1.BÖLÜM 《 İLK TANIŞMA 》

76 23 6
                                    


Keyifli okumalarr :)
Instagram= ssevilay.karaa | 1kitapta1dunya
Wattpad'den geldiğinizi belirtmeyi unutmayın:)


Herşeyin bir ilki vardı değil mi? İlklerin karşısında ki hisler belirsiz olur. Yeni bir duygu keşfedersiniz kendinizde, ama zaten o sizde her zaman vardır. Bilemez ya bazen insan; yaşadığı hissin adının ne olduğunu, onun gibi birşey. Sanki saklanan duygular tam zamanında kendini fark ettirmeden gün yüzüne çıkıyor.

Peki bu duygular hatalı olduğumuz zaman nasıl hareket eder? İşte o zaman ipler sizin elinizdedir. O durumda ortaya çıkacak tek duygu ise mahcupluktur. Diğerleri saklanır, sizin kişiliğinize göre tek bir duygu ortaya çıkar. Olması gereken mahcup olmaktır.

Fakat diğer duyguları inatla arayan da var. Bir hatadaki davranışınız sizin bir sonraki adımınızı belirler. Eğer ki gerektiği gibi davrandıysanız; zaten hatanızı düzeltmek için adımlarınızı çoktan atmışsınız demektir. Ama siz inatlaşmayı tercih ettiyseniz; daha öğreneceğiniz çok şey var demektir. Öncelikle ne zaman ne hissetmeniz gerektiğini...

Alper okuldan çıkıp, evin yolunu tutmuştu. Güneş, en mutlu anlarından birini yaşıyordu sanırım çünkü hava çok sıcaktı. Bunaltıcı olan bu havada evin uzak olması üzücü bir durumdu. Alper bu durumdan rahatsızdı ama yıllardır aynı okula gidiyordu, alışmıştı artık.

Yolda yürürken dükkanların camına bakmak çok hoşuna gidiyordu. Yürürken cama bakıp kendisine bir bakış atardı cam çatlayacak dereceye gelirdi. Tabi o yeşil gözleri kim görse çatlardı zaten. Esmer teni, siyah saçları ve zayıf vücudu dükkan camından bakıldığında göze fazlasıyla çarpıcı geliyordu. Bu endam, sanki annesinin kopyasıydı. Saçlar, bu kopyayı bozuyordu tabi ki. Bir tarafta parlak, kumral saçlar; diğer tarafta ise zeytin gibi saçlar.

Sırtında ki okul çantası bazen ona hayatında ki yüklerden
ağır geliyordu. Okula gitmek, hayatının kurtuluşunun eğitime bağlı olması da onun için apayrı bir yüktü.

Düşünüyordu; örneğin kitap okumak pek işine gelmezdi ama okulda zorla kitap okuyordu. Hemen sıkılıveriyordu. Kitap onun için bir odak noktası değildi. Peki istemediği şeyi neden zorla yapıyordu? Onun hayatı değil mi? İster yapar isterse de yapmaz. Bu düşüncelerin hepsi Alper'in kafasında yer etmiş zaman zaman ortaya çıkıp rahatsız ediyordu.

Buna katlanması gerekiyordu. Okula sabrederse kendi hayatında da sabırlı olabileceğini düşünüyordu. Annesine sözü vardı, Ülkesine ve annesine layık bir asker olmak. Sadece bu hayali için çabalıyordu. Kahramanca şehit düşmek her zaman hayaliydi.

Allah ölümünde en hayırlısı nasip etsin derler ya işte en hayırlı ölüm Alper için şehit olmaktı. Onun arkasından konuşmak isteyenler sadece "vatanı için korkusuzca çarpıştı, tüm zorluklara göğüs gerdi ve en çok istediği yere gitti" desinler istiyordu.

Asker olma hayaliyle yaşıyor onunla birlikte toprağa girmek boynunun borcu gibi hissediyordu.

Annesi Alper'in bu hayalini gururla karşılıyordu. Oğlunun yüreğinden gelen bu isteği görüyor, her zaman destekliyordu. Sonuna kadar desteklemeye devam edeceğine söz bile vermişti. Alper için verilen bu sözün pekte bir önemi yoktu çünkü annesi söz versede vermesede onun iyiliğini istediğini biliyordu.

Alper annesinde ki yerini biliyor, ona göre davranıyordu. İçinde sevgiye dair birşey varsa bu annesi sayesindeydi. Annesi dışında hiç kimse onu böyle sevmemişti. Bazen gözlerinde ki ateş fark edilinceye kadar öfkelenir, annesi onu şefkate boğduğunda Alper'e bir ferahlama, sakinleme gelirdi.

Okulda berbat bir gün geçirip eve geldiğinde bile annesi tüm kalbiyle Alper'e sarılıp, onu anlayabilecek tek kişinin o olduğunu belli ederdi. Ortaya karmakarışık bir durum çıkar ve Alper sanki bir labirentin içinde kaybolmuş gibi hissederdi. Ne yaparsa yapsın bir çıkış yolu bulamazdı. Herşeyden ümidini kesip, vazgeçecek zaman annesi hızır gibi yetiştirdi.

ELEM  (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin