendime gelirim galiba"dedi.Ömer hâlâ onun kolundan tutuyordu.Ve yavaşça hareket ederek lavabonun önüne geldiklerinde Ömer kolunu geri çekti ve Aybüke lavobaya girdi.Lavabonun önünde bekleyen Ömer topuklu ayakkabı sesini duyduğunda kafasını kaldırdı.Karşısında ona doğru yaklaşan kadını görünce affalladı.

"Ömer"dedi ve Ömer'e sarıldı.Ömer eli ile onu iterek geri çekildi.

"Çok özlemişim ya seni."dedi.

"Benim seni unutalı çok oldu."dedi.Kadın bu sefer Ömer'e yaklaştı.Ömer geriye doğru adım atınca duvara değmişti beli.Kadın bir anda Ömer'in dudaklarına yapıştı.Ömer onu geriye ittiğinde Aybüke ile göz göze gelince gözlerini kocaman açarak Aybüke'ye baktı.

"Nereye bakıyorsun aşkım"dedi kadın ve Ömer'in baktığı yere baktı.Aybüke'yi görünce sırıtmaya başladı.

Aybüke gözleri zaten kızarıktı bir de Ömer'i bu halde görünce daha da çöktü gözleri.Daha da küçüldü bedeni.Ruhu gittikçe hissizleşti.Boğazında cam kırıkları battı.Saçları ruhunun aksine hareket ediyordu.Önüne gelen saçlarını eliyle çekti.Ve adımını attı.Bu adım sanki bir bebeğin ilk yürüyüşü gibiydi.Yavaşdı.Ayrıca bir bebek gibi bir kaç adım sonra her an düşebilirdi.Ömer'e tokat attı.

"Kardeşim öldü benim Ömer! Senin bu yaptın ne?Gözüme sakın görünme!"

Adını söyledi kaç kez.

"Sen artık öldün Ömer!"dedi.Ve çekip gitti.

Bir hafta önce

Asel hâlâ kıkırdıyordu.Kahveyi bitirsin diye "O kahve bitecek Damat Bey!" yazmıştı.Bunu internette görmüştü ve o da böyle yaparak unutulmaz bir şey yaptığını düşünüyordu.Zaten kız isteme unutulmaz bir olaydı onun için.

Azad'a cevap yazdı.

"Nasıl beğendin mi?"

"Aslında beğenmedim çünkü tuzlu kahve içtikten sonra kendimi lavaboda buldum."

Tatlı Kız ve SırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin